Başlık Nurdan’dan.
Haberleri izlerken ağzından çıkıverdi…
Ben çok beğendim…
Muharrem İnce’nin durumunu tarif ediyor…
Aslında durumu anlatan çok güzel bir de fıkra var.
Şimdi geldi aklıma.
“Teşbihte hata olmasın…”
Delikanlı eve giren hırsızı yakalar yakalamaz babasına seslenir.
Baba hırsız yakaladım…
Getir buraya…
Gelmiyor!
Bırak gitsin!
Gitmiyor!
Muharrem İnce yaklaşık bir buçuk yıldır CHP’den ayrılıp parti kuracağını söylüyor ama hâlâ kuramadı…
Ne istifa ediyor, ne parti kuruyor…
Ne gidiyor! Ne kalıyor!
Nurdan’ın dediği gibi “Ben gidiyorum beni durdurun.” Hesabı..
Bunu nereden mi çıkarıyorum? CHP’den istifa eden üç milletvekili genel başkana “M.İnce’ye çağrı yapın partiye dönsün.” diyorlar da oradan…
İyi de İnce partiden ayrıldı mı ki çağrılacak?
M.İnce’nin de onu destekleyenlerin de artık bir karar vermesi lâzım.
Hem Parti yönetiminin dayatmacılığından yakınacaksın ama kendin de dayatmacı bir tavır sergileyeceksin…
İnce, Cumhurbaşkanı adayı olarak yaklaşık 50 yıldan bu yana CHP’nin aşamadığı %20’ler eşiğini aşıp %30’u bulunca aldığı oyun tamamını kendi oyu olarak gördü ve buradan ikinci kez cumhurbaşkanlığı adaylığını garantilemeye çalışıyor.
Haklı mı? Ben süreci anlatayım kararı siz verin…
1-) Aldığı %30,6 oyun %22,8’i CHP’nin, kalanı İnce’nin oyudur. Bu durumda M. İnce CHP’ye oy vermeyecek olan %8 seçmenin oyunu alabilmiştir. Elbette bu olumlu bir sonuçtur. Ama CHP’siz alabileceği oy bu kadardır. Daha fazla alırım diyorsa partisini kurar ilk seçimde ne kadar karşılığı olduğunu görür…
2-) M. İnce’nin 24 Haziran 2018 gecesi yarattığı hayal kırıklığı geçmemiştir. Geçecek gibi de değildir. Önce bunu kabullenmesi gerekir…
3-) CHP’den istifa eden üç milletvekilinin istifaları da gerekçeleri de yanlıştır…
4-) Bu durum milletvekili adaylığı tercihlerinde yanlış yapıldığını göstermesi bakımından önemlidir. Doğru olan, milletvekili ve belediye başkan adaylarını aktif parti üyelerinin seçmesidir…
5-) Bir başka yanlış da parti içi mücadeleyi saray talimatına dayandırmaktır. Kullanılan ifadeler oldukça inciticidir… Kutuplaşmayı artırmaktadır…
6-) Son olarak… Siyasi mücadele ilkelere ve liyakate dayanmalı. Dürüst olunmalı. milletin beklentileri kişisel hırslara ve asılsız iftiralara indirgenmemelidir…