Karesi ve Altıeylül belediyelerinin, büyükşehir olmamızdan sonra hizmet verdiği, daha önce Balıkesir Belediyesi olarak faaliyette bulunan binanın yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri neredeyse bir ay olmasına rağmen bitmese de artık bitmek üzereyken…
İster istemez geçmişi düşünüyor insan…
Yaşı bizim ve bizden büyük olanlar hatırlıyordur buruk bir şekilde kuşkusuz…
1980’li yıllarda inşa edilen o binanın evvelinde orası bir tarafı Nikah Salonu, diğer tarafı eşsiz ve ağaçlı bahçesi, iç salonu ile Şehir Kulübü şeklinde faaliyet gösteriyordu.
Şehrin merkezinde nefes noktasıydı.
Kompleks ve çoğu ilde bulunmayan nitelikleriyle örnek gösterilen bir mekandı.
Aynı Anafartalar Caddesi’nde bir zamanların efsanevi Şehir Sineması gibi…
Sonra…
Şehrin o güzelim nefes alınan ve mekan olarak gözde olan Şehir Kulübünü oradan kaldırdılar, bir sürü ağaç kesildi, şehrin imaj noktası yok edildi bitti.
Kaç kere gitmiştik, öyle iz bırakmış ki çocukluğumuzdan, daha dün gibi aklımızda.
Sonra…
Dev gibi belediye binasını diktiler…
Ve ülke sanki 1999’dan sonra deprem ülkesi olduğunu hatırladı ya, bina depreme dayanıksız diye önceki yönetim yıkım kararı almıştı şimdiki yönetim de yapılacak bir şey kalmadığı için işleme devam etti haliyle.
Depreme dayanıksız mıydı, bilmiyoruz ama tüm belediye çalışanları en küçük bir depremde büyük korku yaşadıkları için öyle düşünüyorlardı. Nitekim elbette analizleri, teknik incelemeleri yapılmış ve ona göre karar verilmiştir.
Peki neden depreme dayanıksız yapılmışmış?..
1980’li yıllarda deprem ülkesi değil miydik,
Balıkesir geçmişte yıkıcı depremler yaşamamış mıydı?..
Kim gidecek 1980’li yıllara ama di mi?..
Nedense hep bizim bu diyarda depreme dayanıksız binalar, eloğlu bir yaptı mı arkasına bakmıyor; tarih ve şehirler o yüzden beraber yaşayıp gidiyorlar..
Bizde ise her deprem tarih yazıcı hale bürünüp şehirlerin hayatını değiştirebilecek birer korku örneği haline dönmüş durumda…
Velhasıl…
Geleceğimiz nokta asıl şurası…
Şehrin nefes alanlarına bina dikmekte üstümüze yok.
Merkezdeki Şehir Kulübünü kaldır, o zamanki aman seslerine kulak tıka, dev bina dik…
Merkezdeki Güzel Sanatlar, Özel İdare, İşkur bulunan 2 katlı binayı yık, o zamanki aman seslerine kulak tıka, o zamanki adı Özmerkez olan şimdiki BBB’ni dik…
Gar arkası muhteşem bir şehir nefes alanı olan ve Avlu’dan gelip orasıyla devam edip Atatürk Park’ına kadar uzanan o nefes şeridinin ortasına gel, dev gibi konut kent kur; aman seslerine kulak tıka…
Acaba BBB binası da yıkılır mı ilerde depreme dayanıksız diye?..
Sonuca gelelim; ne olacak şimdi enkaz kalkınca orası…
Aman aman bina kondurmayın…
Her ne kadar gar arkası devasa konut kent ile doldurulmuşsa da madem Orduevlerini de kapsayan bir düzenleme ve güzel bir değişim var o bölgede…
Gelin siz de o enkazdan yine bir nefes noktası yaratın…
Şehir Kulübü’nü tekrar kurun misal…
Arşive bakın…
Şehir Kulübü adını beğenmiyorsanız başka bir isim bulun; kentliye yeşil bir bahçe ve nezih bir ortamla mekan açın…
Soluk alalım…
Subay ve Astsubay Orduevlerini müze ve sanat alanına dönüştürme çabalarına alkışlarımız o alana da kaysın; büyük bir alana yeşil bir kent alanı da ekleyerek güzel bir doku oluşmasına çaba harcayalım.
Ne dersiniz?
Çocukluğum şehir kulübünde geçti. Şu anda 66 yaşındayım. Kapalı mekanı, bahçesiyle ve canlı müzik yapan orkestraları ile nezih bir ortamdı. Bahçesinde piste bakan kısım taraça şeklinde basamak basamak yükseliyor ve bu geniş basamaklarda yemek masaları mevcuttu. Babam orada görevli olduğu için mutfağına kadar her yere adım atmışımdır. Sadece kulübe girişte solda merdivenlerin uzandığı oyun salonu hariç.
Egerki diyecek bir sözünüz var ise, o alanı ağacı bol iklime uyum sağlayan bitkiler ile döşetip 7 sinden 70 ine herkesin gelip nefes alabileceği bir ortam olmasını sağlayın..ön ayak olun…
Lütfen unutmayın beton karın doyurmuyor, lakin temiz bir doğa size herseyi veriyor.
Sevgilerle