Demokrasiyi hazmedememiş biriyse der. “Sen adam olamazsın” diyen babasını ayağına çağıran vali hikayesi gibi…
Seçim yapacak yeterli üyesi olmayan yerler hariç tek adaylı seçimlere gelişmiş demokrasilerde hibrit demokrasi diyorlar; biz,sandık demokrasisi diyoruz…
Sandık demokrasisi az gelişmiş ülkelerde yeterli siyasal bilince ulaşamamış üyelerin kendilerine bir menfaat sağlamak için güçlüden yana oy kullanmalarıdır
Bir belediye başkanı şunu diyebilir. “Ben kimsenin adaylığını engellemiyorum. İsteyen aday olur istemeyen olmaz…”
Bu yetmez sayın başkan mahalle delege seçimine de karışmayacak, üyeleri de iş vaadiyle etkilemeyeceksiniz… Milletvekilleri, siz de telefon açarak üyeleri yönlendirmeyeceksiniz…
Bilin ki sandıkta yendiğiniz liste AKP listesi değil, kendi yol arkadaşınızın listesidir
Bu işin bir de seçimden sonrası var…
Tecrübeyle sabittir ki; “delegeyi de, ilçe başkanını da ben belirlerim” diyen belediye başkanları genel seçim sürecinde bir avuç parti üyesiyle kala kaldılar…
Nerden mi biliyorum? Mahalle delege seçimlerine katılım oranından. Katılım oranı %35 lerde. Katılanların %18’ini alan kazanıyor. Hatta size daha büyük bir örnek de verebilirim:
Çankaya’da sayın genel başkan 500 bine yakın oy alarak birinci olmuştu. Kendisininde katıldığı ilçe kongresine 800 kişi bile katılmadı. Zaten meclis gurup toplantılarında da durum farklı değil…
Bırakın örgütler ilçe ve il başkanlarını kendileri seçsin. İlçe başkanları belediye başkanlarının öz savunma gücüdür. Bu gücü niye bölüp parçalıyorsunuz.
Belediye başkanları tek adayla seçime gidilmesini iyi bir şeymiş gibi gösteriyorlar, oysa son derece antidemokratik bir tutumdur, iyi falan da değildir
Gelelim yazının başlığına.
Bir belediye başkanı ilçe başkan adayı olan parti üyesinin yüzüne karşı; “Seni istemiyorum, aday olma.” Diyebilir mi?
Maalesef demiştir.
Bu tutum demokrat olmayan, antidemokratik anlayışın bir sonucudur.
Bu anlayış tam da bir güç zehirlenmesidir…
Sanki kendisine sekreter seçiyor…