Öyle bazı şahsiyetler var ki bu topraklarda…
Konuştukları zaman hayretler içinde kalıyorsunuz.
“Bu kadar da olmaz” kafi gelmiyor, yorumlayamıyorsunuz bile.
Yapabileceğiniz tek şey, aynı topraklarda yaşıyor olmanın verdiği utanç ve şaşkınlık.
Oysa.. Açıp da tarihi, kitaplardan okusa…
Kulaktan dolmasa…
İnanmak istediğine kanmayıp bir kez olsun kaynaklar ışığında çeşitlilikten yararlanabilse…
Sadece kendi çevresine üşüşenleri değil, başkalarını, hadi Türkiye’yi geçtik, yabancı tarihçilerin yazdığı kitapları eline bir alsa.
Alabilse.
Biraz düşünebilse…
Anlayacak.
İçinde büyüttüğü kinin ne kadar kör ve yanlış olduğunu.
Bu satırları yazmamıza sebep olan olay CİMER’e yapılan bir başvuru.
Biliyorsunuz CİMER, devlet katında en makbul ve kamu kurumlarının kendisinden en çekinilen kurumu haline geldi.
Kamu kurumuna mahkeme bir karar göndersin, kurum kulak ardı eder.
CİMER’den bir yazı gitsin, korku Kaf Dağı’nda ya: “Bırrrr, CİMER’den mi gelmiş?…”
Bir üşüme, titreme hali!
Aklı evvelin biri CİMER’e yazmış. Bazı şahsiyetler demiş.
“Bazı şahsiyetlerin resmi bayrağın içine konuyor, Bayrak Kanunu’na muhalefettir bu” demiş özetle ve mealen.
“Bu durum engellensin” demiş.
Bazı şahsiyetlerin kim olduğunu yazamayacak kadar da korkak.
Bazı şahsiyetler!
Bayrağın içinde kimin resmi var?
Ki düşmanlık hortladıkça ve hortlattırıldıkça toplumsal refleks olarak geldi o “bazı şahsiyet” dediği…
Diyemiyor ya, Atatürk oysa kastı.
Nesi var Atatürklü bayrağın? Çok da güzel değil mi?..
Dünyanın en güzel bayrağı Türk Bayrağı, Türk Bayrağı’nın nasıl oluştuğunu, yıldızdaki köşe sayısının ne anlama geldiğini, yıldızın kaç köşeli olduğunu, evvelini, sonrasını araştırmış mı?..
Bayrağı, en azından Sunay Akın’dan bir dinlese, okusa.
Ne anlama geldiğini anlayacak.
Atatürk’ü de okusa… O’nu da anlayacak.
Ama okumaz ve anlamazlar.
Varları yokları Atatürk düşmanlığı.
CİMER’e gelen yazı, otomatik İçişleri Bakanlığı’na havale edilmiş.
Deseydi CİMER cevaben; “Bazı şahsiyetlerden kastınızın ne olduğu anlaşılamamıştır, kastınız Atatürk ise Atatürk resmi bayrağa muhalefet kabul edilemez”
Denmemiş, sıradan bir evrak gibi Bakanlığa, Bakanlıktan da 81 ilin valiliğine yazı gitmiş.
Deseydi ya Bakanlık, “bazı şahsiyetten kasıt kimdir?”
Valiliklerden konuya ilişkin gereken hassasiyetin gösterilmesi istenmiş…
Keşke Valilikler, aynı hassasiyeti Atatürk’e dil uzatanlar için de gösterseydi…
Oysa herkes biliyor ki, toplumsal refleks olarak doğdu içinde Atatürk olan Bayrak.
Alerjinin CİMER’e şikayete konu edilebilecek halini tasavvur edebiliyor musunuz?
“Bazı şahsiyetler” demiş.
-ler eki usulen.. Bazı şahsiyet dediği Atatürk.
Cumhuriyet’i kutluyoruz ya bu hafta… En büyük bayramı..
Bazı şahsiyetler de var ki ne geçmişinin farkında ne bugünkü özgürlüğünü hangi şahsiyetlere borçlu olduğunun ayırdında!
O “bazı şahsiyetler” olmasaydı, bugün hangi şahsiyetlilerin(!) bayrağı dalgalanırdı bu topraklarda?
