Derdi, kederi alıp götüren, her şey yolundaymış ve güvendeymişsiniz gibi hissettiren ancak nedeni ve nasıl bir güce sahip olğu ile ilgili pek de düşünülmeyen basit bir eylemdir sarılmak.
Sarılmak derken öyle hoş geldin beş gittin sarılmasından bahsetmiyorum elbette. Hani bir anne evladına sarılır ya sımsıkı sevgi dolu, işte öyle candan kucaklamaları kastediyorum.
Bazen sebebi olmaz bu sarılmaların. Bazen de kelimeler yetersiz kalır ve iki kalp konuşmadan sessizlikte duyar ve anlar birbirini.
Çünkü kucaklaşmak, sevginin ifadesidir, “yanındayım, seni anlıyorum, bana güvenebilirsin, seni çok özledim” demenin sözsüz ifadesidir ve bazen sadece sarılmak ister insan.
İçgüdüsel olarak yaptığımız bu basit eylemin fiziksel temasın ötesinde biz farkında olmadan oksitosin hormonunun salgılanmasına yardımcı olduğunu biliyor muydunuz?
Aşk hormonu olarak bilinen oksitosin; aşk, sadakat, mutluluk, sevgi, umut gibi duyguların en temel kaynağıymış ve biz her kucaklaştığımızda bu hormon salgılanıyormuş.
Kişilerin birbirlerini tanıması, güvenmesi ve empati duyması, birbirleriyle derin ve kalıcı bağlar geliştirmesi, annelerin bebekleri ile bağ kurması gibi sevgi ve güvene dayalı konuların yanında bağışıklık sisteminin güçlenmesi ve bir çok hastalığın önlenmesine de yardımcı oluyormuş oksitosin hormonu.
Hiç unutmam yıllar önce doktorumdan sağlık sorunumla ilgili teşhisini öğrendiğimde çok kötü hissetmiş ve oturduğum yere çakılıp kalmıştım. O andan itibaren onun söylediği hiçbir şeyi anlayamıyordum çünkü kulaklarımdaki uğultu onu duymamı engelliyordu. Bir müddet sonra aynı zamanda arkadaşım olan doktorum ayağa kalktı ve “Hadi seni biraz rahatlatalım, bu işte beraberiz ve herşey yolunda” diyerek bana sarıldı. Bu kucaklaşma gerçekten de bana her şeyin yolunda olduğunu hissettirmişti.
O zamanlar kucaklaşmanın bu kadar sihirli bir güce sahip olduğunun bilimsel yönünü bilmiyor ve bu davranışın tamamen kültürel bir özelliğimiz olduğunu sanıyordum.
Meğerse hayati öneme sahip bu eylemin kutlanan bir günü bile varmış. İlk olarak 21 Ocak 1986 yılında Michigan’da kutlanan Sarılma ve Kucaklaşma Günü her ne kadar bizim ülkemizde çok fazla bilinmese de dünyanın birçok ülkesinde kutlanıyormuş.
Bugünün anlamı ise hiçbir kelimenin ya da kavramın ayrımını yapmadan sarılmak ve neden aramadan herkese sevgiyi ve şefkati göstermekmiş.
Aslında sadece bir gün değil kavga, savaş ve silahların olduğu bu dünyada her gün yapılması gereken bir eylem olmalı sarılmak.
Yeni bir yıla yeni umutlarla başlangıç yaptığımız şu günlerde bize böylesine saf ve yoğun duygular hissettiren bu eylemi sık sık tekrarlamanın tam zamanıdır diye düşünüyorum.
Çünkü modern çağın hızına yetişmeye çalışırken yoğunluk, yorgunluk, günün stresi, yalnızlık, güvensizlik, kırgınlık, önyargı, zaman ayırmama, ekonomik sorunlar ve en çok da salgın hastalık gibi sebeplerle son zamanlarda birbirimize sarılmayı unutmuş gibiyiz.
Yeni yılın tüm dünyada içten kucaklaşmalarla karşı karşıya gelecek kalplerin sevgi ve barış içinde yaşayacağı bir yıl olması dileğimle…