Balıkesir Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (BASİAD) son toplantısında da Kazdaları’ndaki altın arayışı vardı. Toplantıda Kaz Dağları özelinden başlayarak Balıkesir ve ülke madenciliği ve çevre konusu ele alınırken, bilgi eksikliğine dikkat çekildi. Maden işletmelerinin yerli ve milli olması gerektiği vurgulandı.
“ÇEVRE DUYARLILIĞI BİLGİYE DAYANMALI”
Toplantı açılış konuşmasını yapan BASİAD Başkanı Abdullah Bekki, Kaz Dağlarında başlayan madencilik faaliyeti sonucu büyük bir çevreci tepkinin oluştuğunu belirtirken, “ BASİAD olarak her türlü sürdürülebilirliği ön planda tutuyoruz. Çevreye duyarlıyız. Çevre duyarlılığımız sadece Kaz Dağları değil. Ayvalık deniz altı ekosistemi; Erdek deniz şeridi, Manyas Gölü, Dursunbey ormanları kısaca başta Balıkesir olmak üzere tüm coğrafya hassasiyet alanlarımızda. Öncelikli sorunumuz bilgisizlik ve kulaktan dolma bilgiler. Konuları araştırmadan bilgi sahibi olmadan üzerine atlanıldığı oluyor. Bunların başında da çevre konuları ve özellikle madencilik geliyor. Kaz Dağlarındaki konudan önce bundan 6-7 sene önce Körfezde arıtmanın çalışmaması sonucu Körfeze deşarj, Manyas Gölü kirlenmesi, su havzaları, akarsular, atıklar gibi çok daha büyük çevre konuları nedendir bilinmez kamuoyunun ilgisini çekmedi. Çevre duyarlılığı dediğiniz şey bilgiye dayanmalı ve topyekun bir hareketi içermelidir. Evet bizim için madencilik çok önemli bir ekonomik faaliyet. Madenci üyelerimiz var. Ekmeklerini taştan çıkarıyorlar. Öncelikle bilgilenelim istedik. Konu ile ilgili madenci üyelerimizi temsilen BASİAD Başkan Vekili Mustafa Ercan bilgilendirme yapacak.” Dedi.
MADENCİLİK BALIKESİR İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Toplantıda bilgilendirmelerde bulunan BASİAD Başkan Yardımcısı Mustafa Ercan, ” Öncelikle ifade etmek isterim ki madencilik Balıkesir ve Türkiye açısından çok önemli bir sektördür. Dünya’da ticareti yapılan 90 çeşit mineral bulunmaktadır. Bu minerallerin 57 çeşidi ülkemizde olup, 37 çeşidi de Balıkesir topraklarında bulunmaktadır” dedi.
“SİYANÜRLE MADEN ARANMAZ, AYRIŞTIRILIR”
Ercan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yanlışı düzeltmek isterim. Dünyanın hiç bir yerinde siyanür ile maden araması yapılmaz. Böyle bir yöntem yok. Madencilik sektöründe siyanür sadece altın üretiminde değil diğer metalik maden flotasyonlarında da çıkarılan madenin ayrıştırılması için kullanılmaktadır. Türkiye’de siyanür değişik sektörlerde kullanılmaktadır. Türkiye’de kullanılan toplam siyanürün sadece yüzde 5’i madencilik sektöründe kullanılmaktadır. Geri kalan kullanım içinde direkt insan ile temasta bulunan sektörlerde yer almaktadır. Önemli olan bu konunun kontrol altında ve sürdürülebilir olmasıdır”
MADENE İHTİYACIMIZ VAR
“Peki madencilikten vaz geçebilir miyiz?” diye soran Ercan şunları söyledi:
” Maden günümüz insanlığının yaşamsal ihtiyaçlarından bir tanesidir. Doktorların kullandığı iğneden, ameliyat aletlerine, görüntüleme cihazlarına, tüm tıbbi aletlere ve ilaçlara kadar pek çok yaşamsal ürünün kaynağı madendir. İnsanlığın gereksinimleri olan taşımacılıktan savunmaya kadar her kademede maden vardır. İnsanlığın sürdürülebilirliği için madene ihtiyacımız var. Doğaya da ihtiyacımız var. Öğle ise bu ikisi birbirine uyumlu ve sürdürülebilir şekilde devam ettirilmeli. Öncelikli beklentimiz çevre duyarlılığı olduğunu iddia eden her kesin; sadece madencilikte değil, sadece belli destinasyonlarda değil topyekun duyarlı olmalıdır. Gerçekleştirilen faaliyetin tüm detayları hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmalarıdır”
“YABANCI DEĞİL YERLİ İŞLETİM OLMALI”
“Bizler BASİAD’ın madencilik sektör temsilcileri olarak hazırladığımız “Madencilik Sorunları” raporlarında her daim 3 konuya değindik. Bunlardan bir tanesi yabancı kökenli madencilik idi. Bir kere topraklarımız da yer alan madenlerimiz yerli ve milli işletim ile gün yüzüne değerlendirilmek üzere çıkarılmalıdır. Kaz Dağları özelinde de yapılması gereken esasen tüm tarafların bir araya gelmesi ve arama konferansı şeklinde bir çalışma ile tüm bilgilerin derinlemesine ortaya konmasıdır. Bilgi sahibi olmadan; fikir sahibi olmak risklidir. Yürütülen faaliyete karşı duruş sergileyenlerinde ellerinde sağlam argümanlar olması gerekir. Örneğin akredite yada uluslararası kabul gören kişi yada kuruluşların söz konusu bölge ve faaliyet ile ilgili raporları. Nerden bakarsak bakalım ortaya çıkan kamuoyu duyarlılığın pek çok eksik ve yanlış yönlendirilmiş ayakları mevcuttur. Önce öğrenelim. Bilgi sahibi olalım. Bilimsel araştırmalara bakalım; pozisyonumuzu ona göre alalım.”
Toplantı sonunda insanlığın yaşaması için şart olan madencilik ve doğanın sürdürülebilir bir ilişki içinde etkileşim halinde yollarına devam etmeleri gerektiği ve BASİAD’ın sektör temsilcileri ve kurumsal madencilik teknik bilgisi ile bu konuya katkı yapabileceği bildirildi. (balikesir24saat)