Son yazım “Motivasyon!”un gazetemiz https://www.balikesir24saat.com/ da yayınlanmasıyla birlikte aldığım güzel bir geri bildirimi sizlerle paylaşmak istedim.
Sevgili Süreyya TURGUT;
“Son 50 yılın en başarılı olunan becerisi algı yaratma… Sürdürülebilir bir kavram. Başarının tanımı yanlış yapılıyor. Başarı verdiğin mücadele süreci. Ama biz sonunda elde edeceklerine odaklı bir düzen yarattık. Çalışırsan evin olur araban olur. Hedef ev araba… O eve ulaştığında yuva olmuyor bu kafayla ve sonuç. Hayal kırıklığı
O evi yuva yapan o mücadele süreci. Ebeveynler çocuklarını böyle yönlendirdiği sürece motivasyonları hiç olmayacak
Daha acısı motivasyonu maddesel hedefler olan bireyler mutlu olamıyor. Halbuki en büyük başarı mutlu olabilmek. Siz dostum neden yazıyorsunuz? Motivasyonunuz ün mü para mı? Yazarak bu ikisi de bu ülkede mümkün değil. Yazmak mutlu ediyor değil mi? Sanırım olayın özü bu.”
Zaten içimde var olan düşüncelerin bana yeniden değerli bir okuyucum tarafından seslendirilmesi bir süredir çalıştığım alanda yeni arayışlar içine girmemi hızlandırdı.
Konuşurken başarının her zaman bir süreç olduğunu, bireyin bu yolda yürürken gösterdiği performansa göre değerlendirilmesi gerektiğini söyleriz. Aslında yetişkinler olarak bunun hep farkında olduğumuzu söyler fakat iş değerlendirme kısmına ya da kendi çocuğumuz da uygulamaya geldiğinde çoğu zaman söylemlerimize uygun davranmayız.
Başarının her zaman bir süreç olduğunu düşünsek bile aslında çoğu zaman bir sonuç gibi davrandığımız en önemli durum. Başarı hayatımızın tamamını üzerine kurduğumuz kavram. En kötü durumda bile sağlık olsun deyip mevcut durumu başaramadığımız için üzüldüğümüz kavram.
Başarı kelimesinin hayatımız da birçok anlamı veya anlatımı olabilir. Başarı gerçek anlamda bir süreç olmalı sadece bir sonuç olursa biz hayatımızda hep önde olanları, hep tercih edilenleri hep kendimiz dışında kalanlarını gerçekleştirmek için devam edeceğiz.
Örneğin okullarda ödül törenlerini düşünelim, il geneli veya ülke geneli yapılan deneme sınavlarını düşünelim. Her zaman başarılı diye gördüğümüz ilk sıradakilerdir. Bir yıllık eğitim sürecini düşündüğümüz de sadece ilk sıralarda olan öğrencileri değerlendirmek, diğerlerinin kendilerini süreçte ya da bu yolculukta ne kadar ilerlediklerini görmemek başarılı olmanın önündeki en büyük engeldir diye düşünüyoruz.
Süreç değerlendirmesinde ise kişinin bir değerlendirme ile diğer değerlendirme arasında ne kadar yol aldığını takip edip bu ilerlemeyi ödüllendirmek bireyde oluşan başarı algısına daha büyük anlam katacaktır.
Başarıyı değerlendirmenin bu kurumsal boyutu, aile kurumunda ise sınıfta kaçıncı oldun ilk 5’e ya da ilk sıralarda mısın? Neredeyse en çok sorulanlardan. Burada en çok sorduğunuz sorular ile çocuklarınıza nasıl bir başarı algısı oluşturduğunuzu düşünebilirsiniz.
Uzun yıllardır çocuklarımla tanışırken, tatil dönüşü veya sohbet anlarımızda sorduğum bazı sorular;
* Hayalleriniz var mı? Neler?
* Kendinizi şu ana kadar ne başarmış hissediyorsunuz?
* Kendinizi tarif ederken başarılı bir insan olarak görüyor musunuz?
* Elinizde sihirli bir değnek olsa hayatınızda neleri değiştirmek isterdiniz.
Hayaller sorusuna 10 yıl içerisinde aldığım cevaplar çok değişti. Önceleri hayaller insanlara yardım etmek, küresel sorunlara ya da hastalıklara çözüm bulmak iken son yıllarda sadece zengin olmak.
Başarı ile ilgili sorulara gelince burada cevaplar asla kendilerine ait değil. Bir eğitimci olarak en üzücü yanı bu başarı ile ilgili soruları cevaplandırırken;
* Ailem ne kadar çalışsam da çalışmamı yetersiz görüyor.
* Sınıfın başarıları belli zaten ben asla orada olamam.
* Çalışıyorum ama herkes dikkatsiz olduğumu söylüyor, bir türlü üst sıralarda değilim. (Sihirli değnek sorusunun cevapları belki sonra)
Bu liste ve cevaplar uzar gider.
Başarı göstereceğimiz süreç sadece okul mu? Aldığımız diploma mı? Hayatın tamamında gösterdiğimiz, performans, ne istediğimizi bilip ona göre yaşamak mı?
Çocuğumuza daha küçük yaşlarda başarının kendini bilmekten, değerlere sahip olmaktan geçtiğini göstermek gerekmez mi?
Güven, saygı, sevgi, umut, sorumluluk, çaba, irade, söylediklerini uygulama becerisi, verdiği sözleri tutma becerisi, kendine güven hayata coşku ile bakabilme becerisi ve değerlerini yüklememiz gerekmez mi?
Başarıyı, kişinin aldığı yolun istediğine doğru ne kadar ilerlediğini görebilmek olarak tanımlarsak ve hayatımızda uygulamaya koyarsak daha mutlu ve daha başarılı bir nesil bırakabiliriz.
Müzik önerisi: https://youtu.be/6R3fYEFCZz8