Bandırma Demokrasi Platformu, Güney Amerika’dan ithal ettiği Angus sığırlarıyla Bandırma’yı kötü kokuya boğan Çelebi Liman şirketini uyarıp, “Angus sevkiyatından vazgeçin. İlkel, açık döküm sevkiyatından vazgeçin” çağrısında bulundu.
Meselenin sadece kötü koku olmadığını, halk sağlığının da tehlikede olduğunu vurgulayan platform bileşenleri, Kaymakamlığı ve İlçe Sağlık Kurulu’nu da “Halk sağlığını riske atan bu durumu ortadan kaldırın” diyerek acilen göreve çağırdı.
Bandırma Demokrasi Platformu, Çelebi Limanı önünde angus gemilerinin yarattığı kötü kokuyu protesto etti. CHP Bandırma İlçe Başkanı Mehmet Atak, DİSK Emekli-Sen Bandırma Şube Başkanı Levent Balkış, Bandırma Kent Konseyi Başkanı Serdar Polat, Eğitim-Sen Bandırma Temsilcisi Erdal Doğru ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra bazı muhtarların ve vatandaşların da katıldığı protestoda basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklaması sırasında sık sık “Sermayeyi değil halkı gözetin”, “Bandırma susma,sağlığına sahip çık”, “Havama, suyuma toprağıma dokunma”, “Çelebi şaşırma, sabrımızı taşırma.” şeklinde sloganlar atıldı.
“LİMAN ÖZELLEŞTİRME FURYASINA KURBAN EDİLDİ”
Bandırma Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Recep Gökdeniz‘in okuduğu basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Bugün, Bandırma kamuoyuna, Bandırma halkına seslenmek için toplanmadık. Bugün, Bandırma halkının sesi olmak için toplandık. Kentimizde, önü alınmayan sanayileşme ile artan ticari faaliyetler, biz Bandırma halkını yok sayarak sürdürülüyor. Halk sağlığının yerine, şirketlerin kârları, kasalarını doldurdukları paralar konuluyor. Pek çok kamu işletmesinde olduğu gibi halkın varlıkları zarar ettirilerek, gerekli donanımdan yoksun bırakılarak, özelleştirme furyası ile sermayeye yok pahasına peşkeş çekilen yerlerden Bandırma Limanı, 2010 yılında 36 yıllığına Çelebi Bandırma Uluslararası Limanı İşletmesine devredildi. Yani 2010 yılında bizim olan limanımız, Çelebi’nin insafına terk edildi. Limanın özelleştirilmesiyle limanda yürütülen faaliyetlerin denetimi yapılamaz duruma getirildi.”
“BANDIRMA HALKINA ANGUS KOKUSU, KÖMÜR TOZU REVA GÖRÜLDÜ”
“Çelebi şirketi kârlarına kâr katarken, biz Bandırma halkına angus kokusu, kömür tozu reva görüldü. Şirketin açık döküm istifleme yaptığı günlerde havaya karışan tozlar nedeniyle camlarımızı bile açamaz duruma geldik. Artık bu durum çevre kirliliği ve halk sağlığı sorununa dönüşmüştür. Açıkta, ilkel bir şekilde yapılan yüklemeden kaynaklı kömür, hububat ve benzeri ürünlerin tozu, rüzgârın da etkisiyle tüm kente yayılarak kanserojen pek çok partikül soluduğumuz havayı kirletiyor. Bu kirlilik başta astım olmak üzere çeşitli sonunum hastalıklarına ve hatta akciğer kanseri hastalığına yol açabilecek riskler barındırıyor.”
“MESELE SADECE KÖTÜ KOKU DEĞİL, SAĞLIĞIMIZ DA TEHLİKEDE”
“Diğer yandan, Bandırma Limanı üzerinden yapılan angus sevkiyatı başkaca sorunları da beraberinde getiriyor. Mesele sadece kötü kokunun kente yayılması değildir. Biyolojik olarak eğer bir şeyin kokusunu alıyorsak, kokusunu aldığımız şeyle mikro düzeyde doğrudan temas ediyoruz demektir. Yani angusun kokusu dediğimiz şey, angusun mikro düzeydeki kendisidir. Sorunun en tehlikeli kısmı da buradadır. Kentimizin ekosistemine, dünyanın farklı ülkelerinin ekosistemlerinden getirilen angusların, bizim bağışların sistemimize yabancı bakteri ve parazitleri taşıyabileceği gerçeği ile yüz yüzeyiz. Bu durum halk sağlığı açısından hafife alınır bir şey değildir. Covid-19 salgını ve pandemi döneminde yaşadıklarımız unutulmamalıdır.”
ÇELEBİ’YE “ANGUS SEVKİYATINDAN VAZGEÇİN”, YETKİLİLERE “HALKI RİSKE ATAN BU DURUMU ORTADAN KALDIRIN”
“Çelebi şirketini uyarıyoruz. Angus sevkiyatından vazgeçin! İlkel, açık döküm sevkiyatından vazgeçin! Bandırma halkının sağlığı ile oynamanıza izin vermeyeceğiz!
Başta yerel yönetimin sorumluluğunu taşıyan Kaymakamlığı ve İlçe Sağlık Kurulu’nu acilen göreve çağırıyoruz. Halk sağlığını riske atan bu durumu ortadan kaldırın. Kentimiz, sermayenin endüstriyel faaliyetleri yüzünden onlarca sorunla boğuşmaktadır. Bir yanda BAGFAŞ, havamızı, denizimizi ve toprağımızı yıllardır zehirliyor, bir yanda adına festival düzenlediğimiz Kuş Gölü’müz sanayi atıkları nedeniyle can çekişiyor, diğer yandan tarım arazileri üzerinde Organize Sanayi Bölgeleri kurularak ekosistemimiz talan ediliyor. Kentimizin havasına, suyuna, denizine, gölüne, toprağına yapılan bu kırıma ‘dur’ diyoruz. ”
Haber: C. Saffet YILMAZ