BALYA KAYALAR KÖYÜ’NÜN BEREKETLİ TOPRAKLARI
8 Haziran 2022 günü kendi köyüme Kayalar’a gittim, hava günlük güneşlik, bahar yeni bitmiş, yaz yeni gelmiş her yer yemyeşil, topraktan bereket fışkırıyor. Hava nefis, derin derin soludum köyümün havasını, eğildim elimle buz gibi su içtim köyümün pınarlarından, elimi ve yüzümü yıkadım, serinledim. Çocukluk arkadaşlarımı gördüm, onlarda yaşlanmış biraz benim gibi, ama köy havası onlara yaramış, yüzlerine kan gelmiş, gözleri parlıyor ve gülümsüyorlar. Sarıldık hasret giderdik, çocukluğumuzu hatırladık birbirimizi görünce, çok güzel anılarımız vardı birlikte o güzel anılarımızı tekrar canlandırdık.
Kardeşimi, hısım ve akrabalarımı, komşularımı ve onların çocuklarını, torunlarını gördüm, elimi öpenler oldu çocuklar gibi sevindim. Onlar da sevindiler, tekrar tekrar sarıldık birbirimize. Bazı yaşı küçük çocukları ve gençleri ismen bilemedim ve onlara soy adlarını sordum , öğrenince sen şunun oğlu veya kızı mısın dedim ve hemen hemen hepsini tutturdum. Biz anne, baba ve yedi kardeşten oluşan bir aile idik, bugün bir kardeşimizi daha kaybettik ve köyde toprağa verdik, benim bu gün köyüme gelişimin esas sebebi budur. Baba ocağımız tütmüyor, annemi, babamı ve yedi kardeşimin beşini kaybettim, iki kardeş kaldık hayatta…
Bugün kaybettiğim ablam Necla (KAYNAK) Karaca’ya Allah’tan rahmet diliyorum ve mekanı cennet olsun diyorum. Ablamın vefatı nedeniyle bugün Kayalar’a geldim, bu sebeple üzüntüm büyüktü benim. Buna rağmen başlangıçta yazdıklarım ve yaşadıklarım beni teselli etti. Bizimle beraber olan, bize baş sağlığı dileyen ve başlangıçtan itibaren yanımızdan ve evimizden ayrılmayan tüm Kayalar’lı dost, arkadaş ve hemşehrilerime çok çok teşekkür ediyorum, Allah hepsinden razı olsun.
İlkokulu Kayalar’da bitirince, on bir yaşımda (1960 yılında) okumak üzere Kayalar’dan çıktım.Gurbette geçirdiğim yıllar (62 yıl ) aklıma geliyor, nasıl geçmiş o yıllar… Benden ve ailemizden neler almış götürmüş. Her bayram ve her yeni yılda köye gelemez isem bile tebrik yazardım, arada bir de anneme mektup yazardım. Zarfın üzerine yazdığım adres yıllar yılı hep aynı idi “Kayalar Köyü , Balya -Balıkesir” hala bu adres benim kafamda, aklımda, beynimde ve dimağımdadır. Beni baba ocağıma, köyüme ve Kayalar’a bağlayan sebepler çok ve değişiktir; izinlerim, tatil, düğün, dernek, ölüm, mevlit ve hayırlardır. Buna rağmen her zaman burnumda tüter ve nerede olursam olayım bastırır köyüme gelirim ve hasret gideririm.
Mesleğim gereği şanlı ordumuzun birçok birliğinde Topçu Subayı olarak (32 yıl) fiilen görev yaptım, hep köyümü hatırladım, unutmadım, ta… nerelerden özledim de geldim. Ankara, Polatlı, Tekirdağ, Malkara, Erzincan, Tunceli, Burdur, Kıbrıs, Bergama, Sarıkamış, İstanbul. Bu sefer İzmir’den geldim, Balıkesir’e hiç uğramadım, ana yoldan İzmir – Manisa – Akhisar – Balıkesir – Şamlı – Ilıca yolu ile üç saatte Kayalar’a geldim. Çok şükür şimdi yollarımız var ve asfalt, eskiden Kayalar’ dan Balıkesir’e karayolu ile kamyon ve traktörler ile gider ve gelirdik.O zamanki yolculuğumuz iki üç saatimizi alırdı. Yaya olarak kestirmeden (6-8 saatte) yürüyerek gittiğimiz günler de olmuştur.
* Gurbette iken Kayalar’a her gelişimde, mevsimine göre bağ, bahçe ve tarlalarımıza, kır ve bayırlara giderdim, balık tuttuğum ve yazın serinlemek için suya girdiğim Kocaçay’a giderdik.
* Bahçelerimizden domates, biber ve salatalık koparırdım, dalından, dut, bardacık eriği, can erik, elma, mevsiminde ayva koparıp yerdim, tarlamızdan kavun, karpuz koparır, keser ve yerdim, kendi elimle koçanından mısır koparırdım, bir demet taze nohut yolardım.
* Kışın mantar toplardım, davulgu (koca yemiş) toplar yerdim.
* Baharda kuzu kulağı, gelincik çiçeği, çiğdem ve Çiftlik’ten tombak toplardım.
* Bağımızdan çeşit çeşit taze üzüm ve incir koparıp yemek … güvem ve kızılcık toplamak, karamık (böğürtlen) toplamak….vb.
* Bütün bu yazdıklarım özlemini çektiğim köy hayatının güzellikleridir. Sağlığım elverdiğince bu zevki tatmak ve yaşamak en büyük arzum olacaktır.
* Annemin ve ablalarımın sağlığında, bağ bozumunda pekmez kaynatırdık, mevsiminde nişasta yapardık, erik ekşisi, salça ve bulgur kaynatırdık, tüm bu saydığım güzel eylem ve faaliyetler şimdilerde unutulmaya yüz tutan ve özlemle yaşanmasını arzu ettiğim çok güzel işlerdir.
* Susam, afyon, günebakan ve çetlemik yağı sıkmak/sıktırmak için mengeneci de sıra beklemek, değirmende öğütmek için eşek sırtında buğday götürüp sıra beklemek bile zevkli bir iş ve uğraş idi.
* Kışın bulgur taşı ile evlerde bulgur çekerdik, bulgur çekildikten sonra, kavruk için kavrulmuş nohut ve kavrulmuş mısır da çekerdik ve basma helva falan yapardık, tarhana ve erişte yapıldığı gün saçaklı mantı da kesilirdi, aynı gün katmer ve gözleme ile bazlamalar da yapılırdı.
* Ramazan oruçlarından önce her evde (bir ay yetecek kadar) açılan ve pişirilen yufka (yuka)’nın böreğini yemeyenler tadını pek bilemezler, yiyenler de tadını unutamazlar ve daha yok mu?, daha yok mu? derler.
* Kışın çok kar yağdığında, pekmez ile karlı buzlu yapar yerdik.
* Yine kışın Dedegövdesi’nin ve İnce Dallığın köye bakan kuzey yamaçlarına dede ve babalarımız çukur kazar, saz ve hasırlar ile yalıtımını da yaparak “toprağa kar gömerlerdi”. Yazın orak biçerken ve harman alırken, sıcaklarda serinlemek, ferahlamak ve soğuk su içmek için gömdüğümüz kar kuyularını açar kar çıkarırdık.
*Arkadaşım Halil Çınar hatırlattı ; aman yazı yazarsan bunu da unutma “harman alırken yorulan yaşlılar, anne, baba, dede ve nineler ayılara sırtını çiğnetirdi” ve ayıcılar da bu maksat ile harman mevsiminde Sarnıçlar’ın başına kurdukları çadırlarda konaklardı.
* Halil Çınar’ın hatırlattığı diğer bir konu da; koyunlar kırkılmadan önce Kocaçay’da Gölüklerin boğulduğu yerin üst tarafında Kocadere’nin suyu ile sahipleri tarafından bir güzel yıkanır ve yünleri dahil tertemiz yapılırdı.
* Keza köyümüzün ve yakın köylerin koyun ve keçi sürüleri (küçükbaş hayvanları) Koca Sarnıç’ın 50 metre karşısındaki (şimdiki su pompasının olduğu yerde) betonarme ilaçlama havuzunda her yıl ilaçlı su ile yıkanır ve Sarnıç çeşmesinin sularıyla durulanırdı. Köyüme bu gidişimde aklıma gelen ve derlediğim bu konuları da yazmak benim için tarihe bir kaç not daha düşmek gibi bir şey olmuştur.
Sağ olsun tüm dost, akraba , arkadaş ve köylülerimiz her zaman olduğu gibi, yine beni saygı ve sevgi ile karşıladılar ve bir şeyler ikram edebilmek için uğraşı içine girdiler. Kayalar’ı ve Kayalar’lı hemşehrilerimi çok seviyorum. Kayalar ile ilgili bir çok eser yazdım, hala yazmaya devam ediyorum, tüm eserlerim Kayalar’a ve Kayalar halkına armağanım olsun.
18 HAZİRAN 2022
Muharrem KAYNAK
Muharrem KAYNAK’ın tüm yazılarını okumak için tıklayın…
https://www.balikesir24saat.com/author/muharrem-kaynak