Kosova ülkesinin başkenti Priştine yolculuğumuz başlıyor. Kosova sınır geçişimiz gayet hızlı oluyor. Rehberimiz Sezgin Sadi bize gülümseyerek, ( hiç suratının asıldığını görmedik ) bu iş burada tamamdır diyor. Sınır geçişleri parçalanan Yugoslavya devletinden sonra sanki adım başı bir devlete girer gibi hissediyoruz. Pasaportları hazırlayın. Resimli yerini açık tutun. Bu uyarıya alıştık artık.Söz dinliyoruz grubumuzla birlikte.
Müslüman Arnavutların camileri ve minareleri kendilerine özgü bir mimari ile yapılmış. Minareleri füze gibi tabiri caiz ise. Rehberimiz Sezgin Sadi, bir ekleme yapıyor açıklamalarına. Ben de buraya not edeyim.
– Müslüman Arnavutlar minareleri füze gibi yaptıklarından , Fransızlar bunu uzaydan resimleyince , bunlar minare değil füze diyorlar ve soruyorlar. Neden füze yaptınız! Bu bilgiden sonra gülüyoruz ama rehberimiz bu konunun ciddi ciddi sorulduğunu yineliyor.
Priştine panoramik geçişi ile yolculuğumuz sürüyor. Kosova Savaşı’na sahne olan Kosova Ovası geniş bir dikili alanı oluşturuyor. Tarlalarda boş yer yok. Kosova’ya girişimizdeki oto yolu Türk firması yapmış. Otoyol 210 km.
1389 yılında 1. Kosova Savaşı için Sultan Murat Hüdavendigar buraya geliyor. Ve bu tarihten sonra Rumeli fetihleri başlıyor. Sultan Murat Hüdavendigar Kosova’ya oğlu Beyazıt ile birlikte gelir. Sultan Murat burada Miloş Obliç isimli yaralı Sırp asker tarafından şehit edilir. Şehit edilmeyi rehberimiz şöyle anlattı. Miloş Obliç , yaralı olarak Osmanlı ordusuna sığınır. Ben müslüman olacağım , Osmanlı ordusunda savaşacağım. Beni Sultan Murat’ın otağına götürün der. Okun ucunu kırarak dirseğine saklar. İçeriye öyle girer. İçeriye girer girmez Sultan Murat’ın şah damarına okun ucunu saplar. Sultan Murat şehit olur.. Sultan Murat’ın iç organları buraya gömülür. Bedeni Bursa’ya götürülür. Priştine panoromik geçişimizden sonra geldiğimiz Sultan Murat Hüdavendigar türbesini ziyaret ediyoruz. Türbe çok temiz ve bakımlı. Türbeyi 2000 yılında Türk Askeri Birliği tamir ve bakımını yapıyor. Türbeye Saniye teyze bakıp temizliyor. Birlikte resim çektiriyorum. Duru bir Türkçe ile hasret gideriyoruz. Türbenin içine girişteki Türk motifli el dokuma halı kırmızı ve yeşilin birlikteliğindeki o muhteşem güllerle donatıyor sofa kısmını.
Müze bahçesindeki elma ağacından bizlere elma almamızı söylüyorlar. Elmalar gerçekten çok lezzetli ve hepimize yetecek kadar elma topluyoruz. Eğer bir kez daha Balkanlar gezisine katılırsam, Türkiye’den oralara yazma götüreceğim. Türk oyalarını unutmasınlar diye.
Müze kısmında ise Murat Hüdavendigar’ın temsili resimleri pano halinde sergileniyor. Kosova Savaşı ile ilgili bilgilerden oluşan duvar resimleri ve kullanılan eşyalar yer alıyor. 15 Temmuz Fetö hain kalkışmasını anlatan bir kitap da bulunuyor. Bu kitabı müzeye ne diye koymuşlar anlamak zor.
Rrizren şehri Şar dağları eteklerine kurulmuş. Burada Şar dağları denilen yeri bizler ” Mayadağ” olarak biliyoruz. Meşhur şarkının buralardan esinlendiğine tanık oluyorum. Prizren şehrinin en eski köprüsü olan Taş Köprüyü Sinan Paşa’nın babası yaptırıyor.
Prizren şehrinde Şadırvan Meydanı , Bayraklı Camii, Sinan Paşa Camii,Gazi Mehmet Paşa Hamamı, Tarihi Prizren köprüsü ve Halveti Dergahını geziyoruz.
Gazi Mehmet Paşa Hamamı 16. yüz yılda inşa edilmiş. TİKA( Türkiye İktisadi Kalkınma Ajansı ) tarafından onarılmış.
Prizren Sinan Paşa Camii Balkanlarda ilk devşirme örneği. Aziz Sava kilisesi olarak yapılmaya başlanıyor, yarım kalan kilise tamamlanarak Sinan Paşa Camii oluyor. Osmanlıdan kalan taş köprüyü Sinan Paşa’nın babası yaptırıyor. Halveti Tekkesi Taş köprünün tam karşısında yer alıyor. Kosovada resmil diller Türkçe, Arnavutça , Sırpça.
Kosova halkı eğitim ve öğretimi kendi dillerinde yapılıyor. Türkler Türkçe, Arnavutlar Arnavutça, Sırplar Sırpça eğitim alıyorlar.
Prizren şehrinde Osmanlı – Türk İzlerini görmek hepimizi mutlu kılıyor. Yüz yıllara dayanan camiler , minareleri, evler, tekkeler duruyor. Türk izleri ne kadar silinmek istense de , buna direnen orada yaşayan soydaşlarımızın Türk Kültürüne sahip çıkmalarından mutlu oluyorum. Bu direnci başaran Türk kardeşlerimi kutluyorum. Osmanlı 1. Kosova Savaşı sonrasında buraya yoğun olarak Müslüman Arnavutları yerleştiriyor.
Arnavutların çoğunluğu müslüman .
Prizren şehrinin Türk usulü kebapları ve köftesi meşhur.
Ayrıca Prizren şehri Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı otantik bir şehir.
Prizren kent turunda en çok ilgimi çeken Türk gezgini olarak bizlere çok sıcak ve kibar davranıyorlar. Halveti tekkesinin olduğu yerde çay içerken Türkçe konuştuğumuzu anlayan garson bizimle Türkiye üzerine Türkçe söyleşiyor.Ben de Türküm diyor. En büyük hayalinin Türkiye ve Anıt Kabri görmek olduğunu söylüyor. Atatürk ile ilgili sohbetimizde o bizim Selanikli diyor. Anne ve babası ile Selanik göçmeni olarak Prizren de yaşıyorlar.
Yugoslavya dağılırken , Adem Yaşari Arnavutları topluyor. Kosova’daki direnişi başlatıyor. Birleşmiş Milletler teşkilatının da yardımıyla Kosova anahtarı Arnavutlara teslim ediliyor. Savaş sonrası Kosova’da büyük bir Amerikan üssü kuruluyor. Birleşmiş Milletler ordusu da burada yer alıyor. Kosova’da Türk birliği de bulunuyor.
Kosova ülkesinden ayrılıyoruz.
Arnavutluğu hava kararırken ve gece yolculuğunda geçiyoruz. Şehirlerde sanki hiç elektirik kullanılmıyor, o kadar karanlık ki çok ilginç geliyor bizlere. Karanlıklar içinde yol alıyoruz.
Arnavutluk 500 yıl Osmanlı yönetiminde kalıyor. Arnavutça dili İtalyanca’ya çok yakın bir dil diye vurguluyor rehberimiz. Tarımla geçiniyorlar. %10 modern tarım aletleri kullanılıyor. Kendilerine yetecek kadar petrolü var.1. Balkan Savaşı’ndan 2. Dünya Savaşı’na kadar Ahmet Zogo krallığı hüküm sürüyor.2. Dünya savaşı sonrası ülkenin başına Enver Hoca geçiyor. Enver Hoca’nın annesi Müslüman , babası Katolik.
Bu bilgileri rehberimiz Sezgin Sadi anlatımıyla aldığım notlardan derliyorum ve yazıyorum. Enver Hoca , Amerikalılarla önce iyi ilişkiler kuruyor. Dünyanın ilk ateist devleti oluyor o dönemde.Bir diktatörlük dönemi başlatıyor. Kadınlara ev hanımlığını yasaklıyor. Giyimlerinde bile bir dayatma var. Kahverengi etek giyiyor bayanlar. Emperyalistler bize saldıracaklar diye ülkesine korku salıyor. Enver Hoca döneminde özel araç yasaklanır.
Tito ; Enver Hoca’ya sorar. Halkına neden bu kadar katı davranıyorsun ?
– Bizim bu arıları serbest bırakırsan herkesi sokarlar der !.
Enver Hoca’nın ölümünden sonra Sali Barişa başkan olur. Sali Barişa halkın parasını toplayarak ” halk bank ” kurar. Pamir Topi Cumhurbaşkanı olur. Yapılan yolsuzluklar ortaya çıkar.
Balkanlarda anlatılanları rehberimizin verdiği bilgiyle yazıyorum.
” Arnavutlar dünyanın en büyük mafyasını oluşturuyorlar. İtalyan mafyası bunlarla baş edemeyince , birlikte çalışmaya başlıyorlar. Arnavut – İtalyan mafyası. ” Birlikteliği hala sürüyor mu ? Bilmiyoruz !.
Arnavutluğu geçerken bir benzin istasyonunda duruyoruz. Kısa bir mola verip Karadağ ülkesine doğru yol alıyoruz. https://www.balikesir24saat.com/author/fatma-zehra-koseley/
balkanların tamamı çok ilginç sosyolojik grupları barındırır. Dünya da bu denli renkli toplulukları barındıran çok ender yerler vardır. mesela kafkasya.. sonra da balkanlar. torbeşler denen bir toplum var ki en çok bunlar benim ilgimi çekiyor. torbeşler, müslüman sırplardır. sanırım denk gelemediniz efe ablam.