Sındırgı’nın kurtuluşundan sonra millî müfrezeler üç gruba ayrılmış, biri Kırkağaç-Soma yönünü temizlemeğe, biri Bigadiç-Balıkesir yönüne, diğeri Dursunbey-Kepsut yönüne gitmişlerdi demiştik. Sındırgı, Bigadiç, Dursunbey, Kepsut kurtulduktan sonra Balıkesir kurtarılmış, sıra diğer ilçelere gelmişti.
Kıyı bölgesi hariç düşman diğer bölgelerden çekilmiş ve İbrahim Ethem Bey ilçelere telgraflar çekerek buraların ileri gelenlerinden birer Müdâfaa-i Hukuk Hey’eti kurdurmuş, gerekli yerlere temsilciler göndermiş ve bölgelerin âsâyişini bu hey’etlerin insiyatifine bırakmıştı.
Kasım Efendi Müfrezesi Balya tarafına gönderilmiş, Fransız mâdenleri nedeniyle oldukça güçlü olan Balya Yunan Birliği’nin önü kesilmek istenmişti. Esasen Balya çevresi tamamen Türk çeteleri tarafından sarılmış, tek çıkış hattı olan “Dekovil Hattı”nı kullanmak isteyen Yunan birlikleri, trene bindirdikleri Balya Rumları’yla bir çıkış hareketi yapmışlardı. Soğanbüklü Bektaş Ağa, Avşarlı Cafer Efe, Kırgöz İbrahim ve arkadaşları tarafından tutulan Balya Boğazı’nda ateşle karşılaşan Yunanlılar geri döndüler. Treni tahkim edip sandıklardaki birkaç makinalıyı kurarak ikinci bir çıkış hareketi yaptılar. Çok kanlı bir çarpışmadan sonra çenberi yarıp perişan hâlde kıyıya ulaşabildiler.
Koca Müdür Tevfik Bey başkanlığındaki İvrindi Müfrezesi, İbrahim Ethem Bey’in emri gereğince Bakırlı Mustafa Efe Müfrezesi’yle birleşerek Bergama’yı kurtardılar. Bergama’ya hâkim yerlere derhâl mevzîler kurarak, Yunan birliklerini Bergama’ya sokmadılar. Kaçan düşman Bergama’ya giremeden Dikili’ye yöneldi ve İvrindi Müfrezesi bunları oraya kadar kovaladı. Altı gün süren kanlı savaşlardan sonra, gelen Yunan zırhlılarına binebilen Yunan askerleri büyük kayıplar vermiş olarak gittiler.
Düşmanın İvrindi’den Balya’ya çekilmesiyle, İvrindi daha önce kurtulmuştu.
Gönen Yıldırım Müfrezesi 5-6 Eylül gecesi Gönen’deki Yunan birliklerine baskın düzenledi. Tel örgüler arkasına saklanan Yunanlılar ancak 6 Eylül günü öğleye kadar dayanabildiler. Binbaşı Drago komutasında 700-800 kadar Yunan askerinin oluşturduğu birlik tamamen imhâ edildi. Gönen Müfrezesi, Gönen’i kurtardıktan sonra aynı gün Sarıköy Nâhiyesi ile Elbirlik Köyü’ndeki Yunan karargâhlarını basarak imhâ etti.
Ertesi gün akın geliştirilerek Edincik Yunan garnizonu sarıldı. Bu garnizon müstahkem bir mevkîde kurulmuş, ağır ve hafif makinalı tüfeklerle techiz edilmişti. Şiddetli çarpışmalarla düşman sıkıştırıldı. Bu sırada Bacak Hasan Efe ağır yaralandı. Erdek önünde demirli bulunan Averof Zırhlısı top mermileriyle, Erdek Yunan Garnizonu müfrezeleri geriden çevirme teşebbüsleriyle buradaki savunmayı kolaylaştırıyordu.
Çarpışmalar bu şekilde devam ederken, Bandırma ve Erdek’de kalan son düşman kalıntılarını da Anadolu’dan atmak için Bursa üzerinden Sarı Edip Efe ve Binbaşı Hacı Âdil Bey’ler müfrezeleriyle geldiler ve iki saat içinde Yunan garnizonunu imhâ ettiler .
Balıkesir’de yapılan düzenlemelerle Mutasarrıf Vekilliği’ne Cezâ Reisi İsmail Bey, Jandarma Kumandanlığı’na Emekli Miralay Rıza Bey, Polis Müdür Vekâleti’ne Komiser Sabri Bey getirildiler. Alınan sıkı önlemlerle, Yunanlıların ve Rumların geride bıraktıklarını yağmalamağa çalışan bâzı kişiler zor kullanılarak bu işten vazgeçirildiler.
Darmağınık olan düşman ordusunun kalıntıları, sâhillere ulaşmak için yol arıyorlardı. Balıkesir çevresinde bunlardan üç önemli grup vardı. Bir grup Edremit istikametine doğru çekilmek için dağları aşmağa uğraşıyor; Bursa’dan çekilen bir grup Balıkesir üzerinden İzmir’e doğru yol almağa çalışıyor; diğer bir grup da Simav-Sındırgı bölgesinde dolaşıyordu.
Edremit’e doğru gitmekte olan düşman kolu Ergama (Gökçeyazı) civarında dağıtılmış, büyük bir kısmı yokedilmişti.
5 Eylül’de Porsunlar ve Tına Çayırı’nda bulunan bir düşman birliği öğleyin Söğütcük Köyü civarında görüldü ve kısa zamanda yokedildi.
30 Ağustos 1922’de Yunan kuvvetlerinin kesin yenilgisinin anlaşılması üzerine 1 Eylül 1922’den itibaren Bandırma, Erdek, Gönen, Manyas, Karacabey civarındaki gayrımüslimler, çevre Türklerden gasp edilmiş arabalarla getirilerek Erdek’deki Yunan ve Bandırma’daki İngiliz gemilerine bindirilmeğe başlandı.
Aynı gün sokağa çıkma yasağı ilân eden Yunanlılar, kendilerini getiren arabacılarla birlikte ele geçirdikleri müslüman ahâliyi Bandırma’nın Mağmum Köyü civarındaki Sazlık denilen yerde, tel örgülerle çevrili esir kampına doldurmağa başladılar. Kısa zamanda sayıları üçbini bulan Türkler 16 Eylül günü ikindiye doğru buradan alınarak Bandırma’ya getirildiler ve şehir merkezindeki Haydar Çavuş Câmii’ne tıkıldılar.
Bandırma Hıristiyanları gemilerle nakledilmiş, şehirde sadece silâhlı Rum fedâiler kalmıştı. Akşam karanlığında câminin etrafına patlayıcılar yerleştiren Rum fedâiler bunları ateşleyerek kaçtılar. Câmide kapalı tutulan, ayağa kalkmaları yasaklanan Türklerden bâzıları durumu farkettiler ve câmi hemen boşaltıldı. Kısa süre sonra câmi infilâk ederek, çevredeki birçok evle birlikte sabaha kadar yandı. İçindeki insanlar sâniyeler farkıyla mutlak bir felâketten kurtuldular .
17 Eylül günü Bandırma yakınlarına gelen ve burada düşman kalmadığını öğrenen Türk Ordusu, Paşabayırı üzerinden Erdek’e yöneldi. Akçapınar Köyü önlerinde Yunan artçı güçlerinin pususuna düşüp çarpışmaya girişen Türk askerleri burada pek çok kayıp verdiler. Alay ve tabur kumandanları öne atılıp askere cesaret vermek isterken şehit oldular. Düşman daha fazla beklemeyerek kısa sürede kaçtı.
Ertesi gün harekâtı devam ettiren Türk kuvvetleri Erdek yakınlarında, Albayrak tepesinde, Yunanlılar’la gene bir çatışmaya girdiler. Daha fazla tutunamayan Yunan kuvvetleri yanlarına yerli Rum ve Ermenileri de alarak limandaki gemilerine binip gittiler.
Burada atılan kurşunlar, Türk Kurtuluş Savaşı’nın son kurşunlarıydı.
6 EYLÜL’E ÖZEL KARTPOSTAL
Balıkesir’in düşman işgalinden kurtuluşu anısına hazırlanmış üstte bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı diye başlayan istiklal marşından bir kıta yer alıyor, sol altta ise Yunanlıların facia-i işgali 30 Haziran 336 (1920) Balıkesir hatırası ve sağda altta:
Yunanlılardan tarih-i tathiri 15 Eylül 1338 cuma (1922)
Özel not: 6 Eylül 1922 günü Balıkesir İbrahim Ethem Beyin kumandasındaki Millî müfrezeler tarafından kurtarıldı. Millî Ordu’nun 2.Kolordusu Yakup Şevki Paşa(Subaşı) 15 Eylülde Balıkesir’e geldi. Buradaki tarih ordunun gelişini belirtmiştir.
5 EYLÜL 1922’DE BALIKESİR’E “YARIN GELİYORUZ”
MÜJDESİNİ VEREN ARNAVUT ASLAN EFE
Arnavut Aslan Efe gençliğinde Balıkesir’de bileği bükülmez namlı kabadayılardandı. Başından sonuna kadar Milli Mücadelenin içinde yer aldı. 1. ve 2. Aznavur Harekatında Keçeci Hafız Mehmet Emin Bey’in müfrezesinde savaştı.
29 Haziran 1920 de Balıkesir Yunanlılar tarafından işgal edilince Kepsut Köylerine çekildi.
Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey, Parti Pehlivan ve Halil Efe ile birlikte 1921 yılı başlarında Sındırgı dağlarında dolaşmaya başlayınca yanındaki arkadaşlarıyla birlikte onun birliklerine katılarak 10.Müfrezenin kumandanı oldu.
Yunan birlikleri kaçarken Neyzan Boğazını kesme görevi verilince, buraya gelen Yunan birliğini yok ederek, İbrahim Ethem Bey’den gelen emir doğrultusunda Çağış’a geldi.
Buradan İbrahim Ethem Bey’in isteği üzerine 5 Eylül 1922 akşamı Balıkesir’e gelerek, kurtuluşu müjdeledi, olası bir katliamı önleme görevi için Balıkesir’de tedbir aldı.
Kurtuluştan sonra Şuuri Bey Hanı’nı çalıştırdı. 1930 da öldü.
Kurtuluştan sonra da hiçbir zaman kabadayılığı elden bırakmadı. Haksızlığa, asla müsamaha göstermedi.
Her zaman tevazu içinde yaşadı ve öyle öldü.
Bugün mezarı bile belli değil.