CHP Balıkesir Milletvekili ve İçişleri Komisyonu Üyesi Ensar Aytekin, Edremit ve Havran sınırında bulunan Tepeoba köyünde bakır ve molibden çıkaran maden şirketinin faaliyetine son vermesinin ardından kapatmadan bıraktığı ‘cehennem çukuru’nun çöp deposu olarak kullanılmasının gündemde olduğunu iddia etti.
Bölgede madencilik faaliyetlerini durduran Özdoğu Madencilik A.Ş kurallara uygun hareket etmediğini belirten CHP’li Aytekin, “Balıkesir’de bir kez daha, üstelik Bakanlık aracılığıyla çevre suçu işleniyor. Maden tesisine ait maden arama çukuru olduğu gibi bırakılmış durumda. Çevre ve halk sağlığını tehdit eden bu sahanın akıbeti ise belirsiz” dedi.
Aytekin açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Bilindiği üzere Balıkesir ili sık sık yasa dışı yapılan madencilik aramaları ile gündeme geliyor. Olağanüstü güzelliği sahip olan bu coğrafya bu kez akıbeti belirsiz bir maden arama çukuru tehlikesi ile karşı karşıya! Tepeoba’da faaliyet gösteren şirket ÇED raporuna aykırı hareket ederek maden arama sahasını kapatmamış, çukur şehrin yer altı sularını, havasını ve doğasını tehdit eder hale gelmiştir. Çevre Bakanlığı ile Orman Bakanlığı topu birbirine atarken, adeta Bakanlık onayıyla katliama davetiye çıkarılmaktadır”
ÇUKURU BELEDİYELERE HEDİYE ETMEK İSTİYORLAR!
“Üstelik iddialar bunlarla da sınırlı değildir. Şirket bu çukuru önce Orman Müdürlüğü’ne, ardından Havran Belediyesi’ne ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne ‘hediye’ etmeye çalışmaktadır. Atık ıslah projesi yani çöplük sahası kapsamında değerlendirilmesi teklif edilen bu alan adeta Balıkesir için saatli bombadır. Hiçbir kurumun gündemine dahi almaması gereken bu hibe alanının derhal kurallara uygun olarak kapatılması şarttır.
Çevre sorununun yakıcılığını her geçen gün daha fazla hissettiğimiz böylesi bir dönemde yaşanan ihmalkârlık ve rantçılık akıllara durgunluk vermektedir. Şirketin kendi sorumluluğunda olan bu sahanın kapatılması için belediyeleri ve kamu kurumlarını devreye sokma hileleri ise asla kabul edilemez. Yetkililerin derhal soruşturma başlatması ve gerekli yaptırımların sadece Balıkesir için değil; tüm Türkiye için uygulanması acil görevdir. Balıkesir’i bir kez daha rant alanına çevirme girişimleri boşa düşecektir”
“ŞİRKET KAZDIĞI ÇUKURU OLDUĞU GİBİ BIRAKIP GİDEMEZ”
Edremit Çevre Platformu(EDÇEP) konuya ilişkin açıklamasında önemli noktalara dikkat çekti. EDÇEP’in açıklaması da şöyle:
“Maden açmak nasıl bazı kural ve yasalara tabi ise, kapatıp gitmek de kurallara bağlıdır. Her şeyden önce şirket, madeni çalıştırmadan önce hazırlayıp sunduğu ve Çevre Bakanlığı’nın da kabul edip onayladığı ÇED raporunda taahhüt ettiklerini yerine getirmek zorundadır. Şirket maden için kazdığı çukuru olduğu gibi bırakıp gidemez. Asit maden drenajıyla bu çukurda meydana gelen su birikintisinin ihtiva ettiği ağır madenlerin, yeraltı sularına sızıp zehirlemesine sebep olamaz. Ayrıştırma havuzlarındaki zehirli suların, yazın buharlaşma sonucu havaya karışmasına fırsat veremez.
Şirketin bu çerçevedeki yasal yükümlülüklerini yerine getirdiği iddiası doğru değildir. Çevre Bakanlığı ile Orman Bakanlığı’nın verdikleri bilgiler birbiriyle çelişiyor. Her şeyden önemlisi, şirketin söyledikleri ile yaptıkları da birbirini tutmuyor. Sorumluluklarını yerine getiren bir şirket, bu çukurdan kurtulmak için sürekli ve ısrarla yeni girişimlerde bulunur mu? Bunları sırasıyla aktarırsak:
1-) Şirket maden çukurunu önce Orman İşletme’ye ‘hediye etmeye’ kalktı. O devasa çukura dolacak yağmur suları ile yakınından akan derenin üst kodlarından alınacak suyun, burayı doldurmaya yeteceğini iddia etti. Bu yatırımları kendisi değil, ormancılar yapacaktı elbette. Fakat o çukura, orman helikopterlerinin girip su almaları havacılık tekniği gereği mümkün değildi. Üstelik Havran Barajı, helikopterler için iki adımlık mesafede bulunuyordu ve olası bir yangında, oradan su alarak müdahale etmek gayet mümkündü.. Haliyle, şirketin bu girişimi sonuçsuz kaldı.
2- Şirket aynı çukuru Havran Belediyesi’ne çöp depolama alanı olarak ‘hediye etmeye’ kalktı. Bu önerisi neredeyse kabul de görecekti. Ancak, yukarılardan gelen bir talimatla, il genelinde ‘Sıfır Atık’ diye adlandırılan bir proje sonucu, ilçeler çöplerini acele inşa edilen aktarma istasyonlarından TIR’lara yüklenerek Balıkesir merkezdeki çöp değerlendirme alanına taşınmaya başlandı. Bu nedenle, şirketin bu girişimi de sonuçsuz kaldı.
3-) Şirket şimdi de geride bıraktığı bu çukuru, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne ‘hediye etmeye’ kalkıyor..! Bu maden çukuruna, çevredeki tüm ilçelerin eski vahşi çöp alanlarında yıllardır biriken binlerce ton çöpün taşınarak depolanmasını öneriyor. Eski çöp alanları kirlilikle, yangınlarla boğuşuyor ve oralardaki birikimin bu çukura taşınması sonrasında, eski çöp alanlarının rehabilitasyonu konusunun hemen mümkün olabileceği iddia ediyor. İşi olur kılmak için uzatılan havuç da bu..
“CEHENNEM ÇUKURU’NA BEDAVA MEZAR GÖZÜYLE BAKMAYIN”
Bu son öneri artık zurnanın zırt dediği yerdir. ‘Bu kadarı da olmaz’ denilen yerdir.. Şirket kendisinin doldurması, makul eğimlere getirmesi, daha önceden koruması gereken orman toprağıyla da yüzeyini düzeltmesi ve ağaçlandırılmasını sağlaması gereken bu çukuru, neden ısrarla birilerine ‘hediye etmek’ istiyor acaba? Sorumluluklarından ve bu sorumluluğun maliyetinden kurtulmak için olabilir mi? Ormanlık alanın tam ortasında, Tepeoba Köyü’nün 3 km üzerindeki bu çukura, Körfez ilçelerinden taşınacak binlerce ton eski çöp malzemesi gömülebilir mi? 170 metre derinliğindeki bir çukura, metan gazı çıkış boruları döşenebilir mi? Bunca çöpün altına, sızdırmazlığı sağlayabilecek bir malzeme serilmesi mümkün olabilir mi? Deprem bölgesi olan bir coğrafyada, böylesi bir risk alınabilir mi? Ve daha onlarca soru..
Bu akıl dışı teklifin, ciddiye bile alınmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu madenle ilgili olarak hukuki süreçler zaten devam ediyor. O nedenle, şimdi aceleye getirerek, uyanıklık yaparak, mütecaviz zorlamalara başvurmanın anlamı ortada değil mi? Vatandaşlarımız, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler, bu girişime karşı tepki vermek zorundadır. Özellikle de, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ni geçen haftalarda TÜMAD’ın İvrindi Altın Madeni için başvurduğu gibi bir ‘temize çıkartma’ komisyonu ve oylaması yapmaması konusunda uyarıyoruz.. Bu tür projelerin, komisyon ve Belediye Meclisi kararlarıyla değil, tarafsız bilim insanları ve üniversiteler tarafından incelenmesi esas olmalıdır. Belediye Meclisi, çevre uzmanlarıyla mı dolu? Böylesi projeler asla siyasi olamaz, bilimsel olmak zorundadır. Hiç bir yetkili veya seçilmiş yönetici, Özdoğu A.Ş.’nin geride bıraktığı bu cehennem çukuruna, içine atlanacak bir ‘bedava mezar’ gözüyle bakmaya kalkmasın lütfen.
Elbette yıllardır söylediğimiz gibi, eski vahşi çöp alanlarının rehabilite edilmesini, doğaya kazandırılmasını istiyoruz. Ancak bunun yolu, elin çukurunu onun yerine doldurup, o coğrafyaya bir saatli bomba gömmek olmamalıdır. Kamuoyunu, sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partileri ve belediyeleri uyarıyor, bu konuda duyarlı olmaya çağırıyoruz” (balikesir24saat.com)