Ey Allah’tan başka
Kimseye boyun eğmeyen Yörükler..!
Bu toprakların gerçek sahipleri.
Başı dumanlı yaylaların hür çocukları..
Bu bayram, bu seyran, bu şölen sizin.
Açları doyuran, fakirleri kollayan, kendine sığınanı koruyan Yörükler,
Davetiniz hayırlı olsun..
Biz unutkan insanlarız;
Yaylacılığı bıraktık, yaylaları unuttuk, atları devleri unuttuk..
Muhacir olduk, geldiğimiz toprakları unuttuk.
Okuduk, köyden ayrıldık, yerimizi, yurdumuzu, adetlerimizi unuttuk
Bize bu davetle, bu şölenle, bu bayramla bütün kaybettiklerimizi, unuttuklarımızı hatırlatan, bu güzellikleri düzenleyenleri tebrik ederiz.
Bizleri böyle kutlu bir günde sizlerle buluşturduğu için teşekkür ederiz.
Katılım her yıl gittikçe artıyor. Her yıl bir başka geleneğimizi, bir başka ananemizi, bir başka adetimizi, bir başka güzelliği ortaya çıkardığı için herkese teşekkür ederiz.
Aynı ana babadan doğan öz kardeşleriz. İsimlerimiz değişik. Nasıl ana baba çocuklarına Mehmet, Ali, Hasan, Hüseyin ismi veriyorsa, bizim isimlerimiz de Avşar, Kayı, Bayat, Kınık, Karkın, Çepni…. Olmuş ve çoğumuz hâlâ bin yıldır Horasan’dan, İç Asya’dan çıkarken getirdiğimiz isimleri kullanıyoruz.
Sadece Anadolu’da değil, imparatorluğumuz devirlerinde, hükmümüzün geçtiği her yere, izimizi bıraktık.
***
Ben, Balıkesirli olmaktan hep gurur duyarım. Balıkesirli olmakla öğünürüm.
Bin yıl kadar önce, geldik bu topraklara. Biz Türkler, bin yıla yakın bir süredir bu topraklardayız. Dağına, taşına, ovasına, tepesine, deresine, ormanına ismimizi verdik. Damgamızı vurduk.
Zamanı geldiğinde, devletin bekası, dirliği, düzeni için İmparatorluğun her yerine savrulduk.. Cepheden cepheye koştuk. Dağdan dağa uçtuk. Denizlerden geçtik. Devletimiz ayakta kalabilsin, bayrağımız başımızın üstünde durabilsin, halkımız ezan sesi duyabilsin diye, dünyanın dört bir yanını kanlarımızla suladık.
Ama nereye gitsek, nerede olsak, bu şehrin, Balıkesir’in hasretiyle yanan farklı insanlar olduk. Düşmanlarımıza ateş olduk, yakıp kavurduk. Dostlarımıza dikensiz gül bahçeleri olduk. Bu şehirde dolaşanlar gül koktular hep..!
Zaman geldi; Çanakkale’de, devleti korumak, esaret zincirini kabul etmemek için, cepheye koşan gencecik, gönüllü çocuklarının kanıyla toprağı sulayanlar olduk.
Birinci Dünya Savaşı’nda yenildik. Ama mütarekenin karanlık günlerinde, haksızlıklara, yolsuzluklara, esarete savaş açan SES olduk.
Zaman geldi; İzmir’in işgalinden sonra, düşman sürüleri önünde, her türlü engele rağmen, etten kemikten set olduk, siper olduk. Yedi düvele kafa tuttuk.
Vatanımızı koruduk..
Şerefimizi koruduk..
Kadınımızı, kızımızı, namusumuzu koruduk.
Yuvamızı, Balıkesir’imizi koruduk.
Kim yaptı bizim yaptığımızı. Dört cephede, her türlü ihanete rağmen, düşman önünde dimdik duran biz olduk.
Onlar da şaştı bu işe.. Düşman önünde bağrımızı gererek, Mustafa Kemal’in Altın Ordusu’na saniyesi altın değerinde zaman kazandırdık.
Kim yaptı bizim yaptığımızı. Yunan Ordusu önünde on üç buçuk ay dişimizle, tırnağımızla, dışarıdan tek bir mermi bile yardım alamadan savaştık..
Balıkesir Cepheleri bozulduğunda sanmayın, kaçtık.. Cephanemiz tükendiğinden geri çekildik.
15 Mayıs 1919’da İzmir’imizi işgal eden düşman, ancak 30 Haziran 1920’de Balıkesir’e gelebildi. Çarpışa çarpışa, adım adım, kan döke döke geri çekildik. Ama gene de mücadeleyi bırakmadık. Düşman karşısında, Karesi Mürettep Taburu olarak, İnegöl Cephesinde Küplüce Hattı’nı tuttuk. Çoğumuz, Sakarya’da, Büyük Taarruz’da şehit olarak bu vatanının toprakları için eridik.
Kim yaptı bizim yaptığımızı. Batı Anadolu’da Yunan işgalinden kendini kurtaran tek şehir biziz.. Yunanlıların işgal mıntıkasında en çok korktuğu yer Balıkesir’di.
Şehir ve kasabalarda, düşman varsa da dağlar bizimdi. Yörükler düşmanı dağlara sokmadılar. Katliamları, soygunları, ırza geçmeleri, ihanetleri önlediler.
Sındırgı’nın dumanlı dağları, Bigadiç’in ıssız yaylaları, İvrindi’nin, Kaz Dağları’nın, Gönen’in, Kepsut’un, Dursunbey’in ormanları, kuytuları kim bilir kaç şehidin mezarını gizlemektedir.
İsmimizin önüne; “Gazi”, “Şanlı”, “Kahraman” sıfatları eklenmedi. Dedelerimizin, Millî Mücadele’nin önde gelen liderlerinin alçak gönüllülüğü, ortaya çıkmamızı engelledi hep. Biz vatan için çalıştık, vatan için öldük diyerek, madalya bile istemekten utandık.
Biz Balıkesirliyiz. Sakin, alçak gönüllü, güler yüzlü, gönüllü insanlarız. Yiğitliğimize kimse söz söyleyemez.
Biz; mert ve cesur insanlarız. Verdiği sözü namus sayan, devletini her şeyden üstün tutan Balıkesirlileriz.
Bizi düşmanlarımıza sorun..!
Hepinizi saygı ile selamlarım.