featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. BALIKESİR KASABASI- Cenkhan SANDIKÇIOĞLU

BALIKESİR KASABASI- Cenkhan SANDIKÇIOĞLU

Kırk  yıldır Balıkesir’i yazıyorum. Belediyecilik olarak yapılanların çoğunu kabul etmedim. Zamanında uyarılarımı yaptım; uyardım ama herkes kendini dünyanın en akıllısı saydıklarından kendi düşüncelerinden başkalarını, kesinlikle, kabul etmediler. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bir benzetmem, nitelemem genel kabul gördü. Bazı yetkililer bu durumu sık sık kabul ettiler ve söyleyip yazdılar.  O da şudur:

Ali Hikmet Paşa Meydanı’nın tam ortasına bir kazık çakın, bu kazığa bağlı yarı çapı 500 metre olan ipi gerdirerek bir daire çizin. Bu daire içine tüm Balıkesir’i sığdırabilirsiniz.  ( son on yılda yapılanların bir kısmı hariç)

Balıkesir’in tüm resmi ve sivil kurum ve kuruluşların tamamı bu daire içindedir; resmi daireler, hastaneler, okullar, ticarethaneler, iş büroları ve aklınıza ne gelirse. Sıkış tepiş hepimiz bu dairenin içinde yaşayıp gidiyoruz. Bu bölgede,  bir gün içinde bir (A) noktasından, işimizin özelliğine göre beş on kez geçtik, bir birimizi gördük, selamlaştık, durup konuştuk. Hayatımız hep bu alan içinde şekillendi, hayat denen halin çeşitli olaylarını hep birlikte yaşadık. Yıllar evvelinden beri, idam cezalarını buralarda infaz ettik. Hayır için yapılan lokmaları pişirip burada dağıttık. Bol bol davul zurna çalıp, harmandalı oynadık. Bağırdık, çağırdık, cenazelerimiz buradan kalktı, şehitlerimizi buradan uğurladık. Sloganlar attık. Siyasi partiler açık hava toplantılarını yaptılar. Fener alayları düzenledik. Balıkesir Çarşı Yangını oldu ve biz yine yangın yerini temizleyip, garabet bir “YENİ ÇARŞI İNŞA ETTİK”  Hiç kimsenin aklına da,  “YAHU BİZ NE YAPIYORUZ, BU ÇEMBERİ PARÇALAYARAK, GENİŞLEYİP, ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ İLAN EDELİM “ diye bir şey gelmedi.

Bu alan içindeki yapıların büyük bir kısmını yıktık, yeniden yaptık. Yeni yaptıklarımızı da yine yıkıp daha yenilerini yaptık. Açılışlarda kurdeleler ve kurbanlar kestik, dualar okuduk, bir birbirimizi kutladık. Sanki çok büyük işler başarmışız gibi, kurum kurum kurulduk. Şehrin içine ettiğimizin ayırdına bile varmadan.

Bu rezalet işleri yapmak için, seçimler yaptık, belediye başkanlarını ve diğer yöneticilerini seçtik, onlar da kendilerinden menkul akıllarıyla ve de yandaşlarının övgüleriyle, ülkemizin en kötü şehrini, hep birlikte meydana getirdik.

Sonuç olarak, bu yapılan hatalar zinciri hala devam edip gidiyor. Bilimsellik hiç akla gelmeden, yine eski ölçüler içinde, değişik işler yapmaya başladık. Eski yolları bozup, taşlarını sökerek, pahalı taşlarla döşemeyi başarı saydık. Hele hele battı çıktı yolların ne işe yaradığı ve sonuçlarını bile irdelenmeden, yenilerini yaptık. Aşıra pahalı ve gösterişli yapılar halkımızın gözlerini bile boyayamadı. Aksine sıkışık olan trafiği daha da sıkışık hale getirdi.  Yağmur sularını, ona göre yollar yaparak, doğru dürüst kanallara alıp akıtamadık. Yollar dereler gibi aktı, karşıdan karşıya geçemedik.  Bir belediye başkanı, olabildiğince, yeni yağmur suyu tahliye kanalları yaptı ama yetmedi. Yağmurlu bir günde, Balıkesir Lisesi yokuşuna, yani Aygören mahallesine, giderseniz, kesinlikle, ayak bileklerinize kadar ıslanmadan yürüyemezsiniz. Bir yolu ve döşemesini bile beceremeyenleri iş başına getirdik, şehrimizi rezil ettik. Ağaçları kestik, güzelim, yürüyüş parkını yok edip, Avlu isimli bir garip mekan yarattık. Çamlık tepesine, cami ve ne olduğu belli olmayan betonlar döktük. Milletin parasını har vurup harman yaptık. Bir de, ne alt yapı ve üst yapı taşıyabilir mi diye düşünmeden, eski SSK binasını rant için birisine satıp, buraya bir alış veriş merkezi daha yapılmasına onay verdik. Zaman zaman açılan alanları, yeşil alanlar haline getireceğimize, pislik binalar inşa ettik, üstelik çalıştıramadık. Öz merkez denen inşaatın, temel inşaatı sırasında, zamanın belediye başkanı, yeniden aday olup, tahta perdenin üzerine, inşaatın durdurulduğunu ilan etti, halkımızı kandırdı, seçimi kazanınca bugünkü acayip binanın inşaatı gerçekleştirildi. Çalıştıramadık. Hasanbaba Çarşısı, tam bir nefes alanı olması gerekirken, yine zamanın diğer bir akıllı (!) belediye başkanı tarafından bu günkü inşaat yapıldı, tek güzel eser olan PAŞA CAMİİ’ni boğazladık. O rezil bina ise hala çalışmıyor.

Yazacak o kadar çok şey var ki, bu işleri yapan belediye başkanları, hiç düşünmeden, yapılan rezilliklere, ESERLERİM şeklinde nitelendirmeler yapıyorlar.  AyşeBacı köyü arazisini, birinci derecede verimli tarım toprağını, sanayi bölgesi diye rezil ettik.

En önemlilerinden, batırılan kağıt fabrikasını üç otuz paraya satıp, üstelik mahkemelerin iptal ettiği ihalelere rağmen, yeniden kağıt fabrikası yapılacağı gerekçesiyle,  maden kömürü ile çalışacak bir elektrik fabrikası inşaatı devam etmektedir. Balıkesir Ovası, bırakın Balıkesir’i, tüm ülkeyi besleyecek verime sahip olmasına rağmen, Balıkesir Ovasını yok edecek böyle bir kömür fabrikası hakkında, şehrimizde hiç kimse ama hiç kimse sesini bile çıkarmıyor. Seçime katılacak belediye başkan adaylarından hangisinin bu konuda bir konuşmasını duydunuz.

Bu konularda söyleyecekleri olanlar yazarlarsa onlara yanıt verilecektir. Bir TV programında, tartışmaya da gelebilirler. Yapılanların rezilliği o kadar açıktır ki, salt fotoğraflarının  gösterilmesi bile yeterli olacaktır.

Balıkesir Büyük Şehri yerine Balıkesir Kasabası demek daha doğru mu acaba…

 

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
BALIKESİR KASABASI- Cenkhan SANDIKÇIOĞLU
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 14 Ağustos 2021, 13:40

    HİÇ YORUM YOK. NİÇİN… DÜŞÜNEN YOK ONUN İÇİN. DÜŞÜNCE OLMAYINCA, ORMANLARIMIZ YANAR, EVLERİMİZİ SELLER BASAR, İNSANLARIMIZ HAYATLARINI KAYBEDERLER, SOYUT FİKİRLERE BEL BAĞLARIZ, APTALLIKLARA PRİM VERİRİZ, KİMİ, SALYA SÜMÜK AĞLAYANLARIN KIÇLARINDAN AYRILMAYIZ, SIKIŞTIĞIMIZDA, YÜCE DİNİMİZ İLE ALAY ETMEYİ BİLE ÇIKARIMIZ İÇİN KULLANIRIZ ÜSTELİK BENZER KİŞİLERE PAYELER VERİP, ONLARI YÜCELTİRİZ, SONRA DA, NELER YAPARIZ NELER, ” BİZİM PARTİYE OY VERENLER CENNETE GİDECEKLER ” BİLE DİYEREK, BECERİKLİ (!) İŞLER YAPTIĞIMIZI SANIRIZ. DÜŞÜNMEMEK NE BÜYÜK BİR RAHATLIKTIR. TAM BİR AVANAKLIK…

    Cevapla
  2. 12 Kasım 2021, 00:19

    Bu yazım, En az 60 yılın acı bir öyküsüdür. Alışkanlığımız olmadığından, yapılan bir işe, esere, yazıya yorum yazmak aklımızla bile gelmez. O sebepten, hiçbir durumda yorum görülmez. Yorum , düşünenlerin becerebildiği bir iştir. Özet: Düşünün ve yazın. Yaşadığımızı hissedin.

    Cevapla
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!