Balıkesir Üniversitesi Senatosu, üniversite bünyesinde hukuk fakültesi açılması için karar aldı.
Bir hafta geçmedi, bu kez Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’ne Tıp Fakültesi açılması kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.
Bir fakülte kurulması için süreç uzun.
Senato karar alacak, YÖK’e gidecek, YÖK onaylayacak, Cumhurbaşkanı imzasına gidecek, olur çıkacak, Resmi Gazete’de yayınlanacak.
Kurulma ve/veya açılma kararı sonlandığında da iş orada bitmiyor ondan sonra pat diye açmak da zor.
Hazırlıklar, araç gereç, öğretim üyesi…
Belki önümüzdeki öğretim yılına, belki bir sonrakine, belki daha öteki yıla…
Onyedi Eylül Tıp en azından resmi aşamayı tamamlamış, Hukuk’un önü daha uzun.
Aslına bakarsanız çıplak haliyle bir haftada iki güzel haber.
Balıkesir’e hem ilk hukuk, hem de ikinci tıp.
“Daha ne”, der insan normal şartlarda!
Amma…
Balıkesir Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi’ne dönelim mi önce biraz.
Ne zaman açılma kararı alındı Resmi Gazete’de, ne zaman kapılarını açtı öğrencilere…
O günden bugüne ne kadar yol aldı Tıp Fakültemiz?
Acili ne durumda, kaç bölümü var, sıkıntıları, eksiklikleri ne durumda?
Balıkesir Tıp’taki öğretim görevlilerine hiç sordunuz mu durumları ne?
Dört dörtlük durumda mı Tıp?..
Dörtte üçlük?
Dörtte iki?..
Tıp Fakültemiz, ülkemiz tıpları içinde hangi basamakta?
Ne kadar rağbet görüyor?
Öğretim üyesi eksiği ne durumda?
Hiç sordunuz mu bunu kendilerine?
Türkiye’de bu gibi kararlar alınırken yaşanan en büyük eksiklik, uygulamanın içinde olanlara, fiilen işi yapanlara hiçbir şey sorulmaması.
Bandırma’ya tıp açılsın mı diye Bandırmalı’ya sorarsanız, açılsın diyen çoğunlukta çıkar haliyle.
Peki Bandırmanın bağlı olduğu Balıkesir’in Tıp Fakültesi’nin öğretim üyelerine sorulsa, “Bandırma’ya tıp açıyoruz, ilinizi ikiliyoruz” denilse, bizim öğretim üyelerimiz ne der sizce?
“Aman aman açmayın, yapmayın, önce bizi bir dört dörtlük yapın, her şeyimiz tam olsun da sonra ikincisini düşünelim”.
Yanılıyorsak veya Balıkesir Tıp’tan aksi bir görüş veya ses gelirse doğal olarak köşemiz açık.
Ama her halükarda manzaranın bu olduğunu biliyoruz.
Oda donatısından tutun, tıbbi cihazların alımına kadar ne kadar bağışla yapıldı birşeyler?
BALGÜÇ Vakfı başta olmak üzere kaç kişi, kurum, STÖ, kuruluş destek oldu bugüne kadar?..
Olacak elbette ve olmalı da.
Her kent, her şehir yardımını esirgememeli.
Ama konumuz bu değil.
Konumuz, açmış olmak için mi açmalı bu bilim dolu olması gereken kurumları; olmuş olması için mi, ihtiyaçtan mı, gereklilikten mi, öğretim üyesi bolluğundan mı?..
Hangisi?
Hayırlı olsun Bandırma Onyedi Eylül Tıp.
Ama Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi ne durumda, ona da bakalım olur mu?..
Dört dörtlük müyüz?
Kervan yolda dizilir(düzülür) anlayışı üniversiteler açısından doğru bir bakış mıdır?..
Popülizm, siyaseten hep kullanılan bir argüman ama…
Birini harikulade yapmaya çalışmak varken yarım yamalak mı olmalı her şey?
Bandırma Tıp, gerçekten ihtiyaç mıydı aynı Balıkesir Hukuk gibi?!