Tanımlamalar liderlere ait olunca ne kadar tuhaf bir çelişki aslında değil mi?..
Cumhur ile Millet karşı karşıya gibi bir duruma geldik!
Oysa “cumhur” ne?.. “millet” ne?..
Ama sağolsunlar partilerin liderleri öyle bir ayrımlaştırdılar ki sahneleri; ittifaklar arasında sigortaları attı vatandaşın çoğu kez!
Balıkesir açısından yarışın çok heyecanlı geçeceği zaten belliydi ve bu husus nicedir ulusal medya organlarında da dile getiriliyordu… Keza, hangi aday kazanırsa kazansın 7-8 puanlık fark da zaten beklenmiyordu; tahminler doğru çıktı. Heyecan tavan yaptı, Yücel Yılmaz ve nihayetinde Cumhur İttifakı Balıkesir için sevinen taraf oldu.
Seçim sürecini Balıkesir’de “Cumhur neden kazandı, Millet nasıl kaybetti” sorusunun cevabını aramakla neticelendirmek gerekirse önce Cumhur ittifakına bakalım…
Yerel seçimlerde Balıkesirlinin değerlendirilmesi gereken öncelikli iki bakış açısı var:
Birincisi, Balıkesirli, özellikle yerel seçim ekseninde “proje ve hizmet”i ön plana alıyor.
Yani kim beş yıl daha iyi çalışır asıl nazara aldığı husus bu.
Değerlendirme böyle olunca izah etmeye bile gerek yok ki, büyükşehir adayı olarak Ankara faktörünün etkisiyle Yücel Yılmaz daha avantajlı olarak girmişti yarışa.
İkincisi, adayların –varsa eğer- geçmişteki icraatlarına bakıyor Balıkesirli.
Bu noktada iki aday da ilin genelinde olmasa da Merkez ilçeler kapsamında tanınıyor, Balıkesirliler her iki adayın hizmetlerini biliyor.
Hafızalar burada da Yücel Yılmaz’ı yine avantajlı konuma getiriyor; çünkü Karesi’de yaptığı çalışmalar ile ilçe sakinlerinin çoktan gönlünü kazanmıştı Yılmaz.
Bunun yanında kuşkusuz Yılmaz’ın Karesi Belediye Başkanlığı sırasında her daim gülen yüzü ile her kesimle olan ilişkilerinde “particiliği” ön plana almaması ve buradan gelen avantaj puanları ile gençliğin verdiği enerji, dünyaya bakış açısı, özellikle seçim öncesi seçmene kendini anlatırken daha çok “projelerini” dillendirmesi, polemikten uzak duruşu da Yılmaz’ı öne geçiren faktörlerdendi.
Netice olarak Balıkesirli, Karesi’deki deneyimi Büyükşehre taşımayı tercih etti. Bunun anlamı şuydu; hizmet istiyorum, hizmette ayrımcılık istemiyorum, dürüstlük istiyorum, proje istiyorum, kalkınma istiyorum, iktidar olanaklarının kent için azami olarak kullanılmasını istiyorum.
Bu “istiyorum” kısmına dilediğiniz ilaveyi yaparak listeyi uzatabilirsiniz.
Cumhur, bu nedenle dişe diş geçen seçimde mutlu sona ulaştı. Balıkesir açısından Ak Parti ve MHP arasında sağlanan mutabakat ile seçime ittifak olarak girilmesinin doğru karar olduğu tescillenmiş oldu. İttifak adayının da “doğru” isim olarak seçilmesi seçimdeki başarıyı getiren son faktör oldu.
Cumhur İttifakı, bu ve benzeri sebeplerle kazandı. Tabi başka bazı eklemeler de yapılabilir; ekip çalışması, saha ekiplerinin gücü-yaygınlığı-imkanları gibi… Lakin sonuç ne olursa olsun yerel seçimde “isim” öndedir. Bunun en bariz örnekleri Kırklareli’nde bağımsız adayın, Ayvalık’ta ise DP’li adayın ipi göğüslemesidir.
Peki…. Neden kaybetti Millet İttifakı?..
Aslında o cenahta da rüzgar hızlı, erken ve güçlü esmeye başlamıştı.
CHP’nin ülke genelinde ismi ilk açıklanan büyükşehir adayı Ahmet Akın’ın lanse edilmesi ve Akın’ın hızlı bir şekilde sahaya inmesiyle müthiş bir CHP rüzgarı esmeye başlamıştı il genelinde.
Ta ki yaklaşık iki ay sonra İyi Parti ile Balıkesir’de ittifak yapılacağı ve ittifak adayı olarak İsmail Ok’un gösterileceği, bu nedenle Ahmet Akın’ın adaylığının geri çekildiği açıklanana kadar…
Ahmet Akın’ın adaylığının geri çekildiği gün, Millet İttifakı Balıkesir’de kaybetmişti, Ok’un aldığı oy oranı buna rağmen yine de başarıdır.
Akın’ın adaylığının geri çekilmesiyle muhalefetin kazandığı yükselen ilk ivme çakılmış ve taa o zamanlar (13 Aralık 2018’de) aynı konuya değindiğimiz yazımıza “b’ittifak” başlığı koyarak, aklın, bilimin, istatistiklerin ittifak yapılıyorsa büyük ve güçlü yanında ittifak yapılmasının doğru olacağı; güçsüz partinin yanında ittifakın başarısızlığa matuf olduğunu belirtmiştik ki 31 Mart sonuçlarında hiçbir ilde İyi Parti adayının seçilmemesi bu gerçeği tekrar ispatlamıştır.
Yani dememiz o ki, CHP’nin Balıkesir’de Millet İttifakını kabul ettiği an yarış Balıkesir açısından seyir değiştirmiştir. Bunun muhasebesi özelde isimler tarafından, genelde ise parti merkezleri tarafından yapılmalıdır ki, son üç yerel seçimde özellikle CHP’nin gerek isimler gerekse bu tarz aldığı kararlar Balıkesirlilerin beynini yakmıştır.
Bu açık gerçeğin parti merkezlerince nasıl olup da görülmediği, görülemediği ise akılla açıklanacak bir tablo değildir, böyle bir karar, aksine aklın peynir ekmekle yenmesinden bile daha vahim bir sondur.
Tabloya Ok açısından bakılacak olursa da Ok’un vaatleri Balıkesirli’yi tatmin etmemiş, Ok ismi, ittifakın kendi içinde yaşadığı kırgınlık ve şaşkınlığı giderememiş, hangi yatırımın nasıl gerçekleştirilebileceği hususunda Balıkesirli’de yeterli inanç oluşamamış ve Cumhur’un aksine, saha ekibinin daha güçsüz olması, maddi imkanların daha kısıtlı olması, 5 yıl “duran şehir” olunacağı kaygısının ağır basması nedeniyle Millet ittifakı sandıktan güler yüz ile çıkmayı başaramamıştır.
Yine de dediğimiz gibi Ok’un aldığı oy da tüm bu olumsuz etkenlere rağmen yüksek başarıdır.
Millet İttifakı, bizatihi kendi içinde aldığı yanlış karar ve yanlış “start” ile” b’ittifaklaşarak” kaybetmiştir.
Sonuç itibariyle 31 Mart seçiminin bir günlük sütuna sığan özet analizi budur.
