Aşağıdaki ” Bahar Müjdesi” araştırma yazısı Taşkent Üniversitesi öğretim görevlisi Profesör Anara Abdiyeva tarafından kaleme alınmıştır. Özbekistan Şark Ilduzu ( Doğu Yıldızı) gazetesinde yayınlanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Türk Cumhuriyetleri ve Türk Toplulukları Dairesi Özbekistan Masası Müdürü olarak görev yaparken Özbekçe ve Kiril alfabesinden tarafımdan Türkçe’ye çevrilmiştir.
Bu yazı “Milli Eğitim Dergisi” sayı 137 , 1998 tarih , sayfa 158’de yayınlanmıştır.
Nevruz bölücülerin bize dayatmaya çalıştığı ” bölücü bayramı” değildir.
İşte bilimsel gerçeklerle açıklanan ve tüm Türk Cumhuriyetlerinde kutlanan Nevruz’un Özbek Profesör Anara Abdiyeva’nın kaleminden ..
Yurdumuzda her günümüz bahar sevinciyle geçsin.
Nevruz Bayramımız kutlu olsun.
BAHAR MÜJDESİ
Nevruz’un ortaya çıkışı insanlık tarihi kadar eskidir.
Nevruz eskiden beri şark memleketleri ve orta Asya Halkları tarafından, “yeni yıl”, “yeni gün bayramı” diye adlandırılıp kutlanmaktadır.
Nevruz aslında tabiat ile insan arasındaki ilişkiden doğmuş ve daha sonra bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır.
Asırlar geçtikçe bu örf-adetler, memleketler ve halklar arasındaki siyasi, medeni ve ekonomik ilişkilerin artmasına, bu bayramın sürekli kutlanmasına neden olmuştur.
Doğu kaynaklarına baktığımızda Nevruz’un çok büyük bayram olduğunu onaylayan pek çok söylentinin varlığını görürüz.
Bazı bilgilere göre Nevruz İran’da Ahmaniler devrinde (M.Ö. 558-330 Yüz Yıl) bayram ilan edildi.
Nevruz, büyük şairimiz Ali Şir Nevai’nin şiirlerinde çok geniş bir yer tutar.
Alişir Nevai “Hazan-ul Mani” adlı eserinde Nevruz’un bayram olarak kutlanışını, gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu 21 Mart gününü ilmi bir şekilde açıklamıştır.
Aşağıdaki mısralar bunu ifade etmektedir.
“Vaslı ara kördüm, reng emiş boynuyu-saçı Tün-kün teng ekan zahir olur, boldı Nevruz”.
Nevruz hakkında kesin bilgiler ve ilmi özellikler büyük bilgin Ebu Reyhan Biruni’nin “Kanuni Kasudiy” ve “Müneccemlik Sanatından Başlangıç Düşünceleri” adlı ünlü eserinde ve Ömer Hayyam‘ın “Nevruzname” adlı risalesinde yazılıdır.
Ebu Reyhan Biruni Nevruz Tarihi hakkında şunları yazmıştır.
İran alimlerinin bazısı o güne Nevruz deyip ateş yakmıştır. Sebebi de şudur: Cemşid padişah Mecusi dininden olanları topladı ve onlara bugün “Nevruz” “Yeni gün” diye kutlanmaya başlandı. Lakin bu bayramın Cemşid padişah döneminden daha önce de kutlandığı bilinmekteydi. Kısaca Nevruz her bir yerde bahar geldiğinde, ama her yıl aynı aynı vakitte kutlanmaktadır. Nevruz’un esas mahiyeti bahar, yani gün anlamında kullanılmaktadır. Nevruz Bayramı İran’dan Türkistan’a, Kafkasya ve Kazakistan’dan Hindistan’a kadar geniş bir alanda kutlanmaktadır. Ebu Reyhan Biruni eserlerinde Nevruz’un Orta Asya halklarının halen en eski geleneği olduğunu ispat etmiştir. Biruni bu konu hakkında: “Eski halklardan kalan İran’lılar, Sağdıylar ve Horazemlikler aylandagi hayıtlar” bölümünde tarif etmiştir.
Biruni’nin verdiği bilgilere göre ilk önce İran’lılar ve Orta Asya’lılar şimdiye kadar her yıl hesabını bir yılda, yani Kuyeş takvimini esas alıp ve yeni yılın girişini bir vakit bekleyip aldılar.
Orta Asyalı bilgin Ebubekir Muhammed İbn-i Cafer Narşahi’nin, “Buhara Tarihi” adlı eserinde halk yılının sonundaki yirminci gün Pazar işleri ile uğraşılır, yirmi birinci gün ise (“Nevruz’un yeni yılın girdiği gün ve buna çiftçiler Nevruz’u denirdi”) Nevruz kutlanırdı.
Buhara çiftçileri yıl hesabını şu günden başlayarak yaparlardı. Yukarıdaki fikirlerden anlaşılacağı gibi Nevruz’un takviminin işlerinin tanımını yapıp “Yılın başı”, “yeni yıl” düşüncesi ile gece ve gündüzün birbirine eşit olduğu güne denk gelirmiş.
Yukarıdaki fikirlerden özetle şunu diyebiliriz. Nevruz’un dini törenlerle hiçbir ilgisi yoktur. Büyük Şair Biruni’nin eserlerine baktığımız da Nevruz’un o devirde en çok kutlanan bayram olduğunu görürüz. Eğer Nevruz zamanında savaşlar ortaya çıksa bile, belirli bir süre barış yapılır, kan dökülmez, bayram olurdu.
Her yıl müsabakalar, at oyunları, ok atma yarışmaları, seyis at yarışları yapılırdı.
Nevruz zamanında devletin siyasi işleri ile meşgul olunmaz, tartışmalara son verilir barış yapılırdı.
Orta Asya Halkları Nevruz’u eski-yeni yıl bayramı adı altında, yeni gün, baba çiftçinin yeni gayreti, gücü kudreti, iyi niyet ile kötülüklerden korunup kardeşlik günü diye nitelendirilip kutlanmaktadır.
Nevruz, dostluk, dayanışma, iyilikseverlik, kardeşlik, uluslararası halklar arasındaki sevginin geliştirilmesini hedefleyen büyük bayramdır.
Nevruz fazileti ile ( Özbekistan ) ülkemizin köylerinde bahçe işleri canlandırılır, halk seyirlikleri oluşturulur, gençlerin münakaşaları son bulur, güzellikler birbirine ulanıp giderdi.
Tabiat Ana da lale bayramını oluştururdu. Nevruz bayramında eğlenen gençler birbirlerine gönül işlerini açarlar, bugün gençler başka bir keyfiyetle eğlenirlerdi. Bugün tabiat ana uyanır, herkesin dudağına gülücükler, yüzüne nur yağardı.
Genç kızlarımız, Morgilan’ın has ipeğinden elbiseler giyer, genç erkeklerimiz başlarına giydikleri takkelere atlas bağlayıp gül gibi açılırlardı.
Sabahın erken saatlerinden başlayarak köylerde kenar mahallelerde baharın özel yemeği olan “sümelek-sumalak *” pişirilirdi. Sümeleğin tadı damağa hoş gelir, iştah açar. Sebzeler tene huzur, cana rahatlık bağışlayan dermandırlar.
Hazırlanan sümelek birlikte paylaşılıp yenirdi. Nevruz Özbekistan Cumhuriyetinde doğan her milletin insanın dini inançları ile hiçbir ilgisi olmayan bir bayramdır. Hindistan, Mısır, Marakeş, Yemen, Libya, Kuveyt, Arap memleketleri, Orta Asya halkları, Cumhuriyetimizde yaşamakta olan her milletten insanlar tüm Özbek halkı ile işbirliği yaparak dirlik, düzenlik ve dayanışma içinde bu bayramı kutlamaktadırlar. Nevruz baharının birinci günü, yeni yılın doğuşu, çiftçinin o yıl yapacağı işlerde bahtının açık, bolluk bereket içinde olmasına girildiği gündür. Nevruz dostluğu yücelten halkın sevincinin bayramıdır.Bahar Bayramımız, Nevruzumuz kutlu olsun.
* Sümelek – Sumalak = Anadolu kültüründe pişirdiğimiz , Aşure tatlımıza benzeyen kutlama yemeği. Bu yemek farklı olarak tuzlu da pişiriliyor.