Önergenin verildiği dönem dikkate alındığında amaç Kazdağları’nda yaşanan çevre felaketini gündeme getirmek ve çevre katliamına dikkat çekmek. Önerge oylanarak Çevre ve Sağlık Komisyonuna havale ediliyor. Komisyon üyeleri madeni yerinde inceliyor ve ardında da geniş kapsamlı araştırmanın Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı tarafından kurumlarla oluşturulacak teknik ekiple devam etmesi gerektiğini belirterek rapor hazırlayıp meclise öneri olarak sunuyorlar. Rapordan tatmin olmayan 3 CHP’li red oyu veriyor ve komisyon raporu oy çokluğuyla kabul ediyor.( Tatmin dedim ama burada CHP’nin parti içi çekişmeleri de olabilir) Kısaca anlatıldığı ya da yazıldığı gibi “CHP madene evet” demiyor. Konuyu ilk gündeme getiren ve madenlerde araştırma yapılmasını sağlayan CHP. Ayrıca teknik kurumların inceleme yapması da rapora ekleniyor. Oylamada madene “evet” denmiyor, teknik kurumların araştırma yapmasına “evet” deniyor.
Bu oylama 19 Kasım’da gerçekleşiyor. Ayrıca önemle vurgulamak gerekli ki, madenler ruhsatlarını Maden ve Petrol işleri Genel Müdürlüğünden alıyorlar. Büyükşehir ya da herhangi bir belediyenin ruhsat verme ya da iptal etme gibi bir yetkisi yok. Yukarıda anlattığım gibi CHP’li Meclis Üyelerinin yapmaya çabaladığı madenlerin verebileceği zararları kamuoyu gündemine getirmek. Yalçın Cömert, Selim Panç, Adil Levent Coşkun gibi isimlerin imzasını taşıyan önerge olmasa bugün maden insanların gündemine dahi gelmeyecekti. Ancak konu tam Aziz Nesin’lik oldu. CHP önerge verdi, komisyon araştırma yaptı ve komisyon raporunda da yapılması gerekenleri sıraladı. Rapor oy çokluğuyla kabul edildi. Ancak nasıl olduysa bu yaşananlar alt üst edildi ve kamuoyuna “CHP’liler madene evet dedi” şeklinde yansıtıldı. Bazen bu halk Aziz Nesin’i bile kıskandıracak ölçüde yaratıcı olabiliyor. İlginç olansa şirket 2015 yılında ÇED almış ve 2017 yılında da yatırımını yapmış. O dönemde kimsenin ruhu bile duymadı herhalde.
MEMLEKETİ AKP DEĞİL, SANKİ CHP YÖNETİYOR
Maden konusunda CHP’ye yönelik yapılan her eleştiri aslında masum değil, yalnızca insanlar çevre kaygısıyla CHP’yi eleştirmiyor. Buradaki önemli olan nokta maden ruhsatını veren, denetleyen devlet kurumlarının hiçbir şekilde gündeme gelmemesi ya da getirilmemesi… Ülkeyi AKP yönetiyor madenlere evet diyor ama halk CHP’nin madenlere evet dediği masalına inanabiliyor. (Kanada’yla ortaklığını bitir Ey CHP) maden yasası, çevre koruma kanunu değişsin demektense “CHP madene evet dedi” üzerinden algı oluşturmak başta AKP’nin işine geliyor. Geçtiğimiz 6 Mayıs tarihinde Büyükşehir Başkanı Yücel Yılmaz adı geçen TÜMAD isimli maden şirketini ziyaret etmiş ve sosyal medyadan boy boy fotoğraf paylaşmış. Altına birileri tek bir eleştiri bile getirmemiş. “Allah yar ve yardımcınız olsun” denmiş, sanki Yücel Başkan çıkartıyor altını. Garip bir ülkeyiz galiba…
Yukarıda anlattığım gibi maden ruhsatını iptal etmek ya da çalışmaları durduracak hiçbir yetki belediyelerde yok. Ortaya atılan maden polemiğinin aslında birkaç amacı birden var. Bizler bugün insanların ekonomik durumlarını, yoksulluğu ve açlığı, sağlık sistemindeki sorunları tartışırken bir anda 6 ay önce gündeme gelmiş bir konuyu yeni bir gündem maddesi gibi ustalıkla karşımıza çıkartılıyor ve bütün oklar CHP’ye çevriliyor. Yapmak istedikleri bir diğer önemli şey ise; çevreye duyarlı CHP’li meclis üyelerinin şevkini kırmak, onları çalışamaz duruma getirmek. Algı yaratanların amacı meclis üyelerinin “ yeter ya kendi verdiğimiz önerge ile rezil oluyoruz. Çevre için bir şeyler yapalım derken yine olan bize oluyor. İnsanlar anlamıyor” demesini hedefliyorlar. Böylelikle meclis üyelerini etkisizleştirmek istiyorlar. Yapılan oylama ve komisyon kararıyla ilgili geniş kapsamlı bir açıklamayı CHP İl Başkanı Serkan Sarı yaptı. Oradan da bilgilere ulaşabilirsiniz. Biz gazetecilere düşen görev ise; sosyal medyada gördüğü her iletiyi, fotoğrafı referans olarak kabul etmemek… Yanlış yapmayı, yanlış anlamayı bizim meslek kabul edebilir ama yanlışı bilerek yapan gazeteciler falan varsa onlar da yukarıda bahsettiğim algı operasyonun birer parçasıdır hatta savunucusudur. Gelelim oylamada evet verenlere. Garip ama o kadar meclis üyesi, belediye başkanı komisyon raporuna evet demişken “Madene evet dediler” şeklinde algı oluşturup ilk sırada Belediye Başkanı Tolga Tosun’u ve CHP’nin Bandırmalı Büyükşehir Meclis Üyelerini servis etmeleri sizce de ilginç değil mi?
Koronavirüsle mücadele döneminde ilaçlamalar, yardımlar, yol çalışmaları, hatta solunum cihazlarını bile bölge hastanelerine hediye ederek Tolga Tosun ve ekibi Bandırma halkının takdirini topladı. Anlaşılan üreterek, çalışarak halkın takdirini toplayan siyasetçiler bazılarını rahatsız ediyor. Nazım’ın dediği gibi “Onlar Düşünen İnsana Düşman/ Onlar Vatana Düşman”