Ayvalık Tabiat Parkı’nı sürekli taciz edenler, taciz ile yetinmeyip artık “Tecavüz” için harekete geçtiler…
Düşünün…
Bir oda içine abazan bir erkekle Jennifer Lopez’i bırakıyorsunuz ve diyorsunuz ki eliniz elinize değmeyecek…
Mümkün mü?
Şimdi bu olayın Ayvalık Tabiat Parkı ile ne alakası var diyenleriniz çıkacaktır. Var, hem öyle çok var ki…
Sermaye abazan erkek gibidir, güzel olduğunu, bir koyduğunda beş alacağı malı gördükçe tecavüz etmek için delirir…
Cunda adası, Ayvalık Tabiat Parkı, denizi, adaları, poyraz rüzgarı, zeytini, zeytinyağı, tepeleri onun için yeni tecavüz alanlarıdır.
Üretmeyi bilmeyen, kolaycılığa alışmış ve yanlışından hesap sorulmayan bir yapı içinde eline biraz güç ve para geçirenin ilk yaptığı ülkesinin zenginliklerini yalan yanlış bilgilerle hazırlanmış proje denilen kağıt parçaları üzerinden tecavüz edip alacağını aldıktan sonra piç gibi ortada bırakıp kaçmasına dönük binlerce hikayeye bugüne kadar tanık olmadık mı?
Daha dün Cunda Adasında Ay Işığı Manastırımız yok muydu… O yıkık haliyle bizim dediğimiz bu mimari değer, kentimize, adamıza bir zenginlik katmıyordu diyen bir kişi bugün bu yaşadıklarımız karşısında bugün bu hali, düne göre daha iyi olmuş diyebilir mi? Daha dün konuştuğum AK Parti ilçe başkanımız, bu örneği verdiğimde “haklısın Vecdi bey, daha dün denizden o bölgeye deniz motorumuzla yanaşamadık, yanaşmamıza uyarı verdiler.” Efendim orası tapulu maldı. “Mal sahibi sattı” diyeceksiniz de buna yürekten kimse inanmaz. Yüce önderimiz 1925 yılında Medeni Kanunu çıkarabilmek için bulunduğu yerde poposu biraz tüylü olan eşrafa sus payı olarak tapuda istediği kolaylığı verdiğini hepimiz biliyoruz. “Eşraftan burjuva yaratırım” diyen ve eksik kalan Milli Burjuva Devrimini tamamlarım düşünce içinde önderimizin o gün için başka çaresi de yoktu. Birileri vatanı için o cephelerde atın sıçtığı bokun içinden yulafı ayıklayıp yerken birileri de elindeki unu ya da bir şeyleri serbest piyasa deyip fahiş fiyatla satarken aldığı paracıkları biriktirip mala dönüştürürken ona o vatanı bırakabilmek içinde birileri tertemiz kanını hiç düşünmeden bu topraklara bırakıyorlardı. O nedenle kimse kalkıp bizlere alın teri masalı yapmasın.. Bu ülke o yoksulun tertemiz akıttığı kan ile o tertemiz yüreği ile koyduğu alın teriyle kuruldu. Bana kalkıp hiç kimse masal anlatmasın… Alın teri ile ahlaklı insan olursunuz. Zengin olamazsınız…
Tabiat Parkımız, Ayvalık’ın şifasıdır.
Tabiat Parkımız, Ayvalık’ın enerjisidir.
Tabiat Parkımız, Ayvalık’ın zenginliğidir.
Tabiat Parkımız, Ayvalık’ın var oluş hikayesinin öznesidir.
Bugüne kadar bu hazineyi tırtıklayanların tek amacı vardı. Oda yazının başında yer alan söz.. Irzına geçmek… Çünkü “zevk” çok büyük…
İnsan haliyle üzülüyor…
Ayvalık Tabiat Parkı’nın otları üzerine kitap yazılıyor. Kitap sponsorlarına bakıyorsunuz… Hepside dün bu güzelliği taciz edenler… Oh ne güzel.. Paranla, gücünle, nüfuzunla, istediği yerde istediğin projeyi uygula ve keyfini sür…
Rahmetli Kayahan’ın bir şarkısın bir yerinde “Ben, Anadolu çocuğuyum” sözü geçtiğinde hiç unutmam orada bulunanlardan biri ayağa kalkıp, “ulan biz orospu çocuğu muyuz” demişti.. Soruyorum, Ayvalıklı “orospu çocuğu mu”… Bu kenti bekleyecek, duracak, her taşına, toprağına anısını biriktirecek, çöpünü her yıl defalarca temizleyecek, sonra birileri gelip “ben Anadolu çocuğuyum” deyip keyfini sürecek, kaymağı yiyecek…
Biz de bağırırız; “Biz orospu çocuğu muyuz”
….
“Ülkemizde 36 milli park, 17 tanede tabiat parkı bulunmaktadır. Bu parkların en büyüğü 17.900 hektarlık alan ile Ayvalık sınırları içerisinde yer almaktadır. Ayvalık adaları tabiat parkında 750 bitki türü bulunmakta, bunlardan 4 tanesi endemik ( başka ülkelerde olmayan) 17 tanesinin de anavatanı Türkiye olan endemik bitkidir. Bu bitki türleri içinde zeytin ağacı, çam, meyve ağaçları, üzüm bağları, gibi bitkiler yoktur. Daha çok otsu bitkiler, bunların içerisinde yosunlar ve mantarlarda yoktur. Bu bitkiler 25 adanın 22 sinde bulunmaktadır.”
Ayvalık Tabiat Parkı’nın Ayvalık ekonomisine yıllık 43 milyon dolarlık katkısı var..
“Ot” diyoruz, deyince ortaya çıkan bu zenginliğimizle boy ölçüşebilecek bir yer söyleyin..
Meyhane kültürümüzde, restoran kültürümüzde ve evlerimizin mutfak kültüründe otun getirdiği zenginliği inkar edebilir miyiz… Otumuz olmazsa ne oluruz, düşünün…
Denizimiz ve adalarımız, yazın gezi tekneleriyle üç ay içinde taşınan, gezdirilen insanlar üzerinden yaratılan ekonomi..
Yine deniz ve adalarımızın belirli bölgelerinde dalma merkezleri üzerinden yaratılan ekonomi…
Ayvalık ve çevresine gelen sayısının yıl içinde milyonu geçen turist sayımız..
Cunda adasının enginarı, sakız baklası, börülcesi, kavunu ve diğerleri..
Kantoranın yarattığı ekonomi..
Kuşlarımızın zenginliği…
Lagünlerimiz…
Poyrazın getirdiği sağlık şifası…
Zeytin ve zeytinyağının ve sabununun getirdiği sağlık mucizeleri..
Yemek kültürümüz..
Midye ve karadiken ve kalamar ve balıklarımızın getirdiği ekonomi…
Taş evlerimiz, sokaklarımız, Rumlardan kalan mimari yapılar…
Cunda adasında yer alan tüm yıkık ve viran içindeki Rumlar tarafından yapılan o eserlerin kimlere satıldığını biliyoruz…
Taksiyarhis kilisesini restore ederken burasını Aya İrini yapacağım diyen herhalde ben değildim…
“Cunda adasında enginar yetiştireceğim” diyen oturduğu manastırı hiç olmazsa hafta da bir gün Ayvalıklı öğrenci çocuklarımıza açsaydı.
Anadolu’nun adeta çarıklı erkanının temsilcisi Acarlar grubunun Cunda adasında aldığı 500 dönüm arazi üzerinde yapmayı planladığı 375 villaya sosyal donatılarıyla beraber 5 milyar dolar bırakacağım hayalini kursağında bırakan eski başkanımız Rahmi beydi…
Balıkesir bütünşehir belediye başkanımız Yücel başkana sesleniyorum. Ayvalık Tabiat Parkına sahip çıkmak zorundasınız. Yoksa sizi evin salonunu pazarlayan olarak görürüz… Doğa festivalinde “Akkızı kim sattı” diye bağırırız…
Balıkesir milletvekillerinin Ayvalık’a bütün olarak sahip çıkmalarını istiyoruz.
Bütün tecavüzler, masumiyet kokan hareketlerin içinden fışkırır. O yüzden o sözü hatırlayın…
Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir…
Bize, bizlere 2004 yılından beri cehennemi yaşatıyorsunuz. 2004 yılında “çivi çaktırmam” diyen o çelik irade, 2009 yılında yalama oluyor. O yalamadan tecavüz zevki yaşamak isteyenlere izin vermeyeceğinizi umut ediyorum, etmek istiyoruz.
Ürküttüğünüz kurbağa sarı öküzdür…
Bizden sarı öküzü istemeyin..
Gereğini yapın…
Saygılarımla…