5(PERŞEMBE) HAZİRAN 1919: İngiliz Temsilcisi Hadkinson, Ayvalık Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanı Yarbay Thomas, yardımcısı Nikola, 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Bey(Çetinkaya) ve Gömeç Bucak Müdürü Sabri bey, AYVALIK-GÖMEÇ ŞOSESİ ÜZERİNDE BİRARAYA GELEREK PROTOKOLÜNÜ İMZALADILAR. Bu protokolün metni şöyleydi:
- Ayvalık’ta kemâkân Hükûmet-i Osmaniye memurları ve kavanin-i Osmaniye icray-ı hüküm ve hükümet edecektir. Osmanlı Sancağı rekz olunacaktır. Ahalinin keşide ettikleri, Yunan bayraklarının kaldırılmasına Yunan kumandanı çalışacaktır.
- Yunan işgal kuvvetleri iddiaları veçhiyle Sulh Konferansı’nın kararıyla işgal askeri vazifesiyle gelmiş olduklarına göre Yunda (Cunda) adasında yahut şehrin haricinde Aya Nikola veyahut Sefa mevkiinde ikamet edecek ve şehrin haricinde keşt-i güzar etmeyecektir. Şehrin inzibatı için Osmanlı polisi ve jandarmalarına indel iktiza kuvve-i işgaliye muavenet edecektir.
- Ayvalık kazasına şamil olan arazi dahilinde kaza ahalisi iş ve güçleriyle meşgul olacaklar ve Ayvalık kazası haricinde silahlı olarak kimse çıkmayacağı gibi hariçten kimse dahi girmeyecektir. Silahlı dahi giriş ve çıkışın emniyeti ihlâl mahiyetinde telâkki edilecektir.
- Ayvalık kazası haricine çıkacak ve hariçten girecek olan erbab-ı mesalih kumandanlarının vesikalarına hamil olacaklardır.
- Ayvalık kazasının hududu tarkinden bir zabit ve ikişer sivilden mürekkep birer komisyon tarafından malum olduğu halde bir defa daha tespit olunacaktır.
Protokol metnini öğrenen 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa, 172. Alay Komutanına verdiği cevapta, “İngiliz temsilcisi ve Yunan komutanlığı ile birlikte görüşerek, mıntıkanızda Yunan harekatını durdurmaya muvaffak olmanız en büyük teşekkürlere layıktır. Müfrezeniz ve beraberinizdeki Kuva-yı Milliye komutanı için tarihin kaydedeceği bir muvaffakiyettir” diyordu.
KISACA PROTOKOLU ÖZETLERSEK: Ayvalık’ta Türk yönetimi yeniden kurulacak, Yunan kuvvetleri şehir dışına çıkacak, şehre silahlı giriş ve çıkışlar yasaklanacak, iş sahiplerine giriş-çıkışta iki taraf komutanlığınca belge verilecek, ilçe sınırları yeniden saptanacak…
“Ayvalık direnişi, cephe gerisindeki halk teşkilatlanmasını hızlandırmış, Balıkesir bu direnişin merkezi haline gelmişti. Ali Bey’in Yunan işgaline karşı koyduğu tarihe kadar, Yunanlılar hiçbir yerde toplu olarak karşılık görmemişlerdi. Aksine bazı şehir ve kasabalar halkı korkutulmuş, İstanbul Hükümeti’nin emirlerine uyarak Yunan birliklerini özel heyetlerle karşılamışlardı. ALİ BEY’İN AYVALIK BÖLGESİNDE MUHAREBE CEPHESİ KURMASI ÜZERİNE, YAVAŞ YAVAŞ SOMA’DA, AKHİSAR’DA, SALİHLİ’DE MİLLİ CEPHELER OLUŞMAYA BAŞLAMIŞTI.
“Ayvalık’ta meydana gelen olaylar İstanbul Hükümeti üzerinde de önemli etkiler meydana getirdi. Hükümet, Ayvalık’taki Yunan işgaline başlangıçta karşı koyar bir tavır aldı, fakat kısa bir süre sonra Paris’te Ayvalık hakkında alınan kararlardan haberdar olunca, bu tutumunu değiştirmek zorunda kaldı ve askeri güçlerin müdafaada kalmalarını istedi. Hükümetin de bu konuda bir kararı yoktu. Bu sebeple bakanlıklardan farklı farklı kararlar geliyordu. İstanbul’un bu kararsızlığı bölgedeki milli örgütlerin karakterini oluşturmada etkili oldu. Balıkesir Mutasarrıfı Hilmi Bey, Yunan işgaline karşı gelen ve milli teşkilatlanmayı destekleyen biri idi. Onun bu tutumu hükümetin takip ettiği siyasete ters düşüyordu. Bu sebeple 16 Haziran 1919’da görevden alındı ve yerine hükümetin sadık bir hizmetçisi olan Ahmet Anzavur tayin edildi.”
Bu protokol uygulanmasa da işgalci güçlerle yapılan ilk antlaşma olması nedeniyle çok önemlidir. Ayvalık bir Rum kenti olarak değerlendirilse de aslında kesinlikle bir Osmanlı kentidir. Osmanlı’nın teslim olduğu bir dönemde bir avuç yiğit insan burasını savunmuş ve bizlere İLK KURŞUN ile şanlı bir 5 HAZİRAN PROTOKOLUNU BIRAKMIŞTIR. BU “PROTOKOL” ve “İLK KURŞUN” sonuçları itibariyle sıradan olaylar değildir.
Tarih bazen çok enteresan bilgiler sunar bize dostlarım. 29 Mayıs’ta Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’a girerken bir dinin ve halkında kurtarıcısı oluyordu. Ortodosk dinine inananlar neredeyse yok olmak üzereyken İstanbul’un fethi ile yeniden can suyu bulur ve yeniden sabırla Osmanlının koynunda büyür. 29 Mayıs’ta Ayvalık işgal edilir görünse de(görünse de diyorum, çünkü o tarihte yani o gün Ayvalık içine Yunanlı askeri girmez) Yunanlının Anadolu’da ki hayalinin bitişi o ilk kurşun ile sona erer.
Savaş sona erdi mi derseniz, savaş sona ermemiştir. Emperyalizm bizi yeniden kapıştırmak adına her yolu deneyecektir.
Ticaret ile biraz daha birbirimize yaklaştığımız bugünler de temenni ederim ki aramız da ki barış rüzgarları daha güçlü essin..
Çünkü hem onlardan hem bizden çok rahatsız, emperyalizm.. Bu yerleri kirli parasının gücüyle kendisi kullanmak istiyor. Toprağımızı, ağacımızı, tohumumuzu, denizimizi, insan varlığımızı bilinçlendirerek korumak zorundayız…
Yeniden 29 Mayıs da askeri anlamda atılan “İlk Kurşun”a ve 5 Haziran da imzalanan “Belediye Çeşmesi Protokol”una dönecek olursak;
İLK KURŞUN ve 5 HAZİRAN PROTOKOLU BİZİM ŞANLI TARİHİMİZDİR.
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN SESİ ve SÖZLEŞMESİDİR.
DİRENCİMİZİN, ÖNDERLİĞİMİZİN TESCİLİDİR.
YÜREĞİMİZİN SESİDİR.
AYVALIKLI OLMANIN GERÇEK AYRICALIĞIDIR.
O ZAMAN DURMAK YOK.
HEDEFİMİZ “BELEDİYE ÇEŞMESİ” Nİ YENİDEN CANLANDIRMAK VE BURAYA BİR ANIT ESER DİKMEK OLMALIDIR.
15 EYLÜL KUTLAMALARINDA BURAYI DA PROGRAM İÇİNE ALMAKTIR.
BÜYÜK AYVALIK’IN YOLU UNUTMA! GEÇMİŞİNE SAHİP ÇIKMAKTAN GEÇER…
RUM GEÇMİŞİMİZİ İNKAR ETMEDEN, BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ OLMANIN YOLLARINI ARAYIP KULLANIRKEN EŞİTLİK ANLAMINDA BİRBİRİMİZİN DEĞERİ OLACAĞIZ.
NE DEMİŞ ATALARIMIZ KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇTIR…
İKİ YAKA BİR DENİZ ve gerektiğinde zor günler de TEK SOFRA diyerek ekmeğimizi bölüşecek kadar birbirimize sarılacağız.
AYVALIK ve MİDİLLİ adası birlikte atalarımızın ruhlarının dolaştığı yerlerdir… HUZUR ve BARIŞ içinde buralar da emperyalizme inat sevgiyle, emekle ve dayanışma ruhu içinde yaşamanın bir yolunu bulmak zorundayız, bulmalıyız…
Sevgi ve saygılarımla…. Vecdi YILMAZ