Geçen hafta Ayvalık cephesinin açıldığı gündü. Ayvalık cephesi, Kurtuluş Savaşı’nda çok önemli bir yer tutar. Bundan dolayı bu haftaki sohbet konumuz bu cephemiz üzerinde olacaktır. İtilaf devletleri 1.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için pek çok gizli antlaşma imzalamışlardır.
Bu antlaşmalara göre genel olarak Ege bölgesi İtalyanlara verilecektir. Çünkü 1912 yılında Uşi antlaşması ile güney Ege adalarını almıştır. Bu adaların önündeki ana karayı da almak istemektedir.
30.Ekim.1918 tarihinde Mondros ateşkes antlaşması imzalanır ve savaş sona erer. Fakat bu antlaşmaya sözde bir 7.madde eklenmiştir. Bu maddeye göre İtilaf devletleri kendi ve azınlıkların güvenliklerini tehlikede gördükleri yerleri işgal edebilecektir. Böylece gizli antlaşmalarını hayata geçireceklerdir. Bu gizli antlaşmalardan dolayı Osmanlı ile yapılacak barış antlaşması sürekli ertelenir. İngilizler ise İzmir ve çevresini İtalyanlara vermek istememektedir. Çünkü İtalya güçlenecektir. Bundan dolayı İzmir ve çevresini kendi kontrolünde olan Yunanistan’a vermek istemektedir. Yunanistan ise kurulduğu 1829 yılından beri sürekli Avrupa devletlerinin Osmanlı topraklarından kendisine verdiği ile büyümüş bir devlettir. Mora yarımadasında kurulmuşken 93 harbinde Teselya’yı,1897 yılında Osmanlı’ya karşı kaybettiği savaşta toprak vermemeyi ve tazminat almayı başarmış,1912 yılındaki Balkan savaşında ise batı Trakya ile kuzey Ege adalarını almıştır.
Paris görüşmelerinde İngiltere İzmir’i Yunanistan’a verir ve Yunanistan’ın işgal etmesini ister. Yunan ordusu 15.Mayıs.1919 tarihinde İzmir’e çıkarak işgal eder. İstanbul hükümeti işgale ses çıkarmaz. Hatta İzmir’deki askerlerin karşılık vermemesini ister. Yunan askerine kurşunu Hasan Tahsin sıkar ve direniş başlar. Yunan ordusu pek çok katliam yapar. Mondros’tan sonra İstanbul’da hükümeti Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurar. Devletin tüm kadroları değiştirilir. Hürriyetçilerin politikası düşmanları üzmemektir. Tüm suçlu İttihatçılardır.
Bu sıralarda Edremit’te de İttihatçı Köprülü Hamdi Bey kaymakamdır. Mondros ateşkes antlaşmasından sonra Edremit ve Çevresi Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurar. İzmir’le irtibat halindedir. Ordudaki yurtsever subaylar ise olası bir işgale karşı hazırlık içine girmişlerdir.
Bu kapsamda 172. Alay Ayvalık’a yollanır. O dönem Körfez’de tek askeri birlik bu alaydır. Komutanlığına ise ittihatçı Yarbay Ali Çetinkaya getirilir. Ayvalık ise nüfus bakımından Hıristiyan vatandaşların yaşadığı bir yerdir. Türk nüfus yok kadar azdır. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edileceği tevatürü yayılınca İzmir’de Reddi İlhak Cemiyeti kurulur.
Köprülü Hamdi Bey de Edremit’te Reddi İlhak Cemiyetini kurar ve miting yapar. Köprülü görevden alınmış ve Burhaniye’de yaşamaktadır. Ali Çetinkaya Edremit ve Burhaniye yurtseverleri ile görüşür ve direniş için yardım ister. Edremit ve Burhaniyeli yurtseverler kabul ederler.
Yunan ordusu İzmir’in işgalinden sonra en kolay yer olarak Ayvalık’ı görür ve 28.Mayıs.1919 günü Ayvalık sahiline asker çıkarmak ister. Ali Çetinkaya buna karşı çıkar ve Ayvalık cephesi açılır. Yunanlılar çıkmaya kalkınca silahlar patlar ve çatışmalar yaşanır.
Köprülü Hamdi Bey yurtseverlerin yardımı ile Körfez efelerinden Misil alayı oluşturur ve komutasını ele alır. Ayvalık cephesi 28.Mayıs.1919’dan 30 Haziran.1920 tarihine kadar tam bir yıl Yunan ordusuna direnir ve işgali önler. Kurtuluş savaşımızda ilk düzenli asker ve sivilin savaştığı cephedir. Kuvayı Milliye adı Köprülü’nün kurduğu Milis Alayı’na verilen isimdir.
Bu topraklar Cumhuriyetin mayalandığı topraklardır. Bu cephede çarpışan tüm atalarımızı minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Saygılar.