29 (PERŞEMBE) MAYIS 1919: Çıkarma dün geceden başlamıştı. Sabahı Yunan birlikleri Ayvalık sahillerine asker çıkartmaya başladılar. Çıkartma başlar başlamaz, memurlar ve Müslüman halk civar kazalara çekilmişti. Kaymakam Osman Nuri Bey de şehri terk edip Gömeç’e geçtiğinden Bölge ile muhabere kesilmişti. Karesi Posta Müdürü Yusuf Bey bu durumu İstanbul’a şöyle haber veriyordu:
“Karesi ‘den Posta Müdiriyet-i Umumiyesi’ne
Huzur-ı Celil-i Müdiriyet-i Umumiye ‘ye
Dün akşamüzeri Ayvalık kaymakamı bilâ mııcib Ayvalık merkezini tanımayıp müdürü bir tarafa ve muhabere memurları diğer tarafa savuşmuşdur. Akşamdan beri çalışarak bu sabah mıntıka kumandanı nezdinde bulunan müdüre merkezin derhal yeniden te’sisi için verilen talimata henüz cevab alınamadı. Bu yüzden İzmir ve istanbul muhaberatı da bi’t-tâbi müteessir olmuştur. Kaymakamın şu hareketi Ayvalık’a hatırnâde bir vaziyette ilka eylediğinden muhaberatın inkıta’ına sebebiyet verdirilmemesini esbabının müsta’celen te’min buyurulması müsterhamdır. 128 minh.Yusuf”.
Osman Nuri Bey’e gönüllü kaydına memur edildiği mutasarrıflık tarafından bildirilmiş, o da durumu gayri kanuni sayarak Dahiliye Nezareti’ne bildirmişti.
Ayvalık sahillerinde karaya çıkan Yunan kuvvetleri ilerlemeye başlamıştı. 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa, işgale karşı askerin karşı koymamasını emretti. 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Bey (Çetinkaya), kaldırılan 17. Kolorduya: En mühim tarihi anda bulunuyorum, diye yazdı. 172. Alay, Ayvalık sırtlarında Yunan işgaline karşı direnmeye başladı. İLK KURŞUN SAVAŞI… 1 subay ve birkaç er şehit oldu. Fakat Türk kuvvetleri üstün Yunan kuvvetleri karşısında fazla tutunmayarak Kozak istikametinde zeytinliklere doğru çekilmek zorunda kaldılar. Türk düzenli birlikleri ilk olarak burada Yunan işgaline karşı koymuşlardı. Bu politik bakımdan da çok önemli bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Çünkü hükümetin emri ile Türk silahlı kuvvetleri harekete geçmiş ve bu suretle de mütarekeyi bozmuşlardı.
Durumu mutasarrıf ve kaymakam telgraflarından öğrenen hükümet hemen Meclis-i Vükelâ’yı topladı. Meclis-i Vükelâ direniş gösterilmesini doğru buldu. Harbiye Nezareti de “Yunanlılar ileri harekâtına askerle mukavemet edilmesi, fakat tarafımızdan taarruz edilmemesi” şeklinde bir emri Karesi ve Aydın havalisindeki kumandanlara gönderdi. Meclis-i Vükelâ’nın bu kararında Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri’nin ihbarının etkisi vardı. Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri Bey’in İngilizlerle olan teması ve mukavemete karşı olan düşünceleri biliniyordu. Yunan işgalinin peşinden Gömeç’e çekilmesi ve buradan İstanbul’a gönderdiği telgraflarda mukavemetin imkansız olduğu düşüncesini bildirmesi onun bu bölgeden uzaklaştırılmasını gerektiriyordu. Alay kumandanı buna bir çare bulmuş; Gömeç’te bulunan Osman Nuri Bey 30/31 Mayıs 1919 gecesi Edremit’te bulunan bir gemiyle İstanbul’a gönderilmiştir.
İstanbul Hükümeti tarafından verilen bu emirler, Kuva-i Milliye teşkilatı konusundaki çalışmalara kötü tesir ettiyse de bölgedeki teşkilatlar, yöneticiler ve komutanlar direniş aleyhtarı verilen emirlere uymayarak eski azim ve kararlarında sebat etmeye karar verdiler. Bu sebeple Ayvalık’ ı işgal eden Yunan kuvvetleri kasabada bir kilometreden fazla ilerle-yemediler. Ayvalık’ın hemen gerisinde zeytinliklerde mevzilenen Türk kuvvetleri karşısında durmak zorunda kaldılar.
Ayvalık’a Yunan kuvvetlerinin girmesi çevre kasaba ve köylerde çok büyük heyecan yarattı. Ayvalık’ın Türk halkı çoğunlukla Gömeç nahiyesine çekilmişti. Köylüler Balıkesir’e doğru göçe başlamışlardı. Ahali Yunan katliamından ölmektense yollarda sürünüp can vermeyi daha iyi görüyordu. 61.Fırka Kumandan Vekili Harbiye nezareti’ne gönderdiği şifre telgrafta, “Burhaniye bölgesinde müthiş bir panik havası vardır. Vaktiyle bu havaliden gitmiş olan Rumlarla birleşerek İzmir’de olduğundan fazla fenalık yapacaklarının kati olduğu ve ahalinin şiddetle muhafız asker istediği” belirtilmekteydi . Yunan tarafının durumu da pek parlak değildi. Onlar Ayvalık bölgesinden böyle bir mukavemet geleceğini düşünmüyorlardı. Bu sebeple zamana ve bölgeye çıkarılacak yeni güçlere ihtiyaçları vardı. Ayrıca Ayvalık’taki Rumlar da adalara doğru çekilmeye başlamışlardı.
30(CUMA) MAYIS 1919: Hükümet, direnmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle, 14. Kolordu Komutanlığına Yunan işgali karşısında Ayvalık’taki birliklerin geri çekilmesini emretti. Ayvalık dün işgal edildi. 172. Alay işgale karşı Ayvalık sırtlarında direnmeye başladı. Bu günkü saldırılarda da Yunanlılara 3 ölü, 3 yaralı verdirildi.
1(PAZAR) HAZİRAN 1919: Bölgenin kritik durumu, İstanbul Hükümeti’ni tedbir almaya sevk etmiş, Meclis-i Vükelâ toplanarak Karesi Mutassarrıfı Hilmi Bey’in Ayvalık’a giderek Yunan işgal komutanıyla görüşmesi ve Ayvalık’ta Osmanlı hukukunun temini üzerinde bir anlaşma yapması kararına varmıştı. Bu emir üzerine Hilmi Bey 1 Haziran 1919’da Ayvalık yakınındaki Murateli Köyü’ne gelerek 172. Alay Komutanı Ali Bey’le görüşmüştü.
2(PAZARTESİ) HAZİRAN 1919: Mutasarrıf Hilmi Bey bu görüşmede alınan kararlar doğrultusunda, 2 Haziran’da Ayvalık’a giderek İngiliz ve Yunan komutanlarıyla görüştü.
3(SALI) HAZİRAN 1919: Ayvalık’ta Yunan ilerlemesine karşı direnen 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Bey(Çetinkaya), Savaş Bakanlığı’na gönderdiği şifrede, dedi.
4(ÇARŞAMBA) HAZİRAN 1919: Balıkesir Mutasarrıfı Hilmi, İçişleri Bakanlığı’na, Ayvalık’taki Yunan İşgal Komutanı ve İngilizlerin temsilcisi Hadkinson ile olan görüşmesini bildirdi. Rapora göre Yunanlılar Mutasarrıf’ı götürürken gözlerini bağlamak istemişler. Yunan Komutanı, Yarbay Ali Bey komutasındaki kuvvetlerin 12km. geriye çekilmesini istemiş, köylülere dağıtılmak üzere Mutasarrıf’a bir bildiri vermiş. Baştan ayağa Yunan bayraklarıyla donatılmış olan kasabada, kaçamamış birkaç Türk memur bir odaya kilitlenmiş. Yunanlılar işgalin genişletilmesi emrini alırlarsa bunu haber vereceklermiş.
Bugün Gömeç Bucak Müdürü’nü çağıran Yunanlılar aynı isteklerini tekrarladılar ve yanıt beklediklerini söylediler.
5(PERŞEMBE) HAZİRAN 1919: İngiliz Temsilcisi Hadkinson, Ayvalık Yunan İşgal Kuvvetleri Komutanı Yarbay Thomas, yardımcısı Nikola, 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Bey(Çetinkaya) ve Gömeç Bucak Müdürü Sabri bey, AYVALIK-GÖMEÇ ŞOSESİ ÜZERİNDE BİRARAYA GELEREK PROTOKOLÜNÜ İMZALADILAR. Bu protokolün metni şöyleydi:
1. Ayvalık’ta kemâkân Hükûmet-i Osmaniye memurları ve kavanin-i Osmaniye icray-ı hüküm ve hükümet edecektir. Osmanlı Sancağı rekz olunacaktır. Ahalinin keşide ettikleri, Yunan bayraklarının kaldırılmasına Yunan kumandanı çalışacaktır.
2. Yunan işgal kuvvetleri iddiaları veçhiyle Sulh Konferansı’nın kararıyla işgal askeri vazifesiyle gelmiş olduklarına göre Yunda (Cunda) adasında yahut şehrin haricinde Aya Nikola veyahut Sefa mevkiinde ikamet edecek ve şehrin haricinde keşt-i güzar etmeyecektir. Şehrin inzibatı için Osmanlı polisi ve jandarmalarına indel iktiza kuvve-i işgaliye muavenet edecektir.
3. Ayvalık kazasına şamil olan arazi dahilinde kaza ahalisi iş ve güçleriyle meşgul olacaklar ve Ayvalık kazası haricinde silahlı olarak kimse çıkmayacağı gibi hariçten kimse dahi girmeyecektir. Silahlı dahi giriş ve çıkışın emniyeti ihlâl mahiyetinde telâkki edilecektir.
4. Ayvalık kazası haricine çıkacak ve hariçten girecek olan erbab-ı mesalih kumandanlarının vesikalarına hamil olacaklardır.
5. Ayvalık kazasının hududu tarkinden bir zabit ve ikişer sivilden mürekkep birer komisyon tarafından malum olduğu halde bir defa daha tespit olunacaktır.
Protokol metnini öğrenen 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa, 172. Alay Komutanına verdiği cevapta, “İngiliz temsilcisi ve Yunan komutanlığı ile birlikte görüşerek, mıntıkanızda Yunan harekatını durdurmaya muvaffak olmanız en büyük teşekkürlere layıktır. Müfrezeniz ve beraberinizdeki Kuva-yı Milliye komutanı için tarihin kaydedeceği bir muvaffakiyettir” diyordu.
KISACA PROTOKOLU ÖZETLERSEK: Ayvalık’ta Türk yönetimi yeniden kurulacak, Yunan kuvvetleri şehir dışına çıkacak, şehre silahlı giriş ve çıkışlar yasaklanacak, iş sahiplerine giriş-çıkışta iki taraf komutanlığınca belge verilecek, ilçe sınırları yeniden saptanacak…
“Ayvalık direnişi, cephe gerisindeki halk teşkilatlanmasını hızlandırmış, Balıkesir bu direnişin merkezi haline gelmişti. Ali Bey’in Yunan işgaline karşı koyduğu tarihe kadar, Yunanlılar hiçbir yerde toplu olarak karşılık görmemişlerdi. Aksine bazı şehir ve kasabalar halkı korkutulmuş, İstanbul Hükümeti’nin emirlerine uyarak Yunan birliklerini özel heyetlerle karşılamışlardı. ALİ BEY’İN AYVALIK BÖLGESİNDE MUHAREBE CEPHESİ KURMASI ÜZERİNE, YAVAŞ YAVAŞ SOMA’DA, AKHİSAR’DA, SALİHLİ’DE MİLLİ CEPHELER OLUŞMAYA BAŞLAMIŞTI.
Ayvalık’ta meydana gelen olaylar İstanbul Hükümeti üzerinde de önemli etkiler meydana getirdi. Hükümet, Ayvalık’taki Yunan işgaline başlangıçta karşı koyar bir tavır aldı, fakat kısa bir süre sonra Paris’te Ayvalık hakkında alman kararlardan haberdar olunca, bu tutumunu değiştirmek zorunda kaldı ve askeri güçlerin müdafaada kalmalarını istedi. Hükümetin de bu konuda bir kararı yoktu. Bu sebeple bakanlıklardan farklı farklı kararlar geliyordu. İstanbul’un bu kararsızlığı bölgedeki milli örgütlerin karakterini oluşturmada etkili oldu. Balıkesir Mutasarrıfı Hilmi Bey, Yunan işgaline karşı gelen ve milli teşkilatlanmayı destekleyen biri idi. Onun bu tutumu hükümetin takip ettiği siyasete ters düşüyordu. Bu sebeple 16 Haziran 1919’da görevden alındı ve yerine hükümetin sadık bir hizmetçisi olan Ahmet Anzavur tayin edildi.”
Değerli dostlar; bu yazı serisini Yunan düşmanlığını körüklemek maksadıyla yazmadığımı biliyorsunuz. O yıllarda, “Ayvalık, Anadolu’nun Ege sahilindeki yerleşim yerlerinin İzmir’den sonra en büyük ve mamur olanıydı. Şehir ve köylerinde 1900 yılında 21.510 Rum yaşıyordu. Şehrin 1903 yılındaki toplam nüfusunun 23.309 olduğu düşünülürse bu tarihte Rumların % 90 gibi büyük bir oranı teşkil ettiği görülür.1914 yılında Ayvalık’ta 31.445 Rum, 454 Türk bulunmakta idi. Ayvalık bunun yanında ithalat ve ihracatın yapıldığı bir de limana sahipti.”
Bu özellikleri ile Ayvalık, bir Rum kenti olarak değerlendirilse de aslında kesinlikle bir Osmanlı kentidir. Osmanlı’nın teslim olduğu bir dönemde bir avuç yiğit insan burasını savunmuş ve bizlere şanlı bir 5 HAZİRAN PROTOKOLÜNÜ BIRAKMIŞTIR. BU “PROTOKOL” VE “İLK KURŞUN” SIRADAN OLAYLAR DEĞİLDİR. ÇANAKKALE’DE YENİLEN ÜLKELER HER YIL GENÇ İNSANLARINI GÖNDERİP ASKERLERİNİ SELAMLIYORLAR. BİZ İSE BU GÜNLERİN ANLAMINDAN UZAK YAŞAMAKLA BİRLİKTE GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE YOL GENİŞLETME AYAĞI İLE BELEDİYE ÇEŞMESİ YIKILIRKEN UMURUMUZ DAHİ OLMADI. DUYARLI BİR YURTTAŞIMIZ İNTERNET DE YAZIMI GÖRÜP OKUDUKTAN SONRA YOLUN KIYISINDA Kİ EVİN GİRİŞİNE EN AZINDAN BİR ANIT KİTABE YAZDIRIP KOYDURDU. VE BİZ HER KURTULUŞ ŞENLİKLERİNDE BU OLAYDAN HABERSİZ AVCILARIMIZIN VURDUĞU DOMUZ ÜZERİNDEN GEYİK YAPIYORUZ….( devam edecek)