“Kir”dediğimiz nedir?..
Her yerde görmek mümkün..
Bunu bilmeyen yok!..
Çünkü eli,yüzü ;üstü,başı kir içinde dolaşan çok..
Pislik demek kir, pislik..
Bir de “dili kirli” olanlar var ki;bunların kirliliği daha bir felaket..
Çünkü o dil topluma mesaj veriyor..
Hele,hele “idare edenler”konuşurken ağzından çıkanı kulağı duymuyorsa yandı gülüm keten helva..
Bu dil de en çok da “siyasi figürlerde” var ne yazık ki..
Çünkü “idare edenler” onlar..
“ İdare edilenler” ne yazık ki bizler..
Yalan söylemek, hedef göstermek..
Sanki sanat!.
Doğru konuşsanız,yalansız,saptırmadan diliniz dönse ne olur..
Bi yeriniz mi eksilir, sırmalarınız mı dökülür?..
Bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösteriyor…
Yalansız, dolansız temsilde kusur etmeyenleri elbet de tenzih ederim..
Sapla samanı ayırmasını bilirim çok şükür..
Yahu arkadaş..
“Gırtlak dokuz boğum;sekizini yut birini söyle” diye boşuna dememişler..
Her aklına geleni tartmadan biçmeden söylemenin ne alemi var?..
Birilerini etkilemek uğruna, kendi yandaşlarına şirin görünmek uğruna yalana, dolana sarılmanın, kendinin bile inanmadığın yanlışı doğru diye topluma yutturmaya kalkmanın ne alemi var?..
Bu mudur ?..
Hani bi laf vardır..
“ İmam öksürürse cemaat hapşırır”diye..
Orjinalini yazamadım ayıp olmasın diye..
Anladınız siz onu..
Adam belli bir yerde.. Mevkii makam sahibi..
Seçilmiş çünkü…Temsil ediyor..
Ama gel gör ki; milletin gözünün içine baka,baka yalan söylüyor..
Yutturuyor mu?..
Vallahi yutturuyor!..
Çünkü o yalanı destekleyen gazeteler,TV kanalları,köşe yazarları,troller kamuoyu oluşturmada üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyor.
Birilerine de “yutmak” kalıyor..
Önüne konulan yemek bu..
Hatırlayın İstanbul’daki gezi parkı eylemlerini..
Dolmabahçe’deki camide “içki içtiler, başörtülü bir kadını sürüklediler”söylemlerini…
“Elimizde görüntüleri var”sözlerini..
“Yakında açıklayacağız”laflarını..
Kimin söylediğini de hatırladınız değil mi?..
Bu söylemleri destekleyen köşe yazarlarını..
Onları da hatırladınız…
Yüzleri bile kızarmayan kalemşorleri..
Gazete haberlerini, TV palavralarını..
O gün için yutturdular mı?..
Yutturdular!..
28 Mayıs 2013’de başlayan gezi eylemlerinden bugüne 6 yıl geçmiş olmasına rağmen ne camide içki içildiği; ne de başörtülü kadının sürüklendiği iddialarına ilişkin söylemler hala doğrulanamadı..
Hala görüntüler yayınlanamadı..
Neden acaba?..
Yutan yuttuğu ile kaldı..
Son üç gündür bir Vali’ye söylendiği iddia edilen bir hakaret sözü var gündemde..
Ortada delil var mı ?..
Yok!..
O dedi, bu dedi..Yok canım demedi..
Eğer “dil kirliliği” yoksa,yığınla “bilgi kirliliği”var demektir…
Ne var ki..
Taraflar daha hiçbir şey demeden…
Bakan çıktı ortaya …O malum iki harflik kelimeyi (“..” dedi) deyiverdiii..
Hadi bakalım şimdi..
Kim temizleyecek veya kim ispat edecek?..
Yutan yuttuğu ile mi kalacak;yoksa ispat ile mükellef olanlar delilleri ile doğruyu mu söyleyecek?..
Yine aynı hikaye..
Gazeteler, TV’ler, yazar çizerler,troller sallamaya devam!..
Bakın “dil kirliliği” nerelere kadar “metastaz” yapıyor gördünüz mü?..
Yutmayan var mı?..
Var!..Ama ne yazık ki yarıdan az..
Ne demiş Hz. Mevlana:
“Kusur arıyorsan bak;bütün aynalar senin”