Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan ile Balıkesir İl Başkanı Emre Albayrak’ın Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’ni “AB ajanı gibi” suçlaması bu partinin yayın organı Aydınlık Gazetesi’nden kopmaları ve fikir ayrılıklarını getirdi.
Utku Reyhan ve Emre Albayrak yaptıkları ayrı ayrı açıklamalarda Çanakkale’deki altın madeni aramalarına karşı yapılan eylemleri düzenleyen Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin AB’den para aldığını, bu paranın Türkiye’de maden çıkarılmaması, ekonomiye katkı sağlanmaması için verildiğini ileri sürmüştü. Aydınlık gazetesinde de, Kaz Dağları’ndaki protestoları eleştiren yazı ve haberler yer almıştı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan ise kendilerini AB ajanı gibi gösteren bu açıklamaların bir karalama olduğunu belirtirken, “Bu karalamalar bizi yıldıramaz” demişti.
“DERNEKTEN İSTİFA ETMEYEN VATAN PARTİLİLER DE VAR”
Aydınlık yazarı Mecit Ünal ise, bu açıklamalar sonrası gazetesinden ayrıldığını açıkladı. Ünal’ın açıklaması şöyle:
“Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin sıradan bir üyesi olsaydım bu suçlamalara –belki de- gülüp geçerdim. Ancak aynı zamanda Vatan Partisi’nin İşçi Partisi dönemi bakiyelerinden biri ve -2018 Aralık’ından beri fiilen yazmamakla birlikte- bir Aydınlık gazetesi yazarı olarak bu suçlamaya sessiz kalmam düşünülemez.
Vatan Partisi işi gücü bırakmış doğa mücadelesi yürüten bir derneği hedef alıyor. Hem de Kazdağları’nın altı üstüne getirilirken. Hem de bir gecede binlerce ağacın kesilebildiği bir Türkiye’de doğa katliamlarının hayatı tehdit eder bir hal kazandığı zamanda.
Şöyle etraflarına baksalar görecekler durumun vahametini; ama onlar kurulacak bir “milli hükümet”te yer alacakları hayali içinde her fırsatta karşı olduklarını söyledikleri emperyalizmin yanında saf tutarak eğrisi ve doğrusuyla vatan topraklarını savunan bir dernekle uğraşmayı seçiyor ve suçluyorlar. Üstelik konuya duyarlı Vatan Partisi tabanı hilafına. Geçen yıl bu zamanki günlerde gazetede yaşadığımız Aziz Nesin tartışmasında olduğu gibi bu olayda da duyarlı Vatan Partililerin doğa ve yaşam mücadelesi yürütenlerden yana oldukları açıktır. Nitekim basın açıklamasında belirtilen istifa eden 7 kişinin dışında da dernekten istifa etmeyen Vatan Partili arkadaşlar bulunmakta ve derneğin üyeleri arasında, yıllardır ekoloji mücadelesi yürüten bir Aydınlık yazarı daha yer almaktadır.
Benim Aydınlık gazetesi yazarı olduğumu bilen, ama, ancak geçen yılın temmuz ayında gazete ile arama koyduğum mesafeyi bilmeyenlerin tavrımı merak etmeleri doğaldır. O günlerde Aziz Nesin’le ilgili bir tartışmayla başlayan süreçte, Aralık ayında yazılarıma “kitap çalışmalarım nedeniyle” bir süre ara verme gereği duydum. Süreçte o tartışmada bana karşı alınan tavrın -benden önce de Ender Helvacıoğlu, Mehmet Ali Güller, Haldun Çubukçu, Ali Rıza Özkan, Sadık Usta gibi yazarlara karşı alınmıştı,- bugün halen yazmakta olan bazı yazarlara karşı da sürdürülmekte olduğunu gördüm. Şimdi bu mesafe dünkü basın açıklamasıyla birlikte aşılmaz, üstünden atlanılmaz bir uçurum derinliği kazanmıştır.
Dün Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel ile Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan’a yazdığım mektupla kendileriyle fikri hiçbir bağımın kalmadığını bildirdim.
1993’ten bugüne yaklaşık 26 yıldır muhabir, düzeltmen, editör, program yapımcısı, yayın yönetmeni ve yazar olarak hep “makine dairesi”nde bulunduğum ve çok şey öğrendiğim ama çok şey de kattığım, kültür-sanat ve edebiyat alanında kimsenin el atmadığı konulara uzandığım, kimsenin girmediği mücadelelere girdiğim, yazarken her sözcüğü özenle seçip her cümle üzerinde kırk kere düşündüğüm, şiirden esirgediğimi düzyazıya verdiğim, boş laf etmediğim, sade suya tirit yazmadığım, kapısından tek bir eğri sözün dahi girmeyeceğine inandığım ve sokmadığım Aydınlık’tan bu şekilde ayrılmak hüzün verici, ama gerekli.
Ortada daha bu basın açıklaması yokken iki gün önce paylaştığım notta dediğim gibi…
Kazdağları vatandır!
Topraklarımız üzerinde nerede dikili bir ağaç, bir çiçek, bir ot, börtü böcek, bir hayat varsa orasıdır vatan!
Başta Kazdağları olmak üzere tüm dağlarımızı, akan akmayan tüm sularımızı, havamızı ve toprağımızı, yeraltı ve yer üstü tüm varlıklarımızı emperyalist şirketlerle ve onların yerli taşeronlarının yağma ve talanına karşı savunmaktır asıl vatan mücadelesi. Bu mücadeleye Alamos Gold’un, Newmont’un, Teck Cominco’nun, milletin anasını sinkaf eden Mehmet Cengiz’in ağzıyla karşı çıkmak ise tanımını yapmakta güçlük çektiğim bir tavırdır, ihanettir! Ve ben “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim” bunu söylemek görevimdir.”
HEM İNDİRGEME HEM SAPTIRMA!
Aydınlık gazetesi yazarı Yavuz Alogan ise“Kazdağları’nda başlayan kitle hareketini AB komplosuyla açıklama hem indirgeme hem de saptırmadır” dedi. Alogan sosyal medyadan yaptığı açıklamasının sonunda da, “Duruma uygun olabilecek slogan: ‘Kanadalı şirket, Kazdağları’ndan defol!’ ya da ‘Hükümet istifa, madenler kamuya!’” mesajını verdi.(balikesir24saat)