Milano.
Efsane şehir.
Maddi imkânı olan herkesin görmesi gereken şehir.
İtalya’nın efsanelerinden.
Sanayi, moda, kültür, tarih, sanat.
Anlatılmaz yaşanır denir ya, anlatsanız yetmez, görmek gerek.
Keşke gezebilmek bizim insanımız için böylesine lüks olmasa ve keşke Türk Lirası böylesine değersizleşmese ve keşke insanlarımız geçim sıkıntısı içinde kıvranmasa da başka diyarlar da görebilse.
Keşkeler nafile!
Ne yazık ki alım gücünün giderek düşmesi ve geçim şartlarının giderek ağırlaşması ile yurt dışına çıkabilenler giderek azalıyor. Eskiden yurt dışı yapanlar bile artık “zamanında iyi ki gitmişiz, şimdi hayal” der durumdalar.
Dağıtmayalım konuyu.
Milano’da..
Otobüs ve tramvay duraklarında, şehrin park ve yeşil alanlarında, spor ve dinlenme alanlarında, çocuk oyun alanlarında, stadyumlarda ve mezarlıklarda sigara içmek yasaklanıyor.
Milano’da…
Diğer insanlara 10 metreden yakın mesafede sigara içilmesine izin verilmeyecek…
Bizde…
Sigaranın içilmesini bir tarafa koyduk…
Bizim için çok uzak zamanlarda olur belki böyle yasaklar da…
Sigara izmariti denizindeyiz biz.
İzmariti sağa sola atmaktan vazgeçmedik.
Nereye baksanız, hangi kaldırımın bir metrekaresini temizleseniz sayısız izmarit.
Parklar, çimler, dinlenme alanları izmarit.
O zaman “atma” diye kampanya açarken bunun uygulamaya geçmesi ve yaşaması; belli bir etkinliğinin olması için de yaptırımının da uygulamaya girmesi gerekir.
Yer gök izmarit.
Yaptırım yok.
İzmarit atana ceza uygulamazsanız “atma” diye açtığınız kampanya, bilboardlarla akla gelen reklamdan öteye geçemez.
Atma kampanyasının hedefi her türlü çöp ama baş hedefi sigara izmarit kirliliğinin önüne geçmek olmalı.
Sokak, cadde, kaldırım, yeşil alan, parkların kirlilikten kurtulması için önce izmaritten kurtulmak gerek.
İzmaritler için acil cezai yaptırım şart.
Bizden hatırlatması.
Zira ne kadar “atma” dersen de adam gözünün içine baka baka atıyor izmariti işte her tarafa!
