Devir teslim töreni yapıldı.
Ahmet Akın, “ateşten gömleği” giydi.
Belediyecilik, olağan hallerde zaten “deli” yeridir tabiri caizse…
Büyükşehir Belediyesi dediğiniz zaman ise düşünün ötesini…
Kuşkusuz ister “ateşten gömlek” deyin, ister “deli gömleği”…
Bunu; işin zorluğu, karmaşıklığı, kompleks yapısı nedeniyle ifade ediyoruz kuşkusuz.
Hele Balıkesir’in devasa yüzölçümünü, 20 ilçesini düşünün…
Yani elbette fazlasıyla ulvi ve onurlu bir görevdir, halk ile birebir iletişimde olunan, sürekli sahayı ve sokakta olmayı gerektiren çok kutsal bir görevdir; 74 yıl sonra CHP’nin belediyeyi kazanması, omuzlara daha özel ve anlamlı bir sorumluluk da getirmiştir belki ama inanıyoruz ki, kısa bir süre içinde çalışan ve işini yapan bir ekip oluşturarak Ahmet Akın güzel işlere imza atmaya başlayacaktır.
Kaldı ki büyükşehirin önünde herkesin malumu bir parasızlık sorunu vardır…
Vatandaşın cebi nasıl boşsa büyükşehir açısından da kaynaklar kıt, giderler çok fazladır ki yeni yönetimin kuşkusuz öncelikle bakacağı yer mali taraf olacaktır.
Kaynak artırım yolları aranacağı gibi inanıyoruz ki israfın ve lüzumsuz harcamanın önü kesildiğinde nefes alınacak ilk alan açılmış olacaktır.
Sistem oturana ve işler rayına girene kadar ilk üç beş ay malum çevreler ve bir kısım tetikçiler kuşkusuz Ahmet Akın ile epey uğraşacaklar, çamur at izi kalsın dedikodusundan da vazgeçmeyeceklerdir.
Burada yeni yönetimin mesnetsiz isnatlara kulağını tıkayıp yoluna bakması; hukuk/akıl/kent ve toplum faydası açısından doğrudan ayrılmaması kısa sürede başarıyı getirecek ve halkın takdirini sağlayacaktır.
Sokak, ne israfı ne şatafatı sever.
Sokak, mütevaziliği ve işine bakanı, işini doğru yapanı, belediye kaynaklarını çıkar amaçlı kullanmayanı, belediyeyi rant kapısı olarak görmeyeni bilir.
Sokak, her şeyin farkındadır, gözler, not alır.
Ve şehirde hiçbir şey saklı kalmaz; kim ne yapmış; kim doğrudan ayrılmış, kim kiminle çıkar ilişkisine girmiş, akçeli işlerde kim getirmiş kim götürmüş, ihalelerde neler olmuş bilir…
Şehrin herhangi bir mahallesindeki kahvedeki Mehmet Amca da, berber Hasan’ın müşterisi de, taksiye binen Emine Teyze de kente ilgiliyse duyar; not eder, puan verir.
Önemli olan dürüstlüktür. Samimiyettir.
Türkiye’de klasik haline gelen Yılmaz Büyükerşen ve son 5 yıla büyük başarıyla imza atan Mansur Yavaş belediyeciliği tüm belediyelerimize örnek olmalıdır.
Kent kaynakları faydalı amaçlar için kullanılmalı; mümkün olduğunda akilane çözümler üretilerek paranın elde tutulmasının yolları aranmalıdır.
Basit örnek, susuzluğa yol alan dünyada çim sulama gibi bir lüksü yoktur artık kamunun…. Bu nedenle çevre/peyzaj düzenlemelerinde görselliği taş ile buluşturan, çime su akıtmayan bir formül ivedilikle hayata geçirilmelidir…
Basit bir örnek, üç günde bir kuruyan, ölen çiçek/bitki tercihi ve yerine yenileninin alınıp ekilmesi gibi habire para öğüten lüzumsuz harcamaların acilen kesilmesi gerek…
Bunlar sokaktaki sade vatandaşın bize her gün ilettiklerinden iki örnek sadece… Ötesini kuşkusuz idare değerlendirecektir…
Belediyecilik çok çalışmayı gerektirir.
Hizmetin güzelliği farklıdır.
Vatandaşın hizmetkarı olmak anlamını idrak edebilen için onurdur.
Bu duygularla bir kez daha yeni dönemin Balıkesir ilimizin tüm ilçeleri için hayırlı olmasını diliyor; çağdaş, depreme dirençli, sosyal donatılarda çıta yükselten, kültür sanatla içiçe, tarihine sahip çıkan, doğal güzelliklerini koruyan, sanayisi ve hizmet sektörüyle büyüyen bir Balıkesir temenni ediyoruz…