Bugünün liderlerine bakın..
Hatta geçmiş dönem liderlere bakın..
Yurt gezilerini ne için yaparlar?..
Temel atmak, açılış yapmak, siyasi nutuklar çekmek, allamak pullamak, koltuğu kaptırmamak için..
***
Bu adam öyle değil!..
Muharebeden yeni çıkmış..
Genzinde barut kokusu..
Başında kalpak dokusu..
Mangal gibi koca bir yürek…
Arkasında da tabur değil..
iki asker, iki tüfek!..
Batıdan doğuya..
Güneyden kuzeye ..
Memleketini geziyor tek, tek..
***
Sebep?..
Cumhuriyetin ve devrimlerin yapılaşmasında..
Milletle bütünleşmek !..
Kucaklaşmak!..
Hürriyeti, geleceği paylaşmak!..
Sonuç?.
Kanla irfanla kurduk biz bu memleketi..
Atölyeleriyle, fabrikalarıyla..
Sonsuza dek, ilelebet..
İşte size CUMHURİYET!..
***
Sebeple sonucu..
Bundan daha güzel kim anlatabilir ki?..
***
Düşünün..
100 yıl önce..
Doğru dürüst yol yok, iz yok..
Ulaşım için ne uçağı tekerli araç bile yok..
Ama o..
Yedi kere geliyor Balıkesir’e..
Yedi!..
Kim bu adam?..
Tabii ki Dünya lideri..
Tabii ki Ebedi Başkomutan..
Tabii ki Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu..
Tabii ki..
O adam!..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk..
***
İzmir’den çıkıyor yola..
Trenle önce Akhisar, Soma..
Sonra 6 Şubat 1923’de..
Balıkesir..
İlk geliş..100 yıl önce..
Balıkesir’de bir heyecan bir telaş..
Halk ; evinden getirdiği halılarını..
İstasyondan, meydana..
Meydandan, Anafartalar’a..
Gönüllü seriyor..
Onun ayaklarının altına ..
***
Siz hiç misafirinizi..
Kapınızın önüne halı sererek karşıladınız mı?.. Bırakın misafiri bir yana..
Hangi lidere yaptınız?..
Düşünün..
Hiç kimseye..
Sadece O’na..
***
Günlerden Salı..
Yanında eşi Latife hanım olduğu halde..
Akhisar’dan Balıkesir’e …
Yol boyunca..
Her istasyonda O’nu bağrına basanlara..
Hep aynı cümleyi söylüyor..
“Hakimiyeti milliye, milletin namusudur haysiyetidir, şerefidir”
Yani diyor ki..
Egemenlik Milletindir!..
Liderin naifliğine bakar mısınız..
Milleti ve milleti millet yapan
bireyleri “baştacı” yapışına..
İtibara verdiği kıymete..
Namus, şeref, haysiyet anlayışına..
Lider böyle oluyor demek ki..
***
Tren ağır, ağır perona gelir.
Gazi Paşa istasyondadır artık..
Bigadiç’li Hüseyin Çavuş’un maiyetindeki
“Halk Atlıları” karşılar Gazi’yi..
Halk Atlıları…Bir nev’i Süvari Birliği..
Halı döşeli Milli Kuvvetler caddesi bir saatte ancak yürünerek geçilir ve bugünkü şadırvanın olduğu alana gelinir.
Mahvel’e..
Burada eskici Mehmet Ziya efendi isimli şahıs; Gazi’nin önünü keser..
İkiz erkek çocuklarının dünyaya geldiğini ve onlara Paşa’nın isimlerini koymasını ister..
Gazi’de pratik zeka her zaman tavan..
Birine “Demir” diğerine “Çelik” koyalım der..
Mustafa Kemal için “güç” ,”kuvvet”
önemlidir çünkü..
***
Gazi hazretleri günü etkinliklerle tamamladıktan sonra kendisine tahsis edilen Hacı Ali Camiinin yanındaki “Sacitzade Mahmut Bey’in” evinde istirahat eder.
Odasında adet olduğu üzere ..
Kuran-ı Kerim, seccade ve tespih bulunur.
Çünkü Atatürk ün olmazsa olmazlarıdır.
(O seccade halen Kuvayı Milliye Müzesindedir.)
Ardından da Saat Kulesinin yanındaki “Okuma Yurdu” olarak bilinen 2.Kolordu Karargahı’nda onuruna verilen yemeğe katılır.
Burada katılımcılardan birisi..
Yanık bir ses ile “Aşr-ı Şerif” okur.
Aşr-ı Şerif; Kuranı Kerim’in cemaat içinde okunan ve on ayetten oluşan bir bölümüdür.
Davetliler kendilerinden geçerler, mest olurlar.
Herkes merak eder.
Kim diye sessizce birbirlerine sorarlar..
Öğrenirler ki..
O kişi Mustafa Kemal’in ; tüm gezilerinde yanında olmasını istediği “özel müezzini” Hafız Hüseyin Efendidir.
Yaa.. Gördünüz mü efendiler..
***
Ertesi günü ise 7 Şubat’tır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün..
Zağnos Paşa Camii’nin minberine çıkarak yaptığı o tarihi konuşmanın..
O ünlü Hutbe’nin verildiği gündür.
Öğle namazı büyük bir cemaatle kılınır.
Ardından şehitler için mevlid kıraat olunur.
Paşa hazretleri minbere çıkar..
Ve der’ki..
“Ey Millet!..
Allah birdir. Allah’ın selameti üzerinize olsun.
Bu dakikada milletimizin hal ve istikbaline(geleceğine) ait hususatı görüşmek üzere bu mukaddes yerde Allah’ın huzurunda bulunuyoruz.
Ben yalnızca kendi düşüncemi söylemek istemiyorum.Hepinizin ne düşündüğünüzü anlamak istiyorum.
Benden de sizler ne anlamak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ediyorum.”
***
Düşünebiliyor musunuz..
Allah’ın huzurunda..
Milletin geleceğini..
Karşılıklı fikir alışverişiyle..
Halkından..
Serbestçe soru sormasını..
“Rica” edecek kadar..
İnançlı ve alçak gönüllü bir lider..
***
O bir Başkomutan..
O bir Dünya lideri..
O bir Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu..
***
Hoş geldin sefalar getirdin Paşa’m!..