Sosyal medya ile tanıştığımda arkadaş olduk. Savaştepe Öğretmen Lisesi mezunu. Ben Savaştepe İlköğretmen Okulu mezunuyum. Aynı okulun değişik zamanlarında , farklı eğitimleri aynı yerde almışız. Savaştepe Öğretmen Lisesi’nden sonra, üniversite eğitimi almış, tarih okumuş. Daha sonra Jandarma Astsubay olup , ‘git’ denilen her yere, dağ, tepe, dere dolaşmış. Terörle mücadelede Güneydoğu’da kelle koltukta görev yapmış. Bizim yiğitlerden…
Şimdilerde sivilde sürdürüyor yaşamını.
Eşi, kızı ve oğlu ile Türk tipi çekirdek aile.
Çocuklarına gözü gibi bakan bir baba.
Askerlik ve Atatürk denilince , tarihimiz konuşulunca sözü ona bırakırım.
Sayfasında Atatürk’ü anlamayan bir hainin sözlerini okudum. Dilim döndüğünce o hainin sözlerine karşılık verip şöyle demiştim.
– Bu kadar hain nasıl olunabiliyor? Oğuz kardeşim.
Muhteşem bir yorum yazmıştı benim sözlerim üzerine.
Ona şöyle demiştim;
– Oğuz kardeşim bu yazını ve yanıtlarını gelecek hafta gazetemdeki köşeme alacağım. Adını da yazacağım.Haberin olsun.
– Dükkan senindir ablam dedi !..
Dükkan benim ise , işte o dükkanın vitrinindeki Oğuz Geren kardeşimin muhteşem yorumları.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkanlara örnek olsun.
Teşekkürler Oğuz Geren. Sağol efem.
Okumaya bir başlasak. Ulusal Kurtuluş Savaşımızı ve Türk tarihimizi bir okuyabilsek !.
Bu topraklar için , toprağa düşen yiğitleri ve emek verenleri bir bir tanıyabilsek !..
Haydi anne ve babalar, ‘bir kitap bin aydınlık getirir’ diyelim.
Yeni yıl armağanı eşe , dosta ve çocuklarımıza bir kitap alalım.
İnanın bilgilendikçe hayatımızı daha keyifli ve bilinçli yaşayacağız.
Dahası hükümetinin ordu gönderemediği yere (Libya) idealist genç bir kaç subay arkadaşı ile giderek, yine bir kaç kabileden konvansiyonel güç yaratarak, Cervantes’in kahramanı yel değirmenlerine karşı savaşan Don Kişot olması lazım..
Yeter mi Atatürk’ü anlamaya?.. Yetmez..
Oradan (Libya) “Kemal Balkanlarda da savaş var. Gelin buraya başkent tehdit altında” çağrısına uyup, başkente (İstanbul) geldiğinde koca Balkanların bir kaç çapulcu ordu tarafından işgal edilip, batıdan akın akın gelen göçmen Türklerin başkentte per perişan halini görmek lazım..
Yeter mi? Yetmez..
Bu felaketten sonra bir oldu bitti ile cihan savaşına giren gerek mülki gerekse de iktisadi yönden zavallı olan ülkenin ordusunda önce Çanakkale’de, sonra güney cephelerinde cenk etmen lazım. Bir alaya zafer kazanma adına “ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” deyip; nice yiğidin bu toprakların işgale uğramaması için toprağa gömüldüğünü görmek lazım..
Yeter mi? Yetmez..
Onca savaş ve mücadeleyi askerlik kariyerinin ilk 10 yılına sığdırdıktan sonra bir imza ile senin bir alayına ölüm emri verip mücadele ettiğin başkentinin kutsalına, İngiliz donanmasının elini kolunu sallaya sallaya gelişine şahit olup kahrolmak lazım..
Yeter mi? Yetmez.
İşgal altındaki istanbul’dan bir bahane bulup Anadolu’ya geçip, 50 yıldır savaşlardan ve yokluklardan bıkmış artık teslimiyeti kanıksamış olan millete savaşma motivasyonunu vermek lazım..
Yeter mi ?.. Yetmez.. Yetmez..
******
Bir vatandaş ile konuşurken söz dönüp dolaşıp geldi, Lozan Antlaşmasına..
Vatandaş diyor ki ” Lozan’da Ege adalarını Yunana verdik”
Memleketteki tarih bilgisi fesli meczubun ve Armağan Mustafa’nın anlatığı kadar..
İşin garip tarafı ikisi de tarihçi değil..
İşin trajik tarafı da bunlar son 15 yıl her gün TV’lere çıkartılarak şizofrenik ve klinik tedaviye muhtaç Atatürk düşmanlığına dayalı fikirlerini “tarih bilgisi” diye anlatarak ciddi bir taraftar kitlesi edindi..
Gel de bu vatandaşa ” Osmanlı hükümetleri o adaları Yunan’a verdi” gerçeğini izah et.. Ettim de..
Bu sefer vatandaş “O zaman ATATÜRK ile İsmet Paşa o kadar başarılı ise neden o adaları da kurtarmadı?”
Gel de bu vatandaşa ” O adaları almak için amfibi harekat lazım. O zaman için Afyon’dan İzmir’e orduyu zorla yürüttükten sonra, hayatında deniz görmemiş insanlarla amfibi harekat için elinde çıkartma gemisi olmadan orduyu karşıya nasıl geçireceksin?” sorusunu anlamasını bekle. Ordumuz amfibik saldırı gücünü ancak 1974’te elde etmiştir.
Kolay mı öyle denizden gidip bir yere konmak?..
Gel de anlat ahaliye?..
Gel de bu cehaleti yen yenebilirsen?..
Aşağıda fotoğraf İstiklal Savaşında bir grup askerimizi gösteriyor..
Levazım ve donanım içler acısı..
Sen böyle bir güç ile devasa Yunan ordusunu 10 günde Afyon’dan söküp İzmir’e itmen ve atman ile zaten tüm askeri mantık kurallarını yıkmışken, donanması olmayan bir ordu hangi konvansiyonel gücü ile Lozan’da adaları isteyebilsin?..
Mevcut durumda Gökçeada ile Bozcaada’yı masada almak bence ZAFER’dir..
Gerisi işkembe-i kübra’dır..
Oğuz GEREN…