Ben her Anneler Günü’nde paylaşırım bu iletiyi.
Atatürk, annesini ziyaret edeceği zaman mutlaka yaveri ile “İzin verirse validemi ziyaret etmek istiyorum.” diye haber yollardı. Zübeyde Hanım, hazırlanır, saçlarını taratır, oğlunu beklerdi. Atatürk de bu ziyarette mutlaka büyük üniformasını giyer, yaverleriyle birlikte gelir, büyük bir hürmetle annesinin elini öper, onun duasını alırdı.
Annesi oğlunun bu davranışından çok memnun olur, her anne gibi oğlu ile hep gurur duyardı.
Vatan kurtulduktan hemen sonra Atatürk annesini ziyarete gittiğinde gene ayni durum yaşandı.
Atatürk geldi, zafer kazanıldıktan, vatan kurtarıldıktan hemen sonra annesini Ankara’ya getirtti. Uzun zamandır (Samsun’a hareket ettiğinden beri) görmediği annesinin elini öpmek için önünde büyük bir hürmetle eğildi.
Öpmek için annesinin elini tuttu.
Zübeyde Hanım, birden Atatürk’ün elini sıkıca tutarak, çekti ve öptü.
Atatürk şaşkınlıkla irkildi.
“Anne bu ne..? Ne yapıyorsun sen..?”
Annesi gözyaşları arasında oğluna:
“Oğlum, bir evlat olarak validenin elini öpmek senin vazifen. Ama.. vatanımı, milletimi kurtaran bir kahramanın elini öpmek de benim vazifem..
Ne olur, bu vazifeyi çok görme bana..!”
Anne ve oğul gözyaşları arasında birbirlerine sarıldılar…