featured
  1. Haberler
  2. KÜLTÜR-SANAT
  3. ATATÜRK KÜLTÜR EVİ

ATATÜRK KÜLTÜR EVİ

ÇYDD’nin 15 Eylül günü Edremit Cumhuriyet Meydanındaki basın açıklamasının ardından üyeler olarak şubemizde toplandık. Görevimizi yapmanın gönül rahatlığı ile bundan sonraki yapacaklarımızı konuştuk. Başkanımız Nedret Aldemir ve diğer arkadaşlarımızla birer yorgunluk kahvesi içip, onları çalışmalarıyla baş başa bırakıp yönümü Çayyolu caddesine çevirdim.
Uzun süredir gidip görmek istediğim , COVID-19 salgını nedeniyle sürekli ertelediğim Atatürk Kültür Evi’nin önünde buldum kendimi. Çarşamba Edremit’in pazarı , her yer kalabalık. O kalabalığın içinden geçerken içimde büyük bir heyecan duyuyorum.

Basın açıklamasındaki duygu yoğunluğu ile Atatürk Kültür Evi’ni görmenin heyecanını gizleyemiyorum. Kapıdan girince kırmızı elbiseli zarif bir bayan karşıladı beni. Selamlaştım , gezip görmek için ücret ödeyip ödemeyeceğimi sordum.
– Hayır hiçbir ücret ödemeyeceksiniz. Yalnız ayağınıza galoş giymeniz gerekiyor. Önce sizi bu odaya alayım.  6 dakikalık bir tanıtım videomuz var. Onu izler misiniz ?
– Elbette , memnuniyetle izlerim deyip alt kattaki o muhteşem düzeni olan SEKİ’ye oturdum. El işi işlemelerle dönemin en kıymetli yastıklarının güzelliğine hayran oldum. Sırtımı dayayıp oturdum.
Videoyu izlerken Altınoluk / Antandros antik kentin kazılarında gün yüzüne çıkan o muhteşem mozaiklerinin albenisine hayran kalıyorum. Edremit’in tarihinden bilmediklerimi de öğreniyorum bu arada. Ayrıntılar ilgimi çekiyor.
Yazar arkadaşım Sinan Kahyaoğlu’nun “Edremit Tarihi ” kitabını hemen okumam gerektiğine karar veriyorum. Elimde okuduğum kitaplarım bir süre bekleyecek. Öncelik Edremit ve tarihi, geçmişini en ince ayrıntılarına kadar öğrenmem gerek.
Alt katı dolaşıyorum. Görevli bayan beni bilgilendiriyor. Bir tanıtım broşürü yok mu diye soruyorum. Henüz hazır olmadığını öğrenince biraz kederleniyorum. Bu muhteşem konağı tanıtan minicik bir kitapçık nasıl olmaz ? Umarım kısa sürede hazırlanır ve bu güzelliği tanıtırlar.

Atatürk Kültür Evi 19 Şubat 2019 günü dönemin Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka beyin özverili çalışmasıyla açılıyor.
Sayın Kamil Saka başkanım, Edremit için yaptığınız çalışmalar ve bizlere sunduğunuz bu güzelliklere bir kez daha teşekkürler ediyorum.
Atatürk Kültür Evinin ilk sahibi Banker Ali Bey. Oğlu Sezai Arkök .
Edremit halkına armağan ettikleri için onları minnet ve saygıyla anıyorum.

Atatürk Kültür Evi içinde kullanılan eşyalar dönemin havasını yansıtıyor.
Merdivenlerden yavaşça çıkıp üst katın o muhteşem döşenmesini izliyorum. O güzelliği ve sadeliği nasıl anlatayım ki.. Gidip o konağın içini görmelisiniz.
Gençler gelmişler. Onlardan rica ediyorum. Birkaç resmimi çekmelerini istiyorum. Sohbetleşiyoruz. Atatürk ile ilgili hangi kitapları okudunuz diye sordum.
Sinan Meydan’ın kitaplarından imzalı olarak alıp okuduklarını öğrenince içim serinliyor bu sıcakta.
– Adını biliyor musunuz okuduğunuz kitapların?
Gülümseyerek söylüyor kızımız.
– Sarı Paşam. Akl-ı Kemal, ama henüz ikinci cildine başlayamadım.
Sinan Meydan’a buradan selamlar göndereyim. Maya tutmuştur. O beğenmedikleri , her gün eleştirdikleri gençler her şeye karşın okuyorlar, öğreniyorlar. Atatürk devrimlerinin tarihçesini , Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu , kazanılan zaferleri , yapılan ekonomik kalkınmayı öğrenmeden olmazmış. Bu kez onlar bana soruyorlar.
– Siz Sinan Meydan’ın hangi kitaplarını okudunuz ?
Şaşkınım.
– Ben de Akl-ı Kemal , Yüzyılın Kitabı, Atatürk Etkisi , El Cevap okuduklarım. Benim kitaplarım da imzalı ama diye gülerek onlarla Atatürk hakkında okuduklarımızdan kısaca anlatıyoruz.
Bu yıl Edremit Kitap Fuarında olmaktan mutlu olmuşlar, çok özel duygularla ayrılmışlar. Fuar keşke hep açık olsa diyen bile vardı içlerinde.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında ulu orta , cahilce konuşanların , o muhteşem başarıları küçümsemesinden çok rahatsızım diyor delikanlı.
– Avrupa  faşizmin en koyusunu yaşarken, Atatürk padişah bile olabilecekken laik Türkiye Cumhuriyetini kuruyor. Laikliği bizler genç olarak anladık , algıladık ve yaşamımıza kattık. Anlamayanların aklını kime kiraya verdiklerini merak etmiyorum. Çünkü onları artık çok iyi tanıyorum. Bizlerin giyim kuşamıyla uğraşanların , aklımızla , bilgimizle ve başardıklarımızla değerlendirmelerini bekliyorum. Ama bizler başaracağız ve kazanacağız. Umuyorum. Umudumu hiç kaybetmedim. Öğretmen olmama bir yıl kaldı. Umarım atanabiliriz de , ailelerimizin emeklerinin karşılığını hemen verebiliriz.
Genç delikanlının o sözcükleri aklıma takılı kalıyor.
“- Atatürk en önemli görevi bize vererek, seslendi..
– Ey Türk Gençliği, birinci ödevin..
Bizler bunun bilincindeyiz. Siz orta yaşlılara düşen ödev biz gençleri iyi yetiştirmek..”
Mutluluktan gözlerim dolu dolu oluyor..
Bugün Edremit’te yaşadıklarımı unutmadan yazmalıyım.. En ince ayrıntısına kadar hem de.
Vedalaşırken gençlere el sallayıp gülerek seslendim..
– Eyyy Türk Gençliği ne haber ?
Gülümseyerek yanıtlıyor öğretmen olacak delikanlı.
– Birinci ödevimizi başarmak için çok çalışıyoruz.. Hiç kaygılanmayın.. Umudunuzu da yitirmeyin.. Atatürk’üm gibi gençliğe güvenin..
Kendime soruyorum ; Z kuşağı bunlar mı ?

Edremit Bayramyerine Sabahattin Ali Anı Evine doğru yürüyorum..
Çarşamba pazarının kalabalığının arasından geçerken aklıma gelmeyen güzellikleri yaşadığım için , bugün şansım yaver gitti diye seviniyorum..
Pazardan tartışmadan çıkmak kadar güzel bir şey yok son günlerde.
Fiyatlar almış başını gidedursun , hem halk hem de pazarcı esnafı burnundan soluyor.
Dayıcım konuşuyor orta yere.
– Bir kilo çilek 15 lira nasıl olur yahuuu.. Az ötede Yaşyeri köyü , çileğin zebilliği var köyde, Edremit’e gelene kadar n’oluyor ki.
Bir kiloya bunca para nasıl oluyor ?
– Girdiler çok artmış diyor pazarcı esnafı..
– Belli .. Belli..

Memleketimi ve insanca davranışlarını çokkk seviyomm.
Çocuklar gibi sevinerek sıcağa aldırmadan, Bayramyeri yokuşunu ağır ağır çıkıyorum. Atatürk Kültür Evini gezip görmekten çok keyifliyim.
Çok büyük bir eksiklik idi benim için. Burnumuzun dibinde bu değerli yeri görmemenin ezikliğini üstümden atıyorum.
Roman kahvesinin önünde soluklanıp , kağıt bardakta bir çay içiyorum.
O genç öğretmen adayının direncini ve kendisine olan inancını görmekten içim içime sığmıyor.
Anneme yazdığım bir şiirimin iki satırı aklıma takılıyor..
” Edremit’in orta yeri çarşamba.
Varıp haber vereyim anama.
Sicil numarası 1881 ya..”

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
ATATÜRK KÜLTÜR EVİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!