“Duayen şairimizle sohbet nasıl yapılır ? Bileniniz vaaaaa mı ?”
Ya da; şöyle sorayım : Sayın Ataol Behramoğlu karşınızda , kitabınızı alıp yanına varıyorsunuz. Hangi yazarın eli ayağı titremez. Karşınızda Ataol Behramoğlu. Muhsin Bey filmindeki Uğur Yücel’in dediği gibi diyeyim size. ” Helecandan öleceğim sandım “..
– Eeee , şeyy efendim.. Memleketime , Edremit Kitap Fuarı’na hoşgeldiniz. Naçizane ben de bir deneme kitabımla geldim yanınıza. Size imzaladım da..Kabul buyurursanız çok mutlu olacağım.
Kitabımı alıp önüne arkasına bakıp gülümseyerek ;
– Kutlarım ne güzel bir uğraş diyor.
– Aman efendim , bendeniz çok tembel bir yazar yamağıyım. Yazınca fena olmuyor ama , çok zor yazıyorum. Yazmak çok zor bir iş. Okumak bana daha iyi geliyor.. Okuyorum işte..
Kitabımı karıştırdıkça , ilginç olmalı diye söyleniyor. Biraz rahatlıyorum. Bitirme sınavına girmiş öğrenci tedirginliğiyle dinliyorum sadece.
Öğretmenliğim ve Eğitim Uzmanlığımdan söz ediyorum kısaca.
Siirt , Diyarbakır, Afyon – Emirdağ , İstanbul , Ankara’da 12 yıl İlkokul öğretmenliğim ve 16 yıl süren MEB / Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığındaki Eğitim Uzmanlığım. Şimdi de emekliliğin keyfiyle memleketteyim diyebiliyorum.
Kitabımın oluşmasındaki köşe yazılarım genelde yıllardır tuttuğum notlardaki anılarım yer alıyor.
Tuttuğum o notlardan oluşan köşe yazılarımı yayınladım. Onlardan derledim ve Ayaklı Gaste oluştu.
– Tarihe not tutar gibisiniz diyor.
-Ehh işte , öyle bir şey , yaşadıklarımdan..
– Sadece bir kitap mı ?
– Hııı.. Evet , ancak bir kitap..
– Olmadı şimdi diyor; bunca emek verilmiş , yaşanmışlıklar var. Memleketin dolaşmadık yeri kalmamış gibi. Şimdiye kadar daha çok kitap olmalıydı bence.. Gülümseyerek yaptığı bu güzel eleştiriye uyacağıma söz vermekte zorlanıyorum.
Kendimi savunmak adına ; bu kış yarım kalan kitabımı bitirmek için kendime söz verdim diyorum.
İşte o zaman kahkahalarla gülüyoruz. Ve ben bir çırpıda rahatlıyorum sanki.. Kitabını bana imzalarken coşku dolu ses tonuyla , beni yüreklendirici bir cümle yazıyor kitabına.. Çok sevgiyle diye o cümleyi okuyunca , dünyalar benim oluyor bir anda.
Sevgili Ataol Behramoğlu , değerli ozanımız , duayenimiz , seneye buluşmak umuduyla.. Yeni bir kitabımla.. Neden olmasın değil mi ?
BEYAZ İPEK GİBİ YAĞDI KAR.
Yedinci baskısı yapılan Cumhuriyet Kitaplarından çıkan, Ataol Behramoğlu’nun 50 yıldan 100 şiir kitabını imzalatıyorum bu arada.
” Beyaz İpek Gibi Yağdı Kar ”
Şiir gibi bir kitabın içine dalıyorum hemen o gece..
Duayenlik işte böyle bir şey diye , kitabını nereye kadar okuduğuma bakıyorum. Neredeyse bitecek.Kitaba adını veren şiirini buluyorum. Bir kez daha okuyorum..
” Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif yüreğiyle
Geçip gitti güvercinleri anımsatarak.
***
– Sanırım
Bir saatten sonra
Hapishanede
Dışarıdan söndürüyorlar ışıkları-
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kelebek adımlarıyla
Geçip gitti karın üzerinden.
İnsanlar kendi şarkılarını
Kendi hayallerini taşıyorlar.
İŞTE O KİTAP ..
Şiir dilinde Türkiye öykülerini okurken , yaşananların arasından anılar çıkıp geliyor. Ustaların dizelerinin arasından yolculuğa çıkıyorum. Karaladığım şiirlerimi bulup bir yerde toplamaya kararlıyım. Siirt’in Botan çayı kenarındaki gözyaşlarımı.. Diyarbakır Bağlar / Atatürk İlkokulundaki yalnızlığımı.. Emirdağ’ın ayazındaki Karaağaç ve Suvermez Köy İlkokullarındaki yaşadığımı.. Yüreğimin ve bedenimin ayaza çektiği yıllara meydan okuyuşumu.. “Şiir hayatın içinden geçen yoldur” diye yazdığım kurşun kalemli şiirimi bulmak için defterlerimi karıştırıyorum.. Buluncaya kadar uğraşacağım..
Emirdağlarına da kar yağardı .. Don tutardı köy yolları.. Umuda yolculuğumun en delişmen çağları..İlk öğretmenliğimin coşkulu çalışkanlığı.. Okuma- yazma savaşında sınıfımda baş öğretmenliğim.. Tebeşir kokan , kara tahtada ak yazılar. Siyah önlüklü , beyaz yakalı Türkmen bebelerinin sesinden dinlediğim Emirdağ türküleri .
” Esbap serdim sicime” , ” Emirdağlarına kara gidelim ”
Sınıfın orta yerinde oynayan öğrencilerim..
Nerde benim kurşun kalemle yazdığım şiirlerim.. Nerede?