Sevgili Arzu Balkan, işine büyük bir tutkuyla bağlı çini sanatçımızdır. Kendisine ait atölyesi Balıkesir’in Edremit ilçesinde yer alıyor. Butik bir çini atölye özelliği taşıyan ARTölye Arzu Balkan, Kuzey Ege’nin o sımsıcak havasını öyle güzel yaşatıyor ki… Atölyeden içeri adımınızı atar atmaz, sanatın büyülü dünyası sizi alıp götürüyor. Bir sanatçının kendine özgü olması, böyle bir şey olsa gerek.
Geleneksel motifleri, Edremit Körfezi’nin değerleriyle buluşturan değerli çini ustamız Arzu hanımı, geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim. Kendisine ve öğrencilerine, göstermiş oldukları samimi ilgiden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Onların hummalı çalışmalarına tanık olmak, benim için özel bir deneyimdi. Sanat aşkıyla üreten kadınlarımız hep var olsunlar. Başarıları, nice kadına umut olsun.
Sevgili okurlarım, zamanın durduğu ve ruhumun sanatla yıkandığı ziyaretim sırasında kıymetli Arzu hanım ile çalışmalarından ve bölgenin sanatsal yaşamını konuştuk. Kendisine ve öğrencilerine ne mutlu, geçtiğimiz temmuz ayında Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde düzenlenen “Toprağın Yol Hikâyeleri’’ adlı sergide üstat, çini sanatçısı İsmail Yiğit ve eşi Hatice Yiğit, çark üstadı efsane Mehmet Yıldırım ile birlikte yer aldılar. Kendilerini kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.
Şimdi gelin hep birlikte çini sanatının Kuzey Ege’deki yolculuğuna konuk olalım.
MÜTEVAZILIĞIYLA ARZU BALKAN
Ben, Edremit’te küçük bir atölyeyim. Çini ustasıyım. Fırınım atölyemin içerisinde yer alıyor. Öğrencilerim var. Öğrencilerimle birlikte çalışarak geleneksel sanatlar yolunda ilerliyoruz. Bu geleneksel sanatlar yolculuğumuzda, atölyemizde güzel ruhlarla, mutlulukla çalışıyoruz.
USTALARLA BİRLİKTE YOL ALMAK
Eğitim sürecimizde üstatlarımız ve dostlarımızla birlikteyiz. Onlar, bu yolda bizim çok önümüzde. Biz de bu yolun çok daha başındayken, ne güzel oldu ki onlarla yolumuz birleşti. İsmail Yiğit ve Efsane Mehmet Hocam… Her ikisi de büyük üstat.
Ben, sadece öğrencilerimle birlikte yer alacağımız bir sergi düşünürken, onlar da sergimizde yer almak istedi. ‘’Arzu, Körfez’e gelelim. Körfezde; çark nedir, toprak nasıl yol alıyor bunları anlatalım.’’ dediler. Ve daha sonrasında o toprağın yolunda; İsmail hocamın hünerli elleri, Arzu Balkan’ın ve öğrencilerinin hünerli elleri…
TOPRAĞIN YOL HİKÂYELERİ
Yazın oluşturduğumuz sergide; bütün bunları sadece sergi olarak değil, uygulamalı olarak hayata geçirdik. Efsane hocam çarkını getirmişti. Kendisi, bize toprağın çarkta nasıl şekillendiğini gösterdi. İsmail hocam da taş ve kuvars altyapı, mat sırdan olan birbirinden kıymetli yüzün üzerindeki eserleriyle bu sergiye geldi. Sanki bize Kapalıçarşı’yı getirmişti.
Bendeniz Arzu Balkan’ın geleneksel sanatlar hayatımdaki yaptığı eserlerimle yer aldım. Benim eserlerim, biraz daha Selçuklu ağırlıklı. İsmail hocanın eserleri, biraz daha Osmanlı ağırlıklıdır. Böyle, inanılmaz güzel ruhla güzel bir sergi oluşturduk. Bu sergimizin adı: ‘’Toprağın Yol Hikâyeleri’’ idi.
Ve biz, bu hikâyeleri, sergimize katılım sağlayanlara, halkımıza çok güzel bir şekilde anlattığımızı düşünüyoruz. Bu anlamda başarılı bir sergiydi.
Sonrasında, atölyemizde çalışmalarımıza devam ettik. Ve etmekteyiz. Artık, kışımızı yine başarılı çalışmalarla, güzelliklerle geçirmeyi diliyoruz. Ve herkesi atölyemize bekliyoruz.
EDREMİT KÖRFEZİ’NDE SANAT
Bence, bölgede sanata verilen değer çok az. Mesela, bir Kütahya’da böyle değil. Biz de Edremit’te sanat kokan bir atölye olarak, bizim gibi atölyelerin çoğalmasını çok istiyoruz. Tabi, geleneksel sanatlarda bir Osmanlı, bir Selçuklu tarihi var. Fakat biz Kuzey Egeli olarak, sanatımızın içine ne katabiliriz diye düşündüğümüzde; elimden geldiğince zeytin ve zeytin ağacına dair çalışmalarım ile fark yaratmaya, bölgenin farkını ortaya koymaya çalışıyorum.
ÇİNİ SANATINDA EGELİ TAVRI
Kütahya’da bir zanaatkâr, evet zanaatını çok iyi bir şekilde sergiliyordur. Biz de o zanaatı, burada içimize katarak, öğrenerek ve aynı zamanda bir Egeli tavrını da yaratmaya çalışıyoruz. Ege’de daha çok sanat görmek istiyoruz. Gençlerimizin, çocuklarımızın ve kadınlarımızın ve erkeklerimizin sanata olan meraklarının artmasını istiyoruz. Ve bu konuda da elimden gelen ne varsa, o desteği göstermek isterim.
ÖĞRENCİLERE AÇILAN BİR KAPI
Bu sene birçok öğrencim oldu. Bunun dışında stajyer öğrencim de oldu. Bir öğrencim, kapımdan içeri girdi. Edremit’te staj yapamadığını söyledi. Ve ben de kendisine ‘’Gel, stajını atölyemde yap.’’ dedim. Aslında endüstriyel tasarım okurken, şimdi bir anda geleneksel sanatlara merak sardı.
İLHAM KAYNAĞI ADATEPE KÖYÜ
Bu aynam, ‘’Toprağın Yol Hikâyeleri’’ adlı sergimiz için hazırladığım bir aynaydı. Aynanın üzerinde yer alan desenler, Adatepe’deki bir konağın içerisine, kalemkâr bir ustanın çok eskiden konağa nakşettiği çalışmalardır. Bununla ilgili bir kitap yazılmış: ‘’Adatepe Köyü ve Mehmet Ağa Konağı’’
Ben de bu kitaptan beslenerek bu desenleri, aynamda bezedim. Aynada, zeytin kuşları var. Bunun yanı sıra Adatepe’deki caminin halleri, denizin öbür tarafındaki bir konak, bu tarafındaki konağın hallerini yansıttım. Orada ilk buharlı gemi resmedilmiş kalyonlarımızdan onu koydum. Barok ve zeytin kuşları da yer alıyor.
Aynanın üstündeki kuş, zeytin kuşu diye tarihte geçer. Onlarla birlikte oluşturduğum bir aynadır. Ve benim için sergide yer alan en kıymetli çalışmalarımdan olanıydı. Aynamda gördüğünüz her şey, bu yöreye ait. Onun için de daha çok seviyorum.
SANATLA KALIN, SANATI SEVİN
Kalplere, bu sanatla ilgili biraz daha sevgi katabiliyorsak; işte biz, yolumuzda yürüyoruz demektir. Bundan sonrası da yolumuz, inşallah uzun ve güzel olsun diyorum. Sanatla kalın ve sanatı sevin diyorum.
Çiğdem ÇİMEN