Nisan ayında başlayan ve adeta bir krize dönüşen maske dağıtımının ardından, yaklaşan kış koşulları nedeni ile halkın yoğun talebi haline gelen grip aşısı da hükümet ve sağlık bakanlığının her girişimi kriz ve kaosa dönüştürdüğü bir sürece evrilmiş bulunuyor.
Balıkesir Tabip Odası’nın önceki gün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması amacı ile yaptığı basın açıklamasında dile getirilen sorular ve açıklamalar, bize aşı dağıtımının da krize dönüşeceğini gösteriyor.
Edindiğimiz bilgiye göre Avrupa Birliği ülkelerinin 200 milyon doz, 67 milyon nüfuslu İngiltere’nin 30 milyon doz, 83 milyonluk İran’ın ise 7.5 milyon doz grip aşısı ithali için talepte bulunmasına karşın, yine 83 milyonluk Türkiye’nin ise sadece 1 milyon 350 bin adet grip aşısı öngörerek ithalat talebinde bulunmuş olmasını Sağlık Bakanı Koca, nasıl açıklayacak?
Mevsimsel grip aşısının gelişi ve aşı yapılacak kişilerin doğru seçilmesinin maske organizasyonunu eline yüzüne bulaştıran bakanlığın, şimdi aşı uygulamasında da aynı beceriksizliği göstereceği konusunda kuşkularımız var.
2019 yılında, bir milyon 200 bin doz aşı gelmiş ve yurttaşlara uygulanmış olmasına karşın, bu yıl COVID-19 salgınına rağmen sadece 150 bin mevsimsel grip aşısı ithalatı öngörülmüş olması oldukça düşündürücüdür.
Bilindiği gibi, daha önce risk gurubunda yer alan vatandaşların aile hekimliklerinde yaptırdıkları zatürre aşısının ardından Sağlık Bakanlığı grip aşısı için eczanelere kayıt yaptırmaları, ithalat sonrası bulundukları merkezlerdeki ecza depolarına aşıların gelmesi sonrasında aile hekimlerinin yazacağı reçete ile bu aşıları eczanelerden alarak vurdurabilecekleri öngörülmüştü.
Bunun üzerine çoğu vatandaş eczanelere başvurarak sıraya girmişlerdi. Şimdi bir gurup aşının ithalatının gerçekleştiğinden haberdar olan vatandaşlar, eczane ve sağlık ocaklarına akın ederek aşı için izdiham oluşturmaya başladı. Buna karşın bakanlık aşı olabilecekleri e-nabız sistemi üzerinden belirlediğini açıklayarak, halkla eczane ve aile hekimlerini karşı karşıya getirmiştir. E-nabız sisteminde kendi ismini arayan, çoğu kronik hastalığı bulunan ve 65 yaş üstü vatandaşlar ise risk gurubunda olmadıkları uyarısı ile karşılaşmaktadırlar.
Uzun zamandan beri, 65 yaş üstü kişilere ve kronik hastalığı rapor ile kanıtlanmış hastalara, grip aşısı Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz yapılmaktaydı. Bu yıl, pandemi nedeniyle grip aşısının önemi daha da artınca, eczanelere yoğun bir baskı başladı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Eczacıları Birliği (TEB), günlerdir Sağlık Bakanlığına çağrı yapıyor.Gelen ve gelecek aşıların organizasyonunu birlikte yapalım diye. Çünkü, Sağlık Bakanlığının açıklamalarına göre; gelen aşılar, daha önceki yıllarda olduğu gibi 65 yaş üstü, kronik hastalıkları olan kişiler ve sağlık çalışanlarına yapılacaktı. Sayılan bu özellikteki yurttaş sayısı 10 milyonun üstünde. Sadece sağlık çalışanı sayısı 1 milyona yakın.
Peki,gelecek aşı dozu ne kadar? TEB’nin açıklamasına göre 1.5 milyon doz. Bu kadar aşı kime yetecek? 65 yaş üstüne mi? Kronik hastalığı olanlara mı? Sağlık çalışanlarına mı? Öncelik kime?
TTB de, TEB de bakanlıkla görüşmek istiyor. Çünkü, maskede olduğu gibi bir kaos yaşanacak. Zaten pandemiden yorulmuş ve korkmuş topluluk, bunu yaptırmak şartmış gibi düşünüyor.Eczanelere yığılacak ve ciddi sıkıntılar oluşacak. Aşı karaborsası yaratılacak ve paran kadar sağlık gibi, bu durumda eczanelerden para karşılığı dahi aşı alınamayacak.
Tüm bu olumsuzlukların yaşanmaması için bakanlığın, hiç olmazsa bu konuda şeffaf bir çalışma göstermesi gerekiyor. Hiç vakit geçirmeden, TTB ve TEB ile bir araya gelerek aşı yapılacak hedef kitle doğru belirlenmeli ve yapılmaya başlanmalıdır. Aksi halde gelen 1 milyon 350 bin aşı, başta Cumhurbaşkanlığı ve diğer bakanlıkların çalışanları ile yakınlarına, sağlık bakanlığına gücü yeten partili ve tarikat mensuplarına gidecektir.
Sağlık Bakanı Koca ,tek tek aşıların kimlere yapılacağını ve sonrasında da kimlere yapıldığını açıklamak zorundadır. Eğer, yukarıdaki özelliklere sahip olmayan tek bir partili ya da tek bir bakana bile aşı yapılırsa; bunun hesabı, tıbbi etik açıdan ve görev kötüye kullanıldığı için soruşturulmalı ve hesabı sorulmalıdır.
Ulaşılabilir, eşit ve evrensel normlarda bir sağlık hakkına kavuşacağımız günlerin özlemi ile sağlıkla kalın. 23.10 2020