“Bakanın sporcularla verdiği fotoğraf karesini, kadınların giydiği kıyafetler açısından değerlendirmek gerekiyor!”
Uff, nasıl felsefe!
Sigorta yakar!
Öğrencilere kompozisyon konusu olarak bile verilebilir.
İş gele gele voleybolcuların kıyafetine geldi iyi mi?
Şaşırdınız mı?
Ne mümkün!..
Konu spor olunca, sporun aktörleri genç kızlar olunca, voleybol, basketbolda konunun spor formalarına gelmemesi mümkün mü?..
Doğan Kuban’ın “Gelecek” isimli kitabında çok güzel bir tespiti var:
“Çağdaş teknolojileri kullanıp da aklı geçmişin toplum modellerinde olan uluslar, geleceği planlayamaz ve geri kalırlar” diyor.
Çağı ıskalamak bu.
Ellerinin altında “dünya” olup, dünyanın her imkânına ve kolaylığına bir tıkla ulaşırken kafasının arka tarafı hala kadın sporcunun giydiği şorttadır.
Çünkü rahatsız olur.
Çünkü sporcuyu sporcu olarak görmez, şort giyen genç kızı “cinsel obje” olarak yerleştirdiği kafasından bir başka noktaya taşımaz.
Bu bağlamda, bakanın çektirdiği fotoğraf da göze batar ve kurulması zor bir cümleye imza atar:
“Fotoğraf karesini değerlendirmek için kıyafetlere bakmak gerek”
Uzun eşofman giysinler diyecek de diyemiyor.
Aynı, bale yapan 7-8 yaşındaki çocuklara kafayı takanlar gibi…
Aynı, 19 Mayıs gösterilerinden rahatsız olanlar gibi…
Bugünü yaşayıp geçmişin toplum modellerine takılanların kafa karışıklığı yüzünden Türkiye cehalet sınırlarından kurtulamıyor.
Neleri tartışıyoruz?
Neleri gündeme getiriyorlar?
Diyor ki ulusal gazetede döktüren o köşe yazarı:
“….araştırın bakın bugün gerçekleştirilen voleybol, güreş gibi, benzer branşın, cumhuriyet tarihi öncesi Türk Spor Tarihinde yeri var mı? Yok ki! Eğer cevap ‘olumsuz’ ise ‘Sporumuz Batı kültürünün hizmeti/pençesindendir!’ yorumumuz, garipsenmemeli. Bakın siz bu satırları okurken, 12-13 yaş kızlarımızdan oluşan ‘Minik Kadınlar Güreş Gelişim Kampı’ Kızılcahamam Turizm Otel’de devam ediyor.”
Ve ekliyor:
Bakan, bu güreş kampını da ziyaret eder mi?
Bakla bir kez daha ağızda…
Voleybolcunun kıyafetinden rahatsız olmayanın güreşçi formasından rahatsız olmaması mümkün mü?..
Kafalar hep aynı noktada.
Sporcuya bakınca gördükleri tek şey çıplaklık…
Sanatçıya bakınca gördükleri tek şey çıplaklık…
Neyi istersen, nasıl görmek istersen öyle görüyorsun.
Biz sanat ve spor deyip bir ulusun kültür ve sanatla yükseleceğini biliyor ve spordaki başarıların artarak her branşta sürmesini diliyoruz.
O kafanın köşe yazanı, genç kadın sporcunun şortuna takılıyor.
Sözde eğitimcisi kız ve erkek öğrencilerin kullandığı merdivenleri ayırıyor.
O yüzden de ne yaptığını bilmez bir hale geliyoruz.
Geleceği göremiyor, bugünü okuyamıyor, savrulmaktan öteye geçemiyoruz.
Ne büyük zaman kaybettiğimizi ve dünyayı bu çağda ıskaladığımızı da tarih yazıyor.