Ergenlik döneminin her birimizin geçtiği zor bir dönem olduğunu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Her zaman üzerinde çok konuşulan ve zor atlatılan bir dönem olarak kabul edildiğini biliyoruz.
Kimilerine göre yıllar geçtikçe zorlaşan bir durum iken, kimilerine göre gerçekten abartıldığı düşünülen, kimilerine göre ise hassas ve çok dikkat edilmesi gereken bir dönem.
Aslında döneme bakışımız biraz bizim algımız, dönem ile ilgili sahip olduğumuz bilgi ve tecrübemiz ile ilgilidir. Göz önünde bulundurmamız gereken durum ise ergenliği yaşayanın bizim sahip olduğumuz deneyime sahip olmamasıdır.
Ergen bu dönemi çevresinde gördükleri, duydukları ve kendisindeki hisleri anlattığı anlarda aldığı tepkilere göre şekillendirmektedir.
Bunları göz önünde bulundurduğumuz takdirde bu dönemde kurduğumuz sağlıklı ilişkiler ergenin ergenlik sürecini sağlıklı geçirmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Bu dönemin başka bir özelliği ise karar verme mekanizmalarının yeterince gelişmemesinden dolayı kararsızlık yaşamaları, ya da karar alırken sürekli çevreyi (anne babayı değil) memnun etme isteklerinin olmasıdır. Arkadaş memnuniyeti için kendileri için ters olan birçok durumu kabullenebilen birey bulunmaktadır. Çünkü dönemin korkularından biri yalnız kalmak, popülariteden uzak kalmaktır.
Bilim insanlarının araştırmaları, insan beyninin karar verme sürecinin tam olarak gelişmesinin yirmili yaşlarda olduğunu ortaya koyuyor. Bundan dolayı biz ebeveynlerin, çocuklarımız bu süreci tamamlarken gerçekçi fikir ve düşüncelerimizle yanlarında olmamızın yarar sağlayacağı açıktır.
Sürekli ergenlerle iç içe olan bir öğretmen ve eğitim koçu olarak süreçte bu neslin ihtiyacı olan en önemli beklentilerden biri ebeveynlerin gerçekçi olmaları…
Aslında bunu sadece ebeveynlerinden değil tüm yetişkinlerden bekliyorlar. Kendilerini pohpohlamak, ya da olduklarından fazla gösteren açıklamaları sevmedikleri gibi, haksız eleştirilerden de hoşlanmıyorlar. Gerçekçi olmak ne ise o, konuşulanların içine duyguları koymadan olduğu gibi ifade etmek… kısa ve net cümleler tercihleri.
Bundan dolayı kurallar çok net ifade edilmeli. Kurallarda açık ve eksik bir nokta kaldığı anda çok çabuk kullanıp esnetme yeteneğine sahip olabiliyorlar.
Kuralların olması ve gerçekçi olması ayrı, onlara duyduğumuz sevgi ayrı bir durum olduğunu görüp birbirine karıştırmamak gerekiyor. Sevgi ve kuralların farklı olduğunu iki tarafından farkında olarak yaşamasının hayatlarımıza katacakları konusunda farkındalık sağlayabiliriz.
Bu yıllarda ki ergenler de gözlemlediğimiz en önemli özelliklerden biri de sosyal yaşam normlarının farkında olmamaları. Pandemi döneminin en olumsuz etkisi denilebilir. Ergenlerimiz sanki ekran karşısında gibi, evinde yatağında yatıyor gibi toplumsal alanda yaşamaya çalışıyorlar.
Görüşme yaptığımız birçok birey yaşadıkları sorunu konuşurken sorunun kökünde yanlış uygulanan toplumsal normların olduğunu görmekteyiz. Bu yıllardaki ergenlere toplumsal kurallar ve bunların neden gerekli olduğu net bir şekilde ifade edilmesinin yararlı olacağı görülmektedir.
Pandeminin en büyük etkilerinden biri de sanal alemde geçirilen süreç. Bu süreçte çocukların tüm görgü kurallarından uzak istediği gibi özgürce konuşmayı, küfür etmeyi doğal hale getirdiklerini görüyoruz.
Kuralların içine konulması gereken başka bir beceri ise dil becerisi olmalıdır. Özellikle küfürlü cümlelerin kullanılmasının bireyi daha cesaretli, daha ulaşılmaz ya da korkusuz bir hal kazandırmadığını aksine çevrenin kendisine duyduğu saygının azalacağına vurgu yapılmalıdır.
Dil becerisinin etkin ve doğru kullanmanın, kullandığı kelimelerin kendisini ve hayatının şekillenmesinde ne kadar etkili olduğunun paylaşılması çok çok önemli.
Atalarımız dilin hayatımızı üzerindeki etkisini, “Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim” sözleri ile çok güzel özetlemişler. Bundan dolayı kullandığı kelimelerin hataları üzerinde yadsınamaz etkisini net bir şekilde ifade etmek gerekmektedir.
Ergenlik buğulu, sisli bir dönemdir. Pandeminin etkisi ile ortaya çıkan “sisli beyin sendromu” nasıl bir etki yaratıp hayatımızı zorlaştırıyor ise ergenlikte ergenler için zor bir dönem…
Bizler ebeveyn olarak çocuklarımızı tabii ki çok ama çok seviyoruz. Fakat sevgi çocuğumuzun her söylediğine tamam demek olmamalıdır. Hatalı olduğu noktalarda hataları, olamayacaklar gerçekçi bir dil ile izah edilmelidir. Sınırsız sevgi onayı çocukta büyük bir boşluk ve hep onanma isteği oluşturacak ve bu durumda yeni sorunları oluşturacaktır.
Ergenlere gösterebileceğimiz belki de en önemli davranışlardan biri ise onları bölmeden yargılamadan yorumsuz bir şekilde sonuna kadar dinlemektir. Gerçekçi tutumlar, net kurallar, sevgi ile bu dönemi atlatmanız dileğiyle…
Müzik önerisi: https://youtu.be/yrd36UTV_9Q