“Ana” kavramını uygarlıklara armağan eden Anadolu’m.
Bakma sen diğer uygarlıkların rol çalmak için uğraşmalarına.
Kabahat bizde…
Dilimizi, Tarihimizi gün yüzüne çıkarmaktan vazgeçtik!..
Anadolu’m, Kutsal Ana tanrıçan Kibele’nle, bereketinle süsledin toprağını, taşını.
Saldın dünyaya, sevgini barışını.
Ve… evrensel analığını…
Gizemin adında Anadolu’m!
Bugün de ağlayan “Ana” dolu !..
Uygarlığın beşiği bu topraklarda artık analar ağlamamalı…
Kenya’da yeni tip koronavirüs salgını sonrası işsiz kalan bir annenin açlık çeken çocuklarını oyalamak için evde taş kaynattığının haberi…
Vicdanlara ne kadar etki etti bilemem.
Ama ana yüreği her yerde aynı…
Covid -19 nedeniyle bizde de vardı, işinden aşından olmuş anneler !..
Anneler günü…
Antik çağlardan günümüze uzun ince bir yolculuktan sonra…
Anna Jarvis’in kaybettiği annesi için 1908 yılında anma günü başlatıyor.
ABD kongresinin 1914 yılında onaylamasıyla önce Amerika sonra dünya çapında, anneler günü olarak kutlanmaya başlanıyor.
Ülkemizde ise 1955 yılından itibaren Mayıs ayının ikinci Pazar günü “Anneler Günü” olarak kutlanmaktadır.
Hakları ödenemeyecek annelerimize!..
Anne Sızlayan Türkçem
Anne
Sızlayan Türkçem
Kahır mektubum.
Kollarında şefkat denizi
Sar beni anne
Özlemin içimde derinleşen vadi
Her “anne” sözü bıçak kesiği
Gurbet öğüttü sabır taşını
Gel anne
Uzağındayım
Yalnızım
Hüznün düşüyor her yanıma
Seni arıyorum anne
Hasret tüten türkülerde
Seni söylüyorum
Duy anne
Yüzün rüyalarıma çarpıyor
Sen sanıyor uyanıyorum
Adın duru bir ırmak
Gönlümde akan
Anladım anne
Başka sevgiler yalan…
Anne dilimde buruk sözler
Diyemiyorum sana hasretimi
Sensiz aşların tadı yok
Bir gelsem yanına
Bir duysam sesini bir diyebilsem
Anne.
Mesut Sütçü
Elleri öpülesi annelerimizin günü kutlu olsun….
Ayhan Öztürk