Anne olmak; hadi gel ilişkiye girelim, çocuk yapalım eylemiyle tanımlanacak kadar basit bir eylem değil, dostlarım… Anne olmak, aynen Mustafa Kemal’in sürekli devrim parolasıyla kurduğu cumhuriyet devleti gibi sürekli eylem içinde çocuğunu büyütebilmek ve onu hayata hazır halde sokabilmektir.
Anne olmak, benim bebeğim daha çok küçük canım, 2-3-4-5-6-7-8 yaşlarında ne olacak ki o benim canım, o yeter ki ağlamasın, o yeter ki incinmesin, o yeter ki el üstünde tutulduğunun farkında olsun düşünce eylemiyle büyütülmesi ne kadar yanlışsa şiddetle, baskıyla ve korkuyla büyütülmesi de o kadar yanlış…
Anne olmanın en önemli sorumluluğu bir annenin çocuğuna verebildiği, öğretebildiği utanma duygusuyla eşdeğerdir diye düşünüyorum. O yaşlarda arkadaşlarıyla oynarken ilişkilerini doğru takip edebilmek ve onu gerektiğinde şımarıklığını yada ağlama silahının arkasında ben duygusunu okşayan anne desteğini kendi lehine kullanma arzusunu ceza ile de ödüllendirebilmektir. Ceza ile ödüllendirmek kelimesini bilinçli yazdım. Çünkü doğru yerde kullanılan ceza da aslında o yaşlarda çocuğumuz için gelecekteki hayatı için belki de en önemli ödüldür. Anne olmak, çocuğunu daha o yaşlardan itibaren adam yerine koymak ve doğru büyütebilmek adına çocuğu ile olan ikili ilişkilerini doğru yönetebilmektir. Arkadaşlarıyla oynarken hak edilmeden anne desteği ile kazanılmak istenilen o ben duygusunun sürekli her şart altında onun lehine doğru okşanması, kazanmasının sağlanması bir anlamda egosu yüksek bir çocuk konuma getirilmesi belki kısa vadede her ikisini de mutlu eder ama uzun vadede mutsuz ve toplumla uyumsuz bir çocuğa sahip olunacağı da bilinmelidir. O nedenle anne çocuk ilişkisine annenin her hareketi her davranışı çocuğu için, bebeği için en önemli derstir. Lütfen anneler, genç anneler bu noktayı unutmayın.. Çocuğunuz için siz yani anne çok önemlidir. Şartlarınız ne olursa olsun bebeğinize, çocuğunuza sevgiyle, sabırla zaman ayıracaksınız.. Onun içinde siz de onunla birlikte büyürken yaşamın sadece güzelliklerini değil özellikle büyüme yaşının gereği yapmak zorunluluğu içinde olduğu o “ben” dolu davranışları eylemleri içinde aciz duruma düşerseniz sonra birlikte ağlarsınız. O “ben” duygusunu doğru aşabilmek ve çocuğunuza sorumluluk duygusu ile utanma duygusunu verebilmek bir annenin en önemli vazifesidir.
Sevgili karım bu konu da benim için mükemmel bir örnektir. İkizlerine bu duyguyu öyle verdi ki benim kızlarım bir sınav sonucunu değerlendirirken ya da bir toplu oyun içindeki rolünü değerlendirirken filanca arkadaşım bu konuda bizden daha iyi öğretmenimizin onu seçmesi doğru bir karar dediğini çok duydum ve duyduğumda da içimden havalara sıçradım. Şayan, hiçbir zaman ikizleri arkadaşlarıyla bir tutarak hiçbir konuda onlarla kıyaslayarak eleştirmedi.. Kendi eksiğimizi aradı, buldu ve onu çözerek çocuklarla doğru ilişki içinde oldu… Çocuğunuzun doyumlu olması da çok önemli bir konudur. Bunun içinde tabii ki annenin doyumlu olması gerekiyor ve kıskançlık denilen insanı körelten bu duygudan arınması gerekiyor. Şayan kesinlikle kıskanç bir kadın değildi. Birgün ağzından herhangi bir maddi şey ile bir arkadaşını kıskandığını görmedim yada öyle bir his içinde olduğunu hissetmedim. Her zaman elindekilerle yetinmeyi ve onları en mükemmel şekilde yaşamının içinde kullanmayı çok iyi bildi. Kızlarıma da bu özelliklerini vermesi bana bıraktığı en önemli mirasıdır..
Bir 23 Nisan günü sizlerle bu satırları paylaşmak istedim… Unutmayalım ki bir toplumu ayakta tutan en önemli sihir, annedir, annenin çocuğu ile olan ilişkisidir…
Anne olmak o nedenle bir sayı meselesi değil önce bir duygu, düşünce ve insana ait ne güzellik varsa onları hazmedip sindirmek ve sonrasında da tanıştığı, aşık olduğu ve yaşam denilen yolculuğu yürümeye karar verdiği erkek arkadaşıyla birlikte kendilerini hazır hissettikleri andan itibaren tarafların karar vereceği ve sonuna kadar da o kararın arkasında bilinçle ve sevgiyle duracakları çok yüce bir görevdir.
Anne olmak, utanma duygusunun bilincinde olmak demek olduğunu unutmamalıyız…
Anne olmak, sevginin içine bir kişiyi değil dünyayı koymak demek olduğunu unutmamalıyız…
Anne olmak, paylaşma duygusunu one cikarirken sahip olma tutkusundan uzaklaşmak demek olduğunu unutmamalıyız.
Anne olmak, dünyanın yaşanabilir olabilmesi için fedakarlık ve güven duygusunun emek demek olduğunu unutmamalıyız.
Anne olmak, bir duygu ve düşünce bileşkesi içinde onur demek olduğunu unutmamalıyız.
Anne olmak, yaşam demek olduğunu unutmamalıyız.
Sevgi ve saygılarımla… Vecdi Yılmaz