Bu haftaki sohbet konumuz Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olan genelgelerdir. Bu genelgeler ile işgalcilere ve İstanbul hükümetine karşı tavır alınmış ve harekete geçilmiştir.
19.Mayıs.1919 günü Samsun’a 3.Ordu müfettişi olarak çıkan Mustafa Kemal gerekli incelemeleri yaptıktan sonra Havza’ya geçmiştir. İstanbul’dan itilaf devletlerinin şikayetlerini gidermek için yollanmıştı. İtilaf devletleri ise orta Karadeniz bölgesinde Türk çetelerinin Rum köylerini bastığını şikayet ediyorlardı. Oysa gerçekte olan Rum eşkiyaların Türk köylerini basması ve Türklere zulüm yapmasıydı. Buna karşı Türklerde kendilerini müdaafa ediyorlardı. Bu arada Mondros ateşkes antlaşması gereği ordu terhis ediliyor ve silahlar itilaf devletlerine veriliyordu. Oysa 15.Mayıs.1919 günü Yunan ordusu İzmir’e çıkmış ve kenti fiilen işgal etmişti. Bu işgal hukuk dışı bir işgaldi. Anadolu’da da pek çok yere işgal askerleri çıkmışlardı.
Mustafa Kemal böbreklerinden rahatsız olduğundan dolayı Havza’da kaplıcalara uğramış ve kür yapmıştı. Havza’da dinlenirken kendisi bir genelge kaleme aldı ve yayınladı. Bu ilk genelgedir. Genelge 28. Mayıs.1919 günü yayınlandı. Aynı gün Yunan ordusu Ayvalık’a çıkmak istemiş ve Ali Çetinkaya tarafından kurşunla karşılanmıştı. Böylece Kurtuluş Savaşımızın ilk örgütlü silahlı direnişi de bugün başlamıştı. Mustafa Kemal Havza genelgesinde halkın işgallere karşı miting yapmasını ve işgalleri protesto etmesini istiyordu. Ayrıca ordu depolarındaki silahların teslim edilmemesini istiyordu. Bu genelge halkta ulusal bilinç oluşturma amaçlı yazılmıştı. Etkisi hemen belli oldu. Havza’dan sonra Amasya’ya geçti. Amasya’da Amasya genelgesi yayınlandı. Amasya genelgesi tam bir ihtilal beyannamesidir. Genelgeyi Mustafa Kemal hazırlamış ve Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele imzalamıştır. Bu genelge ile kurtuluş hareketi kişisel hareketten çıkarılıp milletin birlik ve dayanışmasını sağlamıştır. İlk örgütlü eylemdir. Amasya’da Saraydüzü mevkindeki 5.Kafkas fırkasının karargahında hazırlanıp imzalanmıştır.
Genelgede şu maddeler vardır:
1-Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Bu madde ile padişah yok sayılmaktadır.
2-Vatanın tamamı, milletin istiklali tehlikededir. Hükümet merkezi itilaf devletlerinin kontrolünde olduğundan sorumluluğu yerine getiremiyor. Bu durum milleti adı var kendi yok durumuna düşürüyor..
3-Her türlü etki ve denetimden uzak bir milli heyetin varlığı gerekmektedir. Bunun için Sivas’ta milli bir kongre toplanacaktır.
4-Doğu’da Erzurum’da 10.Temmuz’da bir kongre toplanacaktır.
5-Kongre temsilcileri Müdafa-i Hukuk dernekleri ile belediyeler tarafından seçilecektir.
6-Askeri ve sivil kuruluşlar hiçbir şekilde terk edilmeyecek başkalarına verilmeyecektir. Silahlar elde tutulacaktır.
Bu genelge ile Mustafa Kemal’in İstanbul hükümeti ile bağı kopmuştur. Daha sonra İstanbul’a çağrılmış dönmeyince ilişiği kesilmiştir. Mustafa Kemal buradan önce Erzurum kongresine katılmış oradan Sivas kongresine geçmiştir. Sivas kongresinden sonra Ankara’ya gelmiştir. Dediği gibi milletin istiklalini yine milletin temsilcisi olan TBMM’nin azim ve kararı kurtarmıştır. Minnettarız. Saygılar
16 .Haziran.2024