Hoppalaaa…
Hep muhalefetin yakınmalarını duyuyorduk.
Ancak gelin görün ki birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ne dedi?
“İlçe değiştiren 1,5 milyon seçmenin 222 bini üyemiz. Yüzde 1’lik seçmen kaybımız var.”
Bununla beraber her seçim dönemi yaşanan vukuatlar benzerleri ile beraber yine ortaya çıkmaya başladı.
İki kişinin yaşadığı dairede 34 seçmenin kayıtlı gözükmesi..
YSK’nın listesinde yaşı 100 ila 165 arasında değişen 6389 seçmen bulunduğunun ortaya çıkması.
Çankırı ve Çamlıdere başta olmak üzere pek çok yerde nüfusun ikiye katlanması, seçmen sayısı patlaması…
Kullanılmayan boş ve metruk binalarda seçmen kaydının ortaya çıkması…
Vesaire vesaire vesaire…
Peki seçime gidiyoruz tamam da nasıl bir seçime doğru bu?..
Bir de seçim akabinde her seçimde görülen usulsüzlükler, mühürlü oyların oradan buradan fışkırması, oyların taşınması, yanlış sayılması gibi rutin hale gelmiş aksamalar olacak kuşkusuz!
Peki nasıl bir seçim?..
Yine mi gölgeli?..
Özellikle kırsal bölgelerde toplu oy kullanımları, etki altına almalar, yakın markajlar, sandık görevlileri tarafından yanlış yapılan sayımlar, kasten tutanaklara ve sisteme girilen yanlış rakamlar.
Yani bir seçime mi yoksa yine bir “seçim yapamamaya” mı yol alıyoruz, meçhul anlaşılan!
YSK de; ÖSYM gibi oldu desenize.
ÖSYM’nin de yaptığı nice sınava ve sonuçlarına pek çok şaibe bulaşmıştı, YSK da seçimleri vukuatsız yapamayarak ÖSYM ile yarışır hale geldi.
Hazin.
2019’dayız.
Seçimlerin sağlıklı yapıldığına kimse inanmıyor.
Sonra da buna “demokrasi “diyoruz öyle mi?..
Seçim güvenliğinin sağlanamaması ülke olarak ne büyük ayıbımız!
Vatandaşın içine su serpecek nitelikte kontrol/koruma ve denetim mekanizması oluşturmak çok mu zor?
Ama yok işte ötesi.
Sadece ne var?..
Seçimlerde gönüllülük ilkesi gereği çalışan ve belki de siyasi partilerden çok işini ciddiye alan, Oy ve Ötesi ile TBB gibi kuruluşların çabası var.
2019’a gelmişken Türkiye Cumhuriyeti’nin bir seçimi doğru düzgün yapamaması, usulsüzlüklerin önlenememesi, sağlıklı bir sonucun huzurlu ve tarafları tatmin edici haliyle hayata dönememesi gerçekten düşünülmesi ve artık ortadan kaldırılması gereken aksamalardır.
Demokrasinin var olduğunu söylerken demokrasinin olmazsa olmazı seçimleri düzgün yapamıyorsak, bu tablo partilerden önce devletin ayıbıdır.
Misal…
İşte ekranlarda her gün bu ve benzeri haberleri görüyorsunuz.
Boş evde 45 seçmen belirlendi.
İki kişi yaşayan konutta 34 kişinin gözükmesi…
Peki sonrası?..
Sonrasında devlet ne yapıyor bu haberlere karşı?..
Usulsüzlük yapanlar bulunuyor, haklarında yasal bir işlem yapılıyor mu?..
…
Az kaldı seçime…
Ama sahi…. Nasıl bir seçime?…