Gazetemizin yazarlarından Av. Alp Kaan’ın “Nanik Yapın Hayata” adlı kitabı yayımlandı. Kaan’ın ikinci kitabı da ilk kitabı “Günebakan” da olduğu gibi Platanus Publishing Yayınları’ndan çıktı.
1992 yılından itibaren tam 30 yıldır Balıkesir yerel basınında günlük yazılarıyla yer alan Alp Kaan‘ın bazı yazıları Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yayın Organı “Bizim Gazete” ve Cumhuriyet gazetelerinde de yayımlandı.
Kuruluşundan bu yana Balıkesir’in internet gazetesi http://balikesir24aat.com ‘a katkıda bulunan ve sitenin en verimli yazarlarından biri olan Kaan, Balıkesir yerel gazetelerinde de yazmayı sürdürüyor.
“HAYATI HAFİFE ALMAK DEĞİL KASTETTİĞİMİZ”
Alp Kaan kitabına neden “Nanik Yapın Hayata” adını verdiğini şöyle anlattı:
“Nanik yapmak gerek hayata, zamana çünkü hayat bir tiyatro perdesi ve herkes kendine verilen oyunu oynuyor sahnede. Hem hepimiz de biliyoruz ki bu tiyatroda perdenin ne zaman ineceğini kimse bilemiyor.
Her ne kadar bu kitaba nanik yapmamıza engel pek çok olumsuzluğu alsak da bazen dalga geçmek, hadi dalga da demeyelim de fazla dert etmemek gerekmez mi?..
Hayatı hafife almak değil kastettiğimiz. Bilakis hayata hayatın içinden bakmak, yaşadığının farkında olmak, cehalete karşı bilgiye odaklanmak, aydınlıktan vazgeçmemek ve tüm bunlar için çabalarken, aynı zamanda bir caddenin kalabalığında yürürken kumru sesinin ayırdında olmak.
Kim başarabiliyorsa nanik yapanlar onlar asıl. Hayatı içlerinde keyifle yaşayabilenler. Sorunlar hep var olacak ve insanoğlu hep akılla bunlarla mücadele etmeye çalışacak elbette ama… Ne nanik yaparken ne de sorunlara boğulmuşken ıskalamamak gerek hayatı, doğduğumuz gün geri sayım başlıyor çünkü, tik tak, tik tak, tik tak…” Coşkun YAMAN (balikesir24saat.com)
AV. YÜKSEL’İN KALEMİNDEN ALP KAAN ve “NANİK YAPIN HAYATA”
“Işığı takip edelim hayatımız boyunca. Vazgeçmeyelim aydınlıktan. Ki kararmasın güneş hiçbir zaman..” diyordu geçen sene çıkan ilk kitabında Alp Kaan…
Biz de hep güneşe döndük yüzümüzü. Karanlığın ve karanlık adamların kol gezdiği bu garip zamanda aydınlıktan başka tutunabilecek dalımız da yok zira.
Şu elimizde sıkı sıkı tuttuğumuz yeni kitabında ise diyor ki usta:
“Sorunlar hep var olacak ve insanoğlu bunlarla hep akılla mücadele etmeye çalışacak. Mücadele etsin ama bu süreçte hayatı da ıskalamasın!..”
Anlamı var mıdır yazılanların ve anlatılanların bilmem…
Ama bildim bileli yazar Alp Kaan.
Daha çok yazarak anlatır ne varsa…
Ortaya da yazmaz üstelik; doğrudan muhatabına…
Sevinir, yazar…
Üzülür, yazar…
Öfkelenir, yazar…
Keyiflenir, yazar…
Bir duygu dehlizidir kalem…
Bildim bileli kalemledir savaşı…
Bildim bileli kalemdir sığınağı…
Cam-ı Cihan derler Fars edebiyatında. Cam-ı Cihan, yani “dünyayı gören kadeh”…
Dünyayı görür, dünyayı gösterir kalemiyle…
Her şeyin ben yaşarken olmasını istediğim şu hayatta, bana kalemi ve kelimeleri sevdiren adamdır Alp Kaan.
Kelimelerin her zaman kazandığına, zaferin yazanların olduğuna inandıran adamdır.
Bu yüzden, çok sevdiğim bir Mor ve Ötesi şarkısıyla kutlamak isterim ustayı:
“Ters yönden gelen bitkin başkanım…
Şimdi benim de zamanım!..
Gitmedim işte…
Delirmedim de…
Ölmedim işte…
Yenilmedim de…
Anlatan benim, seni ve her şeyi…”
Zaman senin…
Anlatmaya devam Alp Kaan…
Geri sayım devam ediyor çünkü;
Tik tak…
Tik tak…
Tik tak… (Av. Ömer Faruk Yüksel)