1 Mayıs..
Çiçekle, böcekle, baharla falan ilgisi yok..
Birlik, dayanışma, emek şudur, budur..
Bunun adı “işçi bayramı”dır!.
1889’dan beri bu böyle!..
Dünya çapında kutlanan bir gün..
Bitti!..
**
Bizde de 1923’den bu yana kabul gören gün..
100 yıllık geçmişi vardır!..
Cumhuriyet ile akrandır..
Tarihsel süreçte..
Kimi zaman “yasak” görmüştür.
Kimi zaman “adı” değiştirilmiştir.
Halk arasında “genel kabul gören” haliyle..
Bizim bildiğimiz..
İşçi Bayramı dır.
Nokta!..
**
İşçilerin ağır çalışma koşullarını protesto ettikleri ve hak mücadelesi verdikleri bir günün “uluslararası boyutlara” taşınarak “sembolize edildiği” bir tarih olarak bilinir 1 Mayıs…
İşçi’nin bayramıdır!..
Bayramsa da kutlanır!..
**
Oysa..
Sosyalist ülkelerde, kapitalist ülkelerde
kaldıysa komünist ülkelerde
kutlamaların rengi hep değişir…
Kimi yerde “eyleme” dönüşür..
Kimi yerde “siyasi” bir hal alır..
Kimi yerde “çomak sokulur”..
Bayram;”bayram olmaktan” çıkarılır..
Kimi yerde “karanlık eller” tarafından bir “kaos” ortamı yaratılır..
45 yıl önce Taksim de olduğu gibi..
**
Kime ne faydası vardır?..
**
Vurmanın, kırmanın, öldürmenin..
Hak mücadelesi veren..
Emeğinin karşılığı için..
Bir lokma ekmek için..
Birlik, dayanışma içinde olan
“masum işçiyi” kışkırtmanın..
Bir takım “ne idüğü belirsiz” karanlık güçlerin kendi karanlık çıkarları için “masum emekçileri” kullanmalarının..
Kime ne yararı vardır?..
Toplumun huzurunu bozmanın
ne anlamı vardır?.
**
Bırakın da..
İşçi; gerçekten hakkını arasın..
Çalışma koşulları “ağır” ise dile getirsin..
Yemektir, ücrettir, fazla mesaidir, tatildir..
Her ne ise ..
Dayanışma, birlik, beraberlik içinde..
Verdiği “insani” mücadelesini..
Verdiği “onur” mücadelesini..
“BARIŞ” içinde “yasal” çerçevede versin..
Demokratik hakkını kullansın..
Eğlensin, gülsün, oynasın!..
Türküler, şarkılar söylesin..
İtilmesin, kakılmasın..
Coplanmasın, gazlanmasın..
Onun bayramıysa tadını çıkarsın..
Verdikleri mesajlar alınsın..
Geçmişten dersler çıkarılsın..
Çünkü “İNSAN” o..
**
Yerin altında gün yüzü görmeyen o..
Soma’da, Bartın’da..
MilletÇe günlerce ağladığımız o..
Yasını tuttuğumuz o..
İnşaat tepesinde güvencesiz çalışan o..
Tekstilde, sanayide üreten o..
Alın teri olan her yerde o..
**
Bakın bakalım ne görüyorsunuz?..
**
İşçinin elindeki, yüzündeki değil ki kara..
O “kara”..
Onu görmezden gelenin yüzündeki kara..
O “kara”..
Onu görmezden gelenin elindeki kara..
**
Orhan Veli’nin dediği gibi..
**
“Yüz karası değil, kömür karası..
Böyle kazanılıyor ekmek parası..”