İnsanlar var oldukları ilk andan itibaren başka insanlarla etkileşim içinde olmaya ve onlarla iletişim kurmaya ihtiyaç duyarlar. Bebekler önce anne-babalarıyla, sonra akrabaları ile ve 2-3 yaş itibarıyla oyun grupları ve kreşler aracılığıyla akranlarıyla etkileşim içerisine girerler. Sonrasında ise okul dönemi ile birlikte akran gruplarının bireyin hayatındaki önemi artmaya başlar.
Bazen çocuklarının arkadaşlıklarını, kendi arkadaşlıkları üzerine şekillendirmeye çalışan ebeveynler görüyorum. Yani ebeveynler eğer kendi arkadaşlarının çocukları varsa çocuklarının onlar ile arkadaşlık kurmasını istiyor ya da çocuğunun arkadaşlarının ebeveynleri ile arkadaşlık kurmaya çalışıyor. Ancak bunu başaramazsa çocuğunun arkadaşlık ilişkisinin devam etmesine de engel oluyor. Peki, ebeveynler çocuklarının arkadaşlık ilişkilerini ne zamana kadar şekillendirebiliyor? Ergenlik döneminin sinyalleri başladığı an, çocuklar ebeveynlerden ayrılıp onları ittirip bireyselleşmeye ve bir akran grubuna ait olmaya çalışıyorlar. Bu süreçte, akranlar ile ilişkileri geliştirme ve onlar tarafından onaylanma ihtiyacı gözle görülür bir biçimde belirginleşiyor. Bireyin hayatı anlamlandırma sürecinde en büyük yardımcısı olarak değerlendirebileceğimiz akran grupları, kimlik bulma ve kişilik gelişimi sürecinde de oldukça önemli bir rol oynamaktadır.
Bireyin içinde bulunduğu akran grubu ile iletişimin ne kadar kaliteli olduğu ve grubun sahip olduğu niteliklerin neler olduğu, ergenlerin olumlu bir kişilik geliştirebilmesi üzerinde oldukça etkilidir. Akran grubu, ergenin kendini objektif olarak değerlendirebileceği, güçlü ve zayıf yönleri ile daha kolay yüzleşebileceği bir alan sağlar. Bu dönemde akran grubu, ergen için yaşamsal bir öneme sahiptir. Birey için arkadaşlık ilişkilerinin önemi, hayatının herhangi bir noktasında ergenlik dönemindeki yoğunluğunda yaşanmaz. Çünkü kişi için yakın çevresinde kendisini dinleyen, yargılamayan, kendisiyle benzer sorunlara ve sorumluluklara sahip kişilerle iletişimde olmak, başa çıkma becerilerinin gelişmesi konusunda en önemli yardımcıdır.
Sağlıklı akran ilişkilerine sahip olan ergenlerin, sevilmeye değer olduğu inanışı pekişir ve kendisini olduğu gibi kabul etmesi daha kolay olur. Tam tersine baktığımızda ise, akran grupları tarafından onaylanmayan, kabul görmeyen bireylerde ise birçok olumsuz sosyal ve davranışsal problemler görülür, saldırganlık artar.
Biliyorum ki ebeveynler olarak çocuklarınız için en iyisini istiyorsunuz, onlar için endişeleniyorsunuz. Çocuğunuz gerçekten de olumsuz bir akran grubu içerisinde yer alıp sizi kaygılandırıyor olabilir. Bu durumda elbette ebeveyn olarak duruma müdahale etmeli, ancak yasaklar zinciri oluşturmamalısınız. Onunla iletişim kurmak ile iletişimi tamamen kesmek arasında ince bir çizgi olduğunu unutmayın. Gerekiyorsa profesyonel bir yardım almaktan çekinmeyin. Ancak kendisine ve başkalarına zarar verme eğilimi göstermediği sürece çocuğunuzun arkadaş seçimlerine karşı daha hoşgörülü olmayı deneyebilirsiniz.
Uzm. Klinik Psikolog Sedef Olcay Atıcı