“Bir ülkede, akıl ve sanattan çok, maddi servete önem verilirse,orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.” Büyük Friedrich
Zamanla durum böyle olunca, insanların bilgiye ulaşma yolları kolaylaşınca, herkes hey şeyi bilir gibi görünür. Aslında hiç kimse; bir şey bilmez, ben biliyorum havasına girer.
SENECA diyor ki;
”TABİAT, bize bilginin tohumlarını verir, bilginin kendisini değil.”
Savaşı tanımlayan MENCİUS; “Savaş, toprağın insan eti yemesini sağlamaktır.” diyor.
Bu girizgahı açarak aklımızca, anlamaya, anlatmayı dilimiz döndüğünce ifadeye çalışalım.
Günümüzde olup bitenlere bir anlam yükleyelim…
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK DİYOR Kİ!..
“ Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.”
“Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.”
“Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milleti’nin tarihi bir özelliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.”
“Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.”
“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Bir milletin sanat yeteneği güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.”
“Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki tekniğin gerektirdiği şeyleri yapmaz, itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.”
Atatürk’ün sanatla ilgili sözlerine bakacak olursak, Atatürk’ün sanata ne kadar önem verdiğini görürüz.
“Güzel sanatlarda muvaffak olmak, bütün inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir. Güzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yüksek insanlık sıfatı ile yer almaktan ilelebet mahrum kalacaktır.”
“Bir milletin sanat yeteneği, güzel sanatlara verdiği değerle ölçülür.”
“Güzel sanatların hepsinde, ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu yapılmaktadır. Ancak bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk Musikisidir. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.”
“Milletimizin güzel sanatlar sevgisini, her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek
milli ülkümüzdür.”
“Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz.”
“Sanatçı, esaslı kültür sahibi olmalı ve tarihi iyi bilmelidir.”
“Sanatkar el öpmez, sanatkarın eli öpülür.”
***
Müziğin, resmin, tiyatronun ve her türlü bilgi ve beceriye dayanan görsel sanatların tılsımlı gücünü kavrayamayan beyinlerle karşı karşıyayız.
Uyuşturulmuş beyinlerin 98 yıllık karşı devrim çalışmaları alabildiğine, demokrasinin nimetlerini kullanmaktalar.
Arabi özentilerin peşinde koşarak; hem kutsal dinimizi, hem Cumhuriyet değerlerini sömürerek semirdikleri ortada. Cumhuriyet ve demokrasinin anlam ve önemini kavrayamayan beyinlere söylenecek ve yazılacak çok söz var, ama yeri değil.
* Mevlana ve Horasan erenlerinin iletilerinin, iletisi;
* “DÜN DÜNDE KALDI CANCAĞIZIM. BU GÜN YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM…”
* “Bu anlamda aydınlanmanın ve bilimin öncüsü tılsımlı güçleri yok sayan milletlerin hayat damarlarından biri kopmuştur” diyor; Kurtuluş ve Kuruluş lideri Mustafa Kemal ATATÜRK.
Ustaların sözüdür.
– Müzik ve güzel sanatlar bir toplumun yaşam biçiminin aynasıdır.
Toplumda yaşayan insanların eğitim ve yaşam kalitelerinin göstergesidir.
Yaşadıklarını sorgulayabilen, öz güveni, yüksek bir toplum yaratmak için müzik ve güzel sanatlar eğitiminin küçük yaşlardan başlayarak yaşam boyunca sürdürülebilir çalışmalardır.
Tüm bilgi, beceri çalışmalarının kökenini 3 İ ile açıklaya bilirim.
* İLGİ, İSTEK, İRADE. İsteği akıllıca kullanmak ister. İrade boş heves ve hayaller istemez; ilgi de, istek de, irade de ZAMAN,EMEK VE SADAKATLA bağlanıp, çalışmayı gerektirir * İ D U R A K İ *, Sağlık esenlik dolu güzel günler…