“Akılsızlara hiç yanaşma daha iyi; sözümü dinlersen iyi edersin. Akılsızdan kaçmak da aklın işi. Boş kafadan ne düşünce beklersin? Nesi var ki sana versin? Çarşıda pazarda deliler vardır, kral olup, bile bile konuşmaktan hoşlanırlar; neden derseniz? Deliler, sağ -sol dinlemez her kese verip, veriştirirler; kepaze ederler insanı. Kötüleri, ahmakları, gülünç züppeleri çok iyi seçerler.
Delinin biri, köşe başlarında akıl satıyormuş bağıra çağıra. Saf insan mı yok (temiz, dürüst..), millet koşuyormuş akın akın? Deliden akıl satın almaya. Soytarılık, moytarılık derken, parayı veren; bir değnek, iki kulaç da sicim alıyormuş.
Çoğu kızıyormuş deliye, akıl bunun neresinde diye. Kızmakla da büsbütün gülünç oluyorlarmış. En iyisi gülmek.. Ya da değnekle sicimi alıp gitmek.
Bu ne demek diye sorunca, gülerler elbet adama? Akıl aranır mı artık delinin yaptığında? Herifin kafası bozuk; kim bilir nereden ne esmiş?
Aldığı değnekle sicimi ne yapacağını bilmeyen biri,
Aklı başında bir adama sormaya gitmiş:
“Nedir bunların hikmeti?” diye.
Adam bir bakmış, hemen hak vermiş deliye:
“Bunlar bir çeşit hiyeroglif” demiş;
“Sicimle şunu demek istemiş deli: Aklı olan, deliden iki kulaç açılmalı. Açılmazsa hödüktür. Hödüğe yakışan da kötektir”
Aldığı parayı hak etmiş deli. Aklı olan deliden akıl beklememeli.”
BÜTÜNÜYLE LA FONTAİNE MASALLARI (İNKILAP ve AKA) Sayfa; 273-274
Bu öykünün sahibi ÜNLÜ LAFONTAİNE. Hayvanlar aleminde hayvanları konuşturarak, hayvanların yaşadığı olayları insanlara doğruyu, gerçeği, adil olanı seçmeleri anlamında örnekler sunarak siyasi, insani ve evrensel sorunlarımıza çözümler bulma konularında bizleri aydınlatan bir öykücü.
Dünya edebiyatında; FABL adıyla tanınan bu öyküler insanlığın aklını ve bilincini kullanma yolunda öğütler ve örneklerle bize yol göstericilik yaparlar.
Bu günlerde insanların hayal ve düşünce güçleri genişler. Gerçekleşmeyecek hayaller kurar insanımız. Demokrasinin olmazsa olmazı festivaller, şenliklerde meydanlar; kıl satanlar, ip satanlar, çomak satanlar, hayal satanlar, terör satanlar, gül, çiçek, öpücük, para, şan, şöhret, makam, mevki, ceylan derisi koltuk satanlarla dolu.
Uzun yıllar ötesinden bizi haberdar ediyor La Fontaine. Aklınızı peynir ekmekle yemeyin. Kendi ölçünüzü ve terazinizi iyi kullanın. Başkasının terazisiyle malınızı satmayın. Ortalık; bozuk, ayarsız terazilerle dolu.
Tezgahlarına çeki düzen sabahın erken saatlerinde başlar. Pazar yerine ürünlerini tezgahlara yerleştiren esnaf; ürünlerin alımlı ve düzgün görünümlülerini tezgahın ön sırasına, yaralı, bereli ürünleri tezgahın arkasında pazarlamaya çalışır.
Ön ve arkası farklı tezgahlar karşıdan albenisi olunca, tüketici olarak yaklaşıp ihtiyacınız kadar istersiniz.; Satıcının, bir önden iki arkadan poşetleyerek pazarladığına tanık oluyoruz. Bu tartı esnasında, tartının doğruluğu tartışılır. Çünkü günümüzde teraziler dijital olması nedeniyle karşıdan okunmuyor, ibreli terazi olmaması nedeniyle doğru tartılıp tartılmadığı kuşkulu. Eski kefeli terazilerde terazinin dilini tutma veya kefeli teraziyle kefeye hızlı atma ve çekme yöntemleriyle yapılan tartı işlemlerinin doğruluğu tartışmalıdır.
Akıl satıcısı insanlarımızın algı durumlarını ve üslü düşünme güçlerini tanımak noktasından hareketle, günlük yaşamın insan ilişkilerindeki durumuna dikkat çekmeyi hedefler * İ D U R A K İ * .
İşinizin kolay, aşınızın tatlı, ömrünüzün bahtlı, bedeninizin sıhhatli olmasını dilerim. Mutlu ve huzurla kalınız, güzel insanlarımız.