Bu hafta Kurtuluşsavaşımızda Meclisi Mebusan’da Misak-ı Millinin kabul edildiği günlerde çok önemli bir dönüm noktası yaşanmıştır. Bu büyük olay Akbaş baskınıdır. Bu baskın henüz düzenli ordu kurulmadan önce Kuvayı Milliye’nin büyük başarısıdır. Dünya tarihine etki etmiştir. Şimdi tarihsel sürece bakalım ve olayı anlatalım.
30.Ekim.1918 tarihinde imzalanan Mondros ateşkes antlaşması ile İtilaf devletleri Çanakkale boğazını açtırmış ve işgal etmişti. Çanakkale boğazının iki kenarındaki tabyalardaki topların kamaları sökülmüş ve kullanılmaz hale getirilmiştir. Boğaz çevresindeki askerlerimizin teçhizatları toplanmış ve bunlar depolara kaldırılmıştır. Ordumuzdan toplanan piyade silahları ise Akbaş iskelesinde depolanmıştı. Silahları koyacak bina bulamadıklarından açık alan cephaneliği oluşturmuşlardı. Silahlar toprağa gömülmüş ve sıkı nöbetçiler ile kontrol edilmeye başlanmıştı. Bugün burası Akbaş şehitliğinin ardındaki dere yatağıdır. Kıyıya çok yakındır. Kıyıda Akbaş iskelesi bulunur. Cephaneliği Fransızlar kontrol etmektedir. Fransızlar ise burada Ganalı askerlerini kullanmaktadır. Aynı yıl padişah ise süresi dolduğundan dolayı Meclisi Mebusan’ın seçimlerini ertelemiş ve ülke meclissiz vaziyettedir. Tüm yetkiler padişah ile hükümettedir. Mondros ateşkes antlaşmasına göre ordu terhis edilecektir. Bazı yerlerde askerler terhis edilirken bazı komutanlar askeri terhis etmemektedir. Silahlar ise İtilaf devletlerine teslim edilmemektedir.
1919 yılı içinde Yunan ordusu İzmir’e çıkmış ve işgallere başlamıştı. Buna karşı yurtsever subaylar tarafından halk örgütlenerek Kuvayı Milliye oluşturulmuştu. Yöremizde ise Yarbay Ali Çetinkaya Ayvalık’ta Edremit Reddi İlhak Cemiyeti ile işbirliği içinde düşmana karşı silah çekmişti. Edremit ve Burhaniye’den oluşturulan milis alayı resmi alayın yanında savaş girmişti. Milis alayın komutanı görevden alınan Edremit Kaymakamı Köprülü Hamdi Beydi.28.Mayıs.1919’da başlayan çarpışmalar ile Yunan ordusu durduruldu. Cephe 5 ay başarılı şekilde görev yaptı. Kasım ayında Ali Çetinkaya mebus seçilme için görevini bıraktı yerine başka bir komutan geldi. Bundan önce ise Ali Çetinkaya ile Köprülü Hamdi Bey arası bir sorundan dolayı bozulmuştu. Köprülü Hamdi Bey görevini Pelitköylü Mehmet Cavit Bey’e bırakmış ve Balıkesir’e gitmişti. Balıkesir’de Köprülü Hamdi Bey’i Sivas kongresine delege olarak göndermek istemişler ama olmamıştı. Köprülü Hamdi Bey ile Kazım Özalp arkadaştılar. Seçimler 1919 Aralık ayında yapıldı ve Ali Çetinkaya Edirne mebusu seçildi. Meclisi Mebusan 10.Ocak.1920 tarihinde toplandı ve kendi iç seçimlerini yaptı.
Bu arada 1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilali olmuş ve çarlık yıkılarak yerine Bolşevik yönetimi gelmişti. Çar yanlısı generaller buna itiraz ederek mücadeleye başladılar. Bolşevikler ise çar yanlısı Beyaz orduya karşı Kızılorduyu kurarak mücadeleye başladılar. Böylece Rusya’da kıyasıya bir iç mücadele başladı. İtilaf devletleri Beyaz ordunun kazanmasını istiyordu. Bolşevikler ise Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal’in galip gelmesini istiyordu. Sovyetlerdeki bu iç mücadele sırasında Beyaz ordu İtilaf devletlerinden silah yardımı isteğinde bulundu. Fransızlar Akbaş’ta bulunan açık alan cephaneliğindeki silahları Beyaz orduya vermeye karar verdiler ve verdiler. Meclisi Mebusan’ın toplandığı günlerde bu alış veriş bitmişti. Kırım’dan bir gemi silahları almak üzere yola çıktı. Silahları Beyaz ordu generali Vrangel’e götürecekti. Harbiye nezaretindeki yurtsever subaylar ve paşalar ile Ankara’da bulunan Mustafa Kemal rahatsız oldular. Bu cephanelik için aylar önceden Teşkilatı Mahsusa tarafından incelemelerde bulunulmuştu. Cephaneliği resmen kaldıramazlardı. Milis kuvvetlerini kullanmaları gerekmekteydi. Mustafa Kemal Balıkesir’de bulunan Kazım Özalp kanalı ile görevi Köprülü Hamdi Bey’e verdi. Köprülü Hamdi Bey yanına yöremizin zeybeklerini toplayarak Hanlar üzerinden yola çıktı ve Avunya üzerinden Biga’ya vardı. Yanında can dostları Kani Bey ile Dramalı Rıza vardı. Gerekli araştırmalar ve hazırlıklar yapıldı. Silahların Lapseki’ye geçirilmesi için İstanbul’dan Anadolu gambotu da yola çıkmıştı. Boğaz ise İngiliz gemilerinin kontrolünde idi. Lapsekili kayıkçılarda ayarlandı.
Meclisi Mebusan’ın Misak-ı Milli kararını aldığı gün Köprülü Hamdi Bey’in kontrolünde zeybekler tarafından 26.Ocak.1920 tarihinde gece Akbaş cephaneliği basıldı ve silahlar topraktan çıkarılarak kayıklara ve gambota yüklenerek bir gece içinde Lapseki’ye geçirildi. Sabah durum duyulduğunda büyük bir kargaşa oldu. Çünkü Beyaz orduya gidecek silahlar Lapseki’ye geçirilmiş ve Kuvayı Milliye için yola çıkmıştı. İngilizler Bandırma’ya asker çıkardılar. İstanbul hükümeti ise Ahmet Anzavur’u silahların peşine takmak için görevlendirdi. Silahlar yurtseverler tarafından Yenice’ye getirildi ve en müsait yer diye camiye depolandı. Silahların başında Dramalı Rıza vardı. Köprülü Hamdi Bey can yoldaşı Kani Bey ile Lapseki ve Biga çevresinde başka işlerini halletmek için dolaşıyorlardı. Ahmet Anzavur’un adamları Köprülü Hamdi Bey ile Kani Bey’i 17.Şubat 1920 tarihinde şehit ettiler. Silahlar İngilizlerin eline geçmek üzereydi. Dramalı Rıza silahların düşman eline geçmemesi için depoyu patlattı ve silahları yok etti. Bu baskın sonrası Beyaz ordu gerekli yardımı alamadığından dolayı Kızılordu’ya karşı kaybetti. Generalleri Vrangel ve Kolçak kaybedince İstanbul’a sığındılar. Bolşevik yönetimi kendini daha da sağlamlaştırdı. Biz ise daha sonra Bolşeviklerden destek alarak savaşımızı yürüttük. Bu büyük baskını yapan yiğitleri mihnetle yad ediyorum. Hepsinin ruhları şad olsun. Saygılar.
Sinan Kahyaoğlu
30.Ocak.2023