Aslı AİHM ama artık AHHH!İHM yaptık biz orayı da!
Meraklısı ve daha ziyade hukukçular dışında pek kimsenin gözüne çarpmamış olabilir.
31 Mart’ta sandıklara gitmeden önce 29 Mart’ta bir başka seçim daha var.
Lakin bu seçim Paris’te.
AİHM olarak kısalttığımız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde.
Peki ne seçimi bu, neyi seçecek AİHM, bizle ilgisi ne?..
Hatırlayacaksınız belki…
Türkiye’yi temsil edecek yargıç ne zamandır seçilemiyor AİHM’de…
Çünkü Türkiye bir liste gönderiyor.
AİHM diyor ki: “Bunlar tarafsız değil, yeterli donanımları yok..”
Sonra Türkiye bir liste daha gönderiyor…
AİHM diyor ki:
“Bunların siyasi tarafı ağır basıyor, tarafsız değiller…
Keza yeterli kriterlere de sahip değiller, bilgi ve donanımları uygun değil.”
Ne kadar ayıp bir tablo aslında.
Objektif olarak Türk hukukçulara da sorduğunuzda genellikle listelerin siyasi eğilimle yapıldığı ve AİHM ret gerekçelerinin haklı olduklarına yönelik eleştiriler alıyorsunuz…
O nedenle uzuuun zamandır Türkiye, AİHM’ye uygun bir liste gönderemedi.
Haliyle AİHM de seçemedi.
Şimdi onun seçimi var işte.
Bir süre önce Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi’ne yeni aday listesi iletilmiş idi.
Yeni listeye, bir önceki listede de yer alan Prof. Dr. Necati Polat ile Prof. Dr. Esra Gül Dardağan Kibar yanında bu kez Doç. Dr. Saadet Yüksel de eklenmiş.
İşte bu isimler 29 Mart tarihinde Paris’te toplanacak AİHM Yargıç Seçme Komisyonu önünde ayrı ayrı mülakata davet edilecekler.
Mülakat dedik mi bir an duraksıyoruz biz.
Ne de olsa Türkiye sınırları içindeki mülakatların yüzde 99,9’unun “torpile” dayandığı gerçeğini hatırlarsak eğer…
Ciddiyet ve liyakat ön plana alınmadığı zaman mülakat, kurumları bile yerin dibine geçiriyor ki işte bu çarpıklık karşısında AİHM, adayı, olması gerektiği gibi değerlendiriyor ve anlam ve önemine uygun nitelikte mülakat yapıyor.
Bizdeki laçkalıkla değil!
Yine de karşımızda bir devlet açısından hiç hoş bir tablo yok.
Çünkü…
Nice değerli Türk Yargıç görev yapmışken AİHM’de…
Son yıllarda Türkiye tarafından Avrupa Konseyi ve AİHM kriterlerine uygun isim gönderil-e-memesi Türkiye ile AİHM’nin bilek güreşi midir; olmasını dilemiyoruz ama görünenin böyle bir algı yarattığı kuşkusuz.
Elbette bunun AİHM içindeki yansımaları daha da kötü.
Koca Türkiye Cumhuriyeti’nde nice cevher AİHM kriterine uygun hukukçu var.
Ama gönderdiğin listelerdeki isimler mülakata giremiyor, mülakata girse onu geçemiyor, mülakatı geçse Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki nihai seçimde geçer not alamıyor.
Önceden görev yapan Rıza Türmen ve Işıl Karakaş gibi isimlere de mi hiç danışılmaz?..
29 Mart’ta, umalım ki son listedeki isimler mülakatı geçsin…
Ki sonra önlerinde bir engel daha var… AKPM(Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi) nezninde nihai seçime geçilebilsin…
Ankara tarafından geçen yıl gösterilen adaylardan son olarak Selami Kuran mülakatta “yetersiz” bulunmuş ve Ekim 2018’de de yargı seçim süreci Avrupa Konseyi tarafından durdurulmuştu.
AİHM’den Türkiye aleyhine verilen kararların çoğunun aleyhe olmasından bilir-bilmez şikayet ediyoruz da…
İstenilen kriterlere uyar aday listesi yapılamamasının ayıbı kime?
“Geçici olarak yargıç seçim süreci dondurulması”ndan daha acı bir sonuç olabilir mi?