featured

AHDE VEFA

Sordum kendime;

Ne söyleyebilirsin? Yazılmadık söylenmedik bir şey kaldı mı?

Sorunlar, çözümler, hayaller ortaya defalarca konulmadı mı?

Vaatler, umutlar havada uçuşmadı mı? Çözüm diye ortaya gelenler kimi mutlu etti bilmem…

Bir gün. Sadece bir gün.

Ve o gün de çoğu zaman, çoğu yerde amacını aşan kutlamalarla, hediyelerle, ne yazıktır ki hediyeyi alan içinde veren içinde çoğunlukla hayal kırıklığıyla geçiyor.

Ben mutlu olmak istiyorum.

Gün kutlamak değil, günler yaşamak beni mutlu ediyor.

Tüm günler için de aynı görüşteyim.

Bir günlük ve çevrenle sınırlı kutlama olmaz.

En azından bizim ülkemizdeki kutlama biçimiyle olmaz, olmamalı.

Özel günler, şenlikler, anmalar olmalı.

Sık sık olmalı. Ancak,

Olay veya kişiyle ilgili farkındalık yaratılması, bir grubun, şehrin veya bölgenin güzel getirilerle canlanması istenilen sonuç olmalı.

Bir adım ötendeki insana ulaşamazken neyi kutluyorsun?

Hafta süren kutlamalar programlar oluyor. Halk bunun neresinde? İçine çekebilecek, yaptığın işin önemini kavratacak benimsetecek ve gerçekten sahipleneceği bir olay olmalı ki kutlamaya anmaya değsin.

Ben ve pek çok arkadaşım için Kız Meslek Lisesi özel bir kurum.

O okulda belki de Türkiye’de tek olabilecek şeyler yaşandı.

1969 yılında taşındık biz okulumuzun yeni binasına. Şimdi Hüma Hatun Kız Meslek Lisesi…

Kesin kurallar vardı. Belli koridorlara, bahçenin belli alanına giremezdi öğrenciler.

Yıllar sonra öğretmen, idareci hele de müdür olarak oralarda gezmek nasıl bir mutluluktur bilir misiniz?

Ben ve pek çok arkadaşım yaşadı bu mutluluğu.

Ortaokul liseyi orada okuduk.

Öğretmen olarak döndük, okulumuzda öğretmenlerimizle eğitim verdik.

Öğrencilerimiz öğretmen oldu, geldiler onlarla meslektaş olarak çalıştık.

4 yıl üniversite için ayrılıp sonra stajyer olarak dönen,

Öğretmenleriyle, arkadaşlarıyla çalışan,

Öğrencilerinin müdür ve müdür yardımcılığı yaptığı okulunda çalışmaya devam eden bir arkadaşım var benim.

Ve Allah nasip ederse mesleğe son noktayı koyması da orada olacak.

Kaç kişiye nasip olur böyle güzellikler?

“Ahde Vefa” diye bir şey var. Eski yeni tüm emek veren öğretmenleri davet ediyorlar. Duyan duymayana iletiyor. Bir gün misafir oluyoruz anılarımıza…

Diğer meslekleri bilemem de bizim için tanımadığımız kocaman insanların yolda “Hocaaam ! ” diye koşmasını, “Siz tanımasanız da ben sizi tanıyorum” demesini duymak ve o gözleri görmek…

Çocukluğumuza, gençliğimize, hatta yetişkin olduğumuzda bize dokunur öğretmenlerimiz.

 ‘Her başarısız öğrencinin önünde bir öğretmen vardır’ derler.  Her başarılı öğrencinin önünde de…

Seçtiğim branşta en iyisini başarmamız için hep bizi zorlayarak yanımızda olan,

Bu kafayla sizden bir şey olmaz deyip kafa yapımızı değiştirmeye uğraşan,

Test kitabının ne olduğunu bilmediğimiz, genel yetenek lafını sadece el becerisi sandığımız yıllarda tüm son sınıf öğrencilerine ders sonrası gönüllü eğitim verip bizi bezdiren,

El sallayıp, gözlerine baka baka okulu kırdığımızda gülümseyip yazılı sınavda ter döktüren

Ders saatlerinde ve okulda canımıza okuyup mezun olduğumuzda bize yanı başlarında yer veren,

Ve yaşamımızın her yılında, her anında bize kendilerinden bir şeyler katan tüm öğretmenlerim.

Ne iyi yapmışsınız şimdi biliyorum.

Kaybettiğim öğretmenlerim, öğretmen arkadaşlarım oldu. Hepsi sıcacık anılarda. Rahmetle anıyorum.

Bazen bir koku, bir tattır benim branşım için anımsama.

Orta bir öğrencisiydim. Yemek dersini iki renkli bisküvide sevmiştim. Kakao ve limon kabuğu rendesi kokuyordu. Unutamadım.

Öğretmenliğimde en büyük duayı bir yumurtayla aldım. En mutlu bakışları haşlanmış sıcak yumurtaya bakışlarda gördüm… Unutamadım.

Öğrenciliğim limon kabuğu rendesinde, öğretmenliğim bir yumurtada saklandı.

Öğretmenliğim başka zamana kalsın ben öğrenci Meral’in iki renkli bisküvisi ile teşekkür ediyorum tüm öğretmenlerime…

Yarasın… Sağlıkla Kalın…

İKİ RENKLİ BİSKÜVİ

Pratik bir hatırlatmayla öğrettim hep öğrencilerime burada da aynısını yapacağım.

Öncelikle birçok bisküvi temelini oluşturan Sable Hamuru yapıyorsunuz;

Bu tarifle tuzlu hamur yapmak isterseniz aynı ölçüde şeker yerine peynir veya lor kullanıyor hamura biraz tuz atıyorsunuz.

SABLE HAMURU

Bir ölçü un örneğin 250 gr

Unun yarısı kadar tereyağı veya margarin 125 gr

Yağın yarısı veya az fazlası pudra şekeri 100 gr

1 tane taze iri yumurta

İsteğe bağlı olarak limon kabuğu rendesi veya vanilya ekleyebilirsiniz.

Hamuru yapmak için yağ ve unu hamur tahtası veya masaya koyup bıçakla birbirine yedirerek kesip kıyın. Olabildiğince küçük parçalar haline gelen yağ un karışımını daha sonra elle tellendirerek bulgur bulgur olasıya kadar ufalayın. Sonra bir araya getirip ortasını açın ve yumurtayı içine kırın. Diğer malzemeleri ekleyip birbirini tutacak, birleşecek kadar yoğurun. Yoğurma işlemini uzatmayın yağlı hamurlar çok yoğrulmaz.

İki Renkli Bisküvi için hamurunuzu biri diğerinden biraz daha küçükçe iki parçaya ayırın.

Küçük olan parçaya kakao ve limon kabuğu rendesi ekleyin. Bu miktar hamurunuzda istediğiniz rengi verene kadar olur.

İki parça hamuru ayrı ayrı 0,5 cm kalınlığında açıp üst üste koyun.

Uzun kenarından kıvırarak yuvarlayıp rulo yapın. Çapı tahmini 4-5 cm olabilir.

Rulo haline getirdiğiniz hamuru 1-1,5 cm kalınlığında verev kesin.

Kâğıt yayılmış tepside beyaz kısımlar hafif renk alana kadar pişirin…

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
AHDE VEFA
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!