featured
  1. Haberler
  2. SİYASET
  3. AĞIR AĞIR ÖLMEK

AĞIR AĞIR ÖLMEK

Dün seçim vardı.

Ama önce…

Pablo Neruda ile başlayalım yeni haftaya:

“Ağır ağır ölürler: Okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörüyü barındırmayanlar.”

Ne de güzel özet.

Doğumdan itibaren ölüme yol aldığımız bu kısacık, bu yarını belirsiz yaşamlarımızda…

Ya hayatın bakmamız gereken yönlerini unutuyoruz, ya ihtiraslarımızın peşinde kavruluyoruz, ya da büyük yaşayayım derken karanlık dehlizlerde pusulamızı kaybediyoruz.

Oysa okumak değil midir hayatın gıdası.

Bilgi olmadan nereye kadar gidebilirsiniz ki?

Gittiniz diyelim…

Mutlaka bir gün ve elbet bir zaman duvara toslayacağınız veya bir çıkmaz sokakta sıkışacağınız belli değil midir?

Sanattan uzaksanız, müziğe kulaklarınız paslıysa kendinizi nasıl geliştirebilir; fidanı nasıl yeşertebilirsiniz ki?

Ve Neruda’nın cümlesindeki son değer:

Hoşgörü…

Hoşgörü yoksa eğer içimizde; sevgi, saygı, tahammül, empati, konuşabilme, samimiyet yoksa…

Yaşanacak bir hayat mıdır bu?

Dün İstanbul seçimi oldu.

Bu yazı, seçim öncesi yazıldığı için seçim sonuçlarını ancak “hayırlı olsun” diyerek değerlendirebiliyoruz.

Fakat Türkiye’de siyasetin içine düştüğü çıkmaz sokağın farkında mıyız?..

Ya önümüzdeki duvarı yıkmamız gerekiyor ki aydınlığa kavuşalım.

Ya da o çıkmazla birlikte boğulmayı bekleyeceğiz ki; akıl yok, sanat yok, hele hoşgörü hiç yok.

Son aylarda siyasetin istemediğimiz, insanları birbirinden uzaklaştıran, siyasete düşman eden bu kötü tablosu karşısında; ne zaman vicdanlarımızla baş başa kalıp hesaplaşabileceğiz?

Örneğin pek merak ediyoruz; gerçekleri çarpıtan bir kısım yalaka takımıyla bunları “veri” olarak kullanan siyasetçilerimizin bir kısmı acaba akşam uykuya dalmadan önce birebir hiç vicdan muhasebesi yapıyorlar mı?..

31 Mart’tan bu yana İstanbul’u konuşuyoruz, kimimiz beka diyor, kimimiz ranta vurgu yapıyor.

Kimimiz İstanbul Türkiye’dir diyor, kimimiz Türkiye İstanbul’dur diyor.

YSK’nın tarihe geçen inanılmaz ve akla mantığa aykırı kararı ile yeniden seçim yapıldı dün.

Seçmen ne dedi?

Yine itirazlar olacak mı?..

Yine iptale gider mi?..

Ne zaman sandık saygısı ve ne zaman hoşgörü?

Neredeyse üç ay oldu.

Daha ne zaman “tamam bitti” diyeceğiz belli değil.

Demokrasi hoşgörü rejimidir.

Tahammül de gerektirir, saygı da.

Türkiye’de siyasetin çok ağır sorunlarıyla baş başayız.

Bizi bizden başka kurtaracak yok.
Ama bakınız, bir seçim sebebiyle ne de ayrıldı yine insanlarımız.

Artık siyasi farklılıklardan ziyade “birbirine düşmanmış gibi” bakan iki toplum olduk sanki.

Ki, bizi korkutan, işin tam da bu tarafı…

Çok okumamız gerekiyor.

Siyasetçilerin konuşmaktan öteye geçip çok daha fazla okumaları gerekiyor.

Türkiye’de sandık belki İstanbul ama siyasetin tümü İstanbul değil.

Siyasette karanlıktan çıkmak için önce Neruda’yı dinlemek gerek!..

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
AĞIR AĞIR ÖLMEK
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!