7 Ağustos 2016 günü, Altınkum’da Atatürk Anıtı önündeydim. CHP Genel Merkezi, tüm yurtta demokrasi mitinglerini başlatmıştı. CHP Edremit ilçe Başkanlığı da bu doğrultuda miting düzenlemişti. O dönem partinin üst kademelerinde bulanan bazı isimler, tabanının içine sinmeyen açıklamalarda bulunmuştu. Mitinge katılacaksam üyesi olmaktan her zaman onur duyduğum partimin kırmızı çizgilerinden asla ödün vermeyeceğimi anlatan bir pankartı, bir resmi mutlaka taşımalıydım. CHP’nin, savaş meydanlarından, Sivas Kongreleri’nden bugünlere geldiğini anlatmalıydım. Demokrasinin, ancak Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ile bir anlamı olduğunu belirtmeliydim. Bunun nasıl olacağını çok fazla düşünmeye gerek yoktu. Ata’nın en güzel resimlerinden birini taşımalıydım. Hangi resmi olacağını düşündüğümde aklıma ilk gelen askeri üniformaları ile olan bir resmiydi.
Hava Harp Okulu öğrencilerinin, her yıl mezuniyet töreninde Ata’nın numarası olan 1238 okunduğunda hep bir ağızdan ”İÇİMİZDE” diye haykırmaları tüylerimi diken diken eder. Bu hissiyatım ile Ata’nın askeri üniformaları ile bir resmini bulmuştum. Fotoğraf programlarından çok iyi anlayan bir arkadaşım sayesinde istediğim olmuştu. O’nun sonsuza dek ”İÇİMİZDE’ olduğunu anlatacaktım. Fotoğraflarda gördüğünüz değerli çalışma ile Mustafa Kemal’in askeri olarak miting alanındaydım.
Benim için çok önemli olan bu resmi elime alışım, ruhuma dokunan ağaçların dünyası ile yakından tanışmamdı. Ata’nın resmi, telefonumda kayıtlıydı. Miting alanına gitmeme saatler kalmıştı. Altınkum’da çok kısa sürede resmin baskısını yapabilecek tek yer vardı: Vegacity Art Shop . Burasının sahibi ve gördüğüm her eserin yaratıcısı olduğunu öğrendiğim Mecit Yıldırım’a , telefonumdaki resmi göstermiştim. İstediğim gibi bir sonuç elde edeceğimden emindim. Mitinge yetişebilme kaygım kalmamıştı. Mecit bey, çalışmasını sürdürürken daha önce detaylı olarak görme fırsatım olmayan sanat galerisini inceliyordum. Altınkum’da bu güzel bir yerin olmasından dolayı çok mutluydum.
Sanat galerisinin o zamanki yeri çok küçüktü. Ama bu Mecit beyin , bizi doğa sevgisi ile buluşturmasına engel değildi. Vegacity Art Shop , eserleri ile yaşam alanlarımızı doğaya uyumlu hale dönüştürebileceğimizin mümkün olduğunu anlatıyordu. Sanat galerisinin atölyesi Kızılkeçili Köyü girişindedir. Buradan da istediğiniz ürünü satın alabilirsiniz. Atölye görünümü ile adeta bir ağaç ev gibi Atölyeye uğrayışım, bisikletim ile gerçekleştirdiğim köy gezilerimin sonunda olur. Zeytinli’den Kızılkeçili’ye o çok sevdiğim yoldan geldikten sonra atölyeye varmanın keyfi bambaşkadır. Beni karşılayan bir ayna, bir masa, bir sehpa yorgunluğumu unutturur. Galerinin bugünkü yeri Akçay merkezde bulunan Saruhan Otel’in önü. Hem atölye hem galeri herkesin kolaylıkla ulaşacağı bir yerde. Bizleri günlük yaşantının tek düzeliğinden alıp götüren en güzel yerler.
Mecit beyin, eserlerini oluşturduğu malzemeler doğal yöntemler ile elde ediliyor. Hiçbir şekilde doğaya zarar veren bir uygulama yok. Zaten böyle bir düşüncede olamaz. Neredeyse tüm gününü eserlerini üreterek geçiren bir sanatçıdan aksini beklemek bizlerin hatası olur. Mecit bey, pek çok kişi gibi Körfez’e büyükşehir yaşantısını geride bırakarak yerleşen biri. Bu yeteneği ile sanki hep buralara aitmiş düşüncesini uyandırıyor.Yaptığı iş gerçekten çok önemli.İnsanın tasarladığı bir şeyi, herkesin beğenisi kazanacak hale dönüştürmesine saygı duymamak imkansız. Ürün yelpazesi çok zengin. Aklınıza gelebilecek her türlü ağaç tasarımı ürünler dışında taş baskı resim, istediğiniz bir deseni baskılı olarak görebileceğiniz kupalar, kırlentler, çantalar, magnetler, bardak altlıkları, yapbozlar, tişörtler, fayans üzerine baskı…
Benim Ata’nın resmini isteyişim gibi sizlerde nasıl bir esere sahip olmak istediğinizi hiç çekinmeden anlatabilirsiniz. Mecit bey, farklı görüş ve tasarımlara açık bir sanatçı. Kendisi nasıl hayal dünyasına bir ruh katıyorsa bizlerinde bir şeyler üretebilme çabamıza destek olacaktır. Vega Copy Sanat Galerisi ve diğer sanat atölyelerine sahip çıkalım.Yaşam alanlarımızın dekorunu doğa oluştursun. Tüketim toplumunu tetikleyen markalı ürünler ile kendimize ait olmayan bir dünyada yaşamayalım. O mağazalardan alacağımız bir ürünler değil doğanın özünden kopup gelen eserler kişiliğimizi yansıtır. Onlar da buluruz sevdiğimiz rengi,hayallerimizi,bulunmak istediğimiz doğa harikası yerleri. Ticari amaç ile tasarlanan birbirinin kopyası olan ürünleri sanat eseri olarak göremiyorum. El emeği ürünlerin yerini başka hiç bir şey alamaz.
Akçay’dan tüm dünyaya açılan sanat evi, ağaç tasarımları ile bölgenin mitolojiden beri süregelen yaşantısını devam ettiriyor. Mecit beyin eserleri, Kazdağlarının doğal güzelliklerini her yere taşır. Eserlerin çoğu sanki eski çağlardan günümüze ulaşmış bir tarihi eser gibi, bir antika gibi. Her eserin ayrıntılı işlemeleri, rengi, özgün modelleri insanda böyle his uyandırıyor.
Pek çoğumuzun hayalidir, bir sahil kasabasında yaşamak. Bir bahçemizin olmasını, toprak ile uğraşmayı,doğada daha çok zaman geçirmeyi isteriz. Şehirlerin insanı yoran yaşantısından tamamen uzaklaşmak isteriz. Bu güzel isteklerimizin gerçekleştiği dünyamızı işte bu sanat galerimiz ile çok daha anlamlı ve sevdiklerimiz ile paylaşılabilir hale getirebiliriz. Ne yazık ki çoğumuzun bu istekleri gerçekleştirmesi mümkün değildir. O zamanda nerede yaşıyorsak doğaya en yakın olmanın, Kazdağları’nın esintisini hissetmenin , benliğimizi yansıtan eserleri kullanmanın yolu da Vega Sanat Galerisi’nden geçer.
Evimizin en güzel köşesini buradan aldığımız bir eser ile daha da güzelleştirebiliriz.Bahçeler de özellikle yazın daha çok vakit geçiririz. Sanat galerimizden alacağımız bir masa, bir hamak, bir fener, mumluk gibi pek çok eser ile bahçemiz hayal tarlasına dönüşebilir. Tatile gittiğimiz bir otelin dekorunun buradan alınan ürünler ile oluştuğunu görmek ne kadar hoş olur. Ya da sevdiklerimizi ile bir akşam yemeğini yediğimiz restoranın bu sanat eserlerini tercih etmesi de çok hoş olur. Bu estetik bakış açısına sahip olan herkes yaşadığı yeri güzelleştirir.
Mecit beyden aldığım ağaç oymalı aynam, Balıkesir’de odamın en güzel yerindedir. Güne çok sevdiğim aynama bakarak başlamak bana güç veriyor. Sanki yüzümü Zeytinli Çayı’nda Bin Pınarlı İda’nın serin sularında yıkamışım gibi hissederim. Sanki bisikletim ile Zeytinli’de dolaşıyormuşum gibi gelir. Sebzeleri doğramak için almış olduğum yine bir ağaç tasarımı olan tahta, bir kır evinin bahçesinde çok sevdiğim insanlara yemekler hazırlayacakmışım gibi düşündürür. Odamdaki şifonyerin üstünde bulunan mumluğum da pek güzeldir. Yandıkça getirir bana Kuzey Ege’min havasını. Antandros desenleri ile bezenmiş kırlentim ile sanki bir tanrıçaymışım gibi kendimi özel hissederim. İşte bölyesine derindir sanat galerisinin yaşattıkları…
Belki de doğa tutkum yüzümden sanat galerisini çok seviyorum. Eserler bana çok daha farklı çok daha özel ve sanki mitolojiden günümüze fırlamış gibi geliyor. Daha önce gidenler eminim ki bana hak verecektir. Mecit beyin günlerini alan emek dolu ürünleri daha başka nasıl anlatılır bilemiyorum. Sanat galerisine her uğrayışım da hissettiklerimdi bunlardı.
Bir mitinge gidişim ile başlayan tanışma bugünlere geldi. Ve geleceğe de taşıyacağımı biliyorum. Umarım sizlerinde ilgisi ve desteği ile sanat galerisi çok daha uzun yıllar üretmeye devam eder. Akçay’ın saygın işletmelerinden biri olarak bölgenin turizme katkısı da sürer. Bölgede oluşan sanat platformlarında yer almaya devam eder. Doğanın mucizeleri her zaman sanat galerisine uğrasın.
İyi dilek ve temennileri ile Kazdağ Çiğdemi, yazısını sonlandırır. Masasından kalktığı gibi aynasına bakacaktır. Kazdağları’nda geçirdiği güzel zamanlardan aldığı enerji ile yeni bir iş gününe başlayacaktır. Doğa gibi doğallıktan yana tüm herkese selamı da unutmaz.
Selam olsun emeği ile var olan Anadolu’nun mücadeleci kadınlarına… Kurtuluş Savaşı’mızda Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer alan eli öpülesi kadınlarımıza… Nene Hatun’a, Gördesli Makbule’ye, Nezahat Onbaşı’ya, Kara Fatma’ya… Minnetler olsun Zübeyde Ana’mıza…
Kutlu olsun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü… Cumhuriyetimiz ile kurucusu Ulu Önderimiz Atatürk sayesinde kadın olarak haklarımızı elde edemeseydik bugünü kutlayamazdık. O nedenle önce ülkemin kadınları. Keşke bugünkü eylemlere Kurtuluş Savaşı’mızın kahraman kadınlarına ithafen onların bir resmi ile katılabilseydim. Yine o günkü gibi baskısını sanat galerimiz gerçekleştirirdi. Bu resmi de yine odamda duvarıma asardım.