Büro Emekçileri Sendikası, adliyedeki gaz zehirlenmesiyle ilgili inceleme sonrası kamu kurumlarının yangın söndürme sistemlerindeki tehlikeye dikkat çekti. Açıklamada, ‘sigara içtiniz, alarma çarptınız’ gibi iddialarla olayın sorumluluğunun personele yüklenmeye çalışılarak, idarenin sorumluluğunun ortadan kaldırılamayacağı vurgulandı.
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Genel Merkezi’nin yaptığı değerlendirme ve açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Balıkesir Adliyesinde 4 Şubat pazartesi günü meydana gelen gaz sızıntısı sonucu 59 kişi zehirlendi. Bodrum kattaki arşiv kısmında ilk etapta gaza maruz kalan 2 kişiye yardım etmeye çalışanlardan infaz koruma memuru Fikret Savaş, 6 Şubat çarşamba günü yaşam mücadelesini kaybetti. Yine yardım etmeye çalışanlardan bir kişinin ise halen Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesindeki tedavisi devam ediyor.
Bilindiği üzere 11 Ekim 2018 tarihinde de İzmir Adliyesi’nde yangın söndürme tüplerinin bakımı esnasında meydana gelen gaz sızıntısı sonucu 29 kişi hastanelere kaldırılmış, taşeron işçisi Salih Ataoğlu yaşamını yitirmişti. Yangın tüplerinin bakımını üstlenen taşeron firma sahibi ise bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçundan tutuklanmıştı.
Bu olayın üzerinden henüz 4 ay bile geçmemişken benzer bir olayın yine başka bir adliyede yaşanması akıllara kamu kurumlarındaki iş güvenliğinin yeterli olup olmadığı sorusunu getirdi.
Her iki olay sonrası İzmir ve Balıkesir Makine Mühendisleri Odaları, karbondioksit gazıyla çalışan yangın söndürme sistemlerinin insan bulunmayan ortamlarda kullanılması gerektiği, eğitimsizlik ve denetimsizliğin hayati risk taşıdığı konusunda uyarılarda bulundular.
Balıkesir’deki olaydan sonra Büro Emekçileri Sendikası Cumhuriyet Başsavcısı Alpaslan Kaplan ile konuya ilişkin görüşme yaptı.
BES Genel Merkezi tarafından yapılan değerlendirmede, gaz kaçağının meydana geldiği bodrum katta yalnızca arşivlerin bulunmadığı, 3. İcra Müdürlüğü kalemi ile zaman zaman duruşmaların da yapıldığı konferans salonu ve adliyede çalışan hükümlülerin yemek yediği bölümlerin de aynı koridorda yer aldığı belirtildi. Yine Balıkesir adliyesinde gazlı söndürme sisteminin İzmir’deki olayın hemen sonrasında Kasım ayında faaliyete geçirildiği ve personelin bu konuyla ilgili olarak bilgilendirilmediği gibi eğitim de verilmediğine dikkat çekildi. Yangın söndürme sisteminin yasal mevzuata uygun olup olmadığı, yargı çalışanları, hakim ve savcılar, avukatlar, cezaevi personeli ve hükümlüler, davalar nedeniyle giriş çıkış yapan yurttaşlar düşünüldüğünde her gün yüzlerce insanın bulunduğu bir kamu kurumu olan adliyelerde karbondioksit gazıyla çalışan yangın söndürme sisteminin neden kullanıldığı, kurumda gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınıp alınmadığı gibi soruların idare tarafından cevaplanması gerektiği, ‘sigara içtiniz, alarma çarptınız’ gibi iddialarla olayın sorumluluğunun personele yüklenmeye çalışılarak idarenin sorumluluğunun ortadan kaldırılamayacağı belirtildi”
